30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 8

EXPERIENCE IN CHOLEDOCHAL CYSTS IN CHILDREN

 

Choledochal cysts are congenital segmental aneurysmal dilatations of any portion of bile ducts. The aim is to present seventeen-year experience in choledochal cysts.

The charts of 15 children who have been followed with the diagnosis of choledochal cyst between 1995 and 2012 were retrospectively evaluated. Fourteen of the children were female and one was male. The mean age of children was 3 years with a range of 1 month to 13 years. The range of their body weight was 1900g to 75kg with a mean of 21kg. Their complaints were intermittent jaundice, abdominal pain, vomiting, abdominal mass, fever and pruritus. Two patients were diagnosed incidentally while investigated for hirsutism and growth failure. The physical examination revealed jaundice, abdominal tenderness, hepatomegaly, mass or splenomegaly. The levels of bilirubin, liver function tests (ALT, AST) and GGT, ALP were above normal in nine of the children. Although the patients were diagnosed by using ultrasonography, additional imagings such as computerized tomography, magnetic resonance cholangiopancreaticography (MRCP), Tc-99 scintigraphy and endoscopic retrograd cholangiopancreaticography (ERCP) were performed. According to Todani’s classification; nine of the children had type I, one patient had type II, two patients had type III, one patient had type IV and one patient had type V choledochal cyst (Caroli’s disease). Between 1995 and 2001 choledocoduodenostomy was used in two patients, hepaticocholedocostomy in two patients and Roux-en Y hepaticojejunostomy in two patients. Since 2001 all of the children with choledochal cyst were undergone Roux-en Y hepaticojejunostomy and a patient with Caroli’s disease was undergone right hepatectomy. The mean duration of hospital stay was nine days. One of the patients had ascending cholangitis, one had bile-pancreatic fistula and pancreatitis postoperatively. Two patients had ileus as late complication.

Choledochal cysts should be diagnosed early and surgery should be planned by considering malignant transformation and infection. Since choledochal cysts are rare in Turkey, the experience on minimal invasive surgery of choledochal cysts is not sufficient. As our experience increases, we are considering laparoscopic approach in choledochal cysts. 

ÇOCUKLARDA KOLEDOK KİSTİ DENEYİMİ

 

Koledok kistleri safra kanallarının herhangi bir kısmında olabilen ender karşılaşılan doğumsal segmental anevrizmal dilatasyonlardır. On yedi yıllık koledok kisti deneyiminin sunulması amaçlandı.

1995- 2012 yılları arasında koledok kisti nedeni ile takip edilen hastaların dosyaları geriye dönük olarak tarandı. Yaşları 1 ay ile 13 yaş (ortanca 3 yaş) arasında değişen 14’ü kız biri erkek onbeş hasta değerlendirilmeye alındı. Vücut ağırlıkları 1900g- 75 kg (ortalama 21kg) arasında değişmekteydi. Geliş yakınmaları; aralıklı sarılık, karın ağrısı, kusma, karında kitle, ateş, kaşıntı idi. Ayrıca, biri hirşutizm, diğeri gelişme geriliği nedeni ile araştırılan İki çocukta rastlantısal olarak kiste rastlandı. Fizik incelemede; ikter, hassasiyet, hepatomegali ya da kitle, splenomegali izlenen bulgulardı. Dokuz olguda bilirubin ve karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST), GGT, ALP normal sınırın üzerinde idi. Hastalara genellikle ultrasonografi ile tanı konulurken, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans kolanjiopankreatikografi(MRCP), Tc99 sintigrafisi, endoskopik retrograd kolanjiopankreatikografi (ERCP) ile destek görüntüleme yöntemleri yapıldı.  Todani sınıflamasına göre dokuz çocukta tip I koledok kisti saptanırken, birinde tip II, İkisinde tip III, ikisinde tip IV, birinde tipV Caroli hastalığı izlendi. 1995- 2001 yılları arasında iki çocuğa koledokoduedonostomi, iki çocuğa hepatikokoledokostomi, iki çocuğa Roux en Y hepatikojejunostomi yapılmışken sonrasındaki tüm olgulara Roux en Y hepatikojejunostomi uygulandı. Caroli hastalığı nedeni ile bir çocuğa da sağ hepatektomi yapıldı. Ortalama hastanede kalış süresi dokuz gündü. Ameliyat sonrası bir hastada asendan kolanjit gelişirken, bir hastada pankreas- safra fistülü ve pankreatit gelişti. İki olguda da geç dönem brid ileus tablosu gözlendi.

Koledok kistleri enfeksiyon ve malignite gelişme riski açısından erken dönemde tanı konulup cerrahisinin planlanmasında geç kalınmamalıdır. Ülkemizde ender görülmesi nedeni ile minimal invaziv cerrahi konusunda yeterli deneyim olmamakla birlikte klinikte tecrübenin artması ile laparoskopik girişimler planlanmaktadır.

Close