31st Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

Purpose : The aim of our study is to give the technical details of laparoscopic splenectomy and to emphasize that massive splenomegaly is not a contraindication for laparoscopic splenectomy. Methods: From June 2006-September 2012, 50 patient underwent laparoscopic splenectomy (LS) at our institution. The mean age of the patients was 8.64 years (1-18). The group consisted of 24 girls and 26 boys. The patients are divided to two groups according to spleen longitudinal length on the ultrasonography. The length of spleen in the USG varied between 8 and 23 cm. Group 1 consisted of massive spleens, Group 2 consisted of the ones not exceeding the upper limit of longitudinal length of the spleen in the ultrasonograpy. Group I and Group II are compared in terms of number of ports, operative time, conversion to open and length of hospital stay. Results: The difference between the operative time, conversion to open, the number of the ports and the length of hospital stay was not significant between Group I and Group II (P=0,05). Conclusion: LS must be preferred because of its less post-operative pain, good cosmesis, less length of hospital stay and should be the gold standard in elective splenectomies. It can be used safely and effectively in massive spleens also.

Amaç: Çocuklarda splenektomi gerektiren bazı hastalıklarda laparoskopi altın standart haline gelmiştir. Ancak büyük dalaklarla ilgili bazı teknik zorluklar devam etmektedir. Çalışmamızda splenektominin teknik detaylarını bildirmek ve masif splenomegalinin laparoskopik splenektomi için kontraendikasyon olup olmadığını araştırmak amaçlanmıştır. Metod: Haziran 2006- Eylül 2012 arasında, kliniğimizde laparoskopik splenektomi ameliyatı olan hastalar retrospektif incelendi. Hastaların 24’ü kız, 26’sı erkek ve ortalama yaşı 8.64 yıl (1-18 yaş). Başlıca splenektomi endikasyonları; kronik ITP (n:13) herediter sferositoz (n:18) talasemi (n:13) otoimmün hemolitik anemi (n:2) ve dalak kistiydi(n:2). USG ile ölçülen dalak büyüklükleri 8 ile 23 cm arasında değişiyordu. Hastalar ameliyatta sağ semilateral, ters Trendelenburg pozisyonunda yatırıldılar ve üç veya dört port kullanıldı. Tüm vasküler yapılar damar mühürleme cihazı ile bağlanıp kesildi. Beş olguda açığa geçildi. Ortalama ameliyat süresi 133,4 dakika ve yatış süresi 3,2 gün olarak bulundu. Hastalar ultrasonografi ile ölçülen uzunluklarına göre normal büyüklükteki dalaklar (Grup 1) ve yaşlarına göre büyük dalaklar (Grup 2) olarak ikiye ayrıldılar. Her iki gurup kullanılan port sayısı, ameliyat süresi, açığa geçiş oranı, hastanede kalış süresi açısından karşılaştırıldı, aralarında anlamlı fark görülmedi (P=0.05) Sonuç: : Pek çok çalışmada büyük dalakların laparoskopik çıkarılmasının, artan komplikasyon ve diseksiyon zorlukları nedeniyle önerilmediği bildirilmiş ve büyüklük 1000 gr gibi sabit sayılarla tanımlanmıştır. Oysa 1–18 yaş aralığında bu türlü sabit rakamlar yerine, dalaklarda yaşa göre beklenen büyüklükleri kullanmak daha gerçekçi olacaktır. Laparoskopik splenektomi, ameliyat süresinin kısalığı, iyi kozmetik sonuçları, ve hastanede kalış süresinin kısalığı açısından elektif splenektomide altın standart olmalıdır. Büyük dalaklarda da güvenle ve rahatlıkla kullanılabilir.