EN
TÜRKÇE
Poster - 77
A rare complication related to an umbilical venous catheter in a newborn with type IIIA jejunal atresia: venobiliary fistula
Background We present a case with a venobiliary fistula due to an umbilical venous catheter where the parenteral nutritional fluid drained through the nasogastric catheter by means of this fistula.
Case Presentation An umbilical venous catheter was inserted the day before surgery into a newborn with low birth weight who was scheduled for type IIIA jejunal atresia surgery. The catheter was superimposed on the liver on x-ray films but no intervention was made as it functioned effectively. The daily fluid amount increased to 790 and then 1977 ml. Intravenous contrast tomography with 650 ml contrast substance showed that the opaque substance was dispersed around the catheter and a venobiliary fistula formed with the fluid being administered accumulating in the duodenum through the choledochal duct on the third day of increased drainage. A rapid improvement was seen in the clinical picture of the patient after the catheter was removed.
Conclusion: A venobiliary fistula may develop following liver damage in patients with an umbilical venous catheter that is not placed appropriately and can direct the fluid administered from the umbilical catheter to the gastrointestinal system through the choledochal duct in an abundant manner.
Tip IIIA Jejunal Atrezili bir Yenidoğan’da Umblikal Venöz Katetere Bağlı Nadir Bir Komplikasyon: Venobilier Fistül
Giriş: Bu çalışma da, umblical venöz katetere bağlı olarak oluşan veno-bilier fistül ve bu fistül yoluyla parenteral nutrisonel sıvısının abondan bir şekilde nazogastrik sondadan drene olduğu bir olgu sunulmuştur.
Olgu Sunumu: Tip IIIA jejunal atrezi nedeniyle opere edilen düşük doğum ağırlıklı yenidoğana operasyondan bir gün önce umblikal venöz kateter takıldı. Kateterin karaciğer üzerine superimpose olduğu görüldü, ancak efektif olarak çalışması nedeniyle müdahele edilmedi. Operasyonun altıncı günündeyken nazogastrik sondadan bulanık renkte ve şilöz vasıfta sırayla 790, 1977 ml/gün şeklinde geleni oldu. Üçüncü gün ise 650 ml iken çekilen intravenöz kontrastlı tomografide opak maddenin kateter etrafında dağıldığı ve bu alanda veno-bilier fistül oluştuğu, verilen sıvının ise koledok yoluyla duodenumda biriktiği gözlendi. Kateteri çekilen hastanın kliniğinde hızlı bir düzelme gözlendi.
Tartışma: Uygun yerleştirilmemiş umblikal venöz kateterli hastalarda, karaciğer hasarını takiben oluşabilecek veno-bilier fistül, umblikal kateterden verilen sıvının koledok yoluyla abondan bir şekilde gastrointestinal sisteme drene olmasına neden olabilir