31st Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

INTRODUCTION

Turkey is one of the countries in which hydatid disease is endemic. Usually, liver and lungs are involved. Renal involvement is rare. Although medical treatment of hydatid cysts has become widespread in recent years, experience in renal involvement is limited

CASE

A 9-year old girl applied with the complaint of fever. Abdominal ultrasonography (USG) showed a thick-walled, echogenic and hypoechoic cystic mass in the lateral segment of right hepatic lobe measuring 89X57 mm and a 103x72 mm cyst in mid-upper lobe of right kidney extending towards renal pelvis that were consistent with hydatid cysts. Findings of computed tomography revealed similar findings with that of USG.  Indirect hemagglutination test was negative. Because the radiological image was diagnostic, she was prescribed oral Albendazole 15 mg/kg/day. The hepatic cyst was very large and causing protuberance on abdominal wall. Therefore, percutaneous drainage was performed. Drain was taken out one month later. Medical treatment and follow up were planned for the renal cyst.  The process was uneventful. After one year, cystic lesions with smooth contours and separated membranes inside were observed on magnetic resonance imaging was observed. The cysts were 47x38 mm in hepatic segment V and 55x33 mm in superior pole of right kidney. The findings were indicative of degenerated hydatid cysts. Patient is still on regular follow up by USG. 

CONCLUSION

Hydatid cysts may involve any organ in humans. The reported incidence of renal involvement is 2%. It is also known that involvement of liver, lung and spleen is responsive to medical treatment. Literature is deficient on medical treatment of renal hydatid cyst. The degenerative response obtained in this patient shows it is responsive to medical treatment.  Serological follow-up is not possible for this patient because the baseline serology was negative. However, ultrasonographic follow-up at regular intervals and long-term assessment were planned.

GİRİŞ

Türkiye hidatik kist hastalığının endemik görüldüğü ülkelerdendir. Sıklıkla karaciğer ve akciğerler tutulur. Böbrek tutulumu nadirdir. Son yıllarda hidatik kist hastalığının medikal tedavisi yaygınlaşmışsa da böbrek tutulumu olan olgularda bu konu hakkında deneyim kısıtlıdır.

OLGU SUNUMU

9 yaşında kız hasta ateş yakınması ile başvurdu. Batın ultrasonografisinde (USG) karaciğer sağ lob lateral segmette 89X57 mm boyutlu kalın ekojen cidarlı hipo-anekoik içerikli ve sağ böbrek orta üst polünde renal pelvis komşuluğuna kadar uzanım gösteren 103X72 mm boyutlu kist hidatik ile uyumlu görünüm saptandı. Bilgisayarlı tomografi incelemesi USG ile uyumluydu. İndirekt hemaglütünasyon testi negatifti. Radyolojik olarak görünümün tipik olması nedeniyle albendazol 15 mg/kg/gün başlandı. Karaciğerdeki kistin boyutlarının büyük ve karın duvarından gözle görülecek şekilde protüberan olması nedeniyle perkütan drenaj uygulandı. Diren 1 ay sonra çekildi. Böbrek kisti için medikal tedavi ile izlem kararı verildi. Takibinde sorun olmadı. Bir yılın sonunda manyetik rezonans görüntülemede karaciğer segment 5’te 47X38 mm, sağ böbrek üst polde yaklaşık 55X33 mm boyutlu düzgün konturlu membranları ayrışmış kistik lezyonlar saptandı. Bulgular dejenere hidatik kist ile uyumluydu. Halen USG takibindedir. 

SONUÇ

İnsanda hidatik kist hastalığının hemen her organı tutabildiği bilinir. Böbrek tutulum insidansı % 2 olarak bildirilmiştir. Karaciğer, akciğer ve dalak gibi organlardaki tutulumun medikal tedaviye yanıt verdiği bilinmektedir. Böbrek hidatik kist hastalığında medikal tedavi konusunda literatür bilgisi yoktur. Sunulan hastada kistin dejenerasyonunun sağlanması medikal tedaviye olumlu bir yanıt alındığını göstermektedir. Serolojik belirtecin başlangıçta da negatif olması nedeniyle bu hastada serolojik takip yapmak mümkün değildir. Ancak hastanın düzenli aralıklarla ultrasonografik olarak izlenmesi ve uzun dönem değerlendirilmesinin yapılması planlanmıştır.