32nd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 138

Intussusception Following Abdominal Tumor Resection, Our Experience

Introduction: Intussusception is defined as the invagination of one portion of the bowel into an immediately adjacent distal bowel. Patients typically present with colicky abdominal pain (intermittent irritability) and vomiting. Some may have blood and mucus in stool (red currant jelly stool). It has 4 types  according to formation; idiopathic,lead point lesion,chronic and postoperative. The goal of the presentation is to share our experience about postoperative invagination followed by abdominal surgery in two cases.

Case-1: 3 years 8 months female patient with stage 4 neuroblastoma,she was subjected to mass excision after 6 cycles of chemotheraphy. She had  bilous vomiting after anorexia in post opreative 6’th day and there was air-fluid levels in direct graphy then 5 cm ileocecal invagination detected in ultrasound. Reduction with barium could not achived and she underwent surgery and discharged after 5 days.

Case-2: 7 years 4 months female patient with recurrent ganglioneuroblastoma (operated when she was at the age of  10 months and recieved chemotherapy) had abdominal tumor surgery. She was admitted to hospital with the complain of bilous vomitting in post operative 44 ‘th day. Ultrasound detected 10 cm ileoilial invagination and she underwent operation and discharged after 6 days.

Conclusion: Intussusception may have high complication rates among pediatric surgical emergencies  if its not interfered immediately. Intussusception must be kept in mind in patients who had major intraabdominal surgery with sudden onset of abdominal pain and vomitting. Early intervention with proper diagnostic tools and  treatment modalities is very important.

ABDOMİNAL TÜMÖR REZEKSİYONU SONRASI GELİŞEN İNVAJİNASYONLARDA DENEYİMİMİZ

Giriş: İnvajinasyon, proksimaldeki barsak segmentinin distaldeki barsağın içine girmesi olarak tanımlanır. Ani başlayan aralıklı karın ağrısı, safralı kusma ve çilek jölesi şeklinde dışkılama klinik bulgularıdır. İnvajinasyonlar oluşum tiplerine göre 4 şekilde gelişebilir ki bunlar idiopatik, sürükleyici bir lezyonun(lead point) olduğu, kronik ve postoperatif gelişen invajinasyonlardır.  Bu sunum ile abdominal cerrahi girişim yapılmış iki olgumuzda, postoperatif gelişen invajinasyon deneyimimizi paylaşıp hatırlatmayı amaçladık.

Olgu-1: 3 yaş 8 aylık kız hasta, evre 4 nöroblastom tanısıyla 6 kür kemoterapi sonrası kitle eksizyonu yapıldı. Postoperatif 6. gününde iştahsızlığı takiben safralı kusmalar sonrası çekilen ayakta karın grafisinde geniş tabanlı hava-sıvı seviyeleri mevcuttu. Bunun üzerine ultrason yapıldı ve 5 cm ileoçekal odaklı invajinasyon saptandı. Baryumla redükte edilemeyen hasta opere edildi. Bu ameliyat sonrası 5. gününde taburcu oldu.

Olgu-2: 7 yaş 4 aylık kız hasta, 10 aylıkken ganglionöroblastom nedeniyle opere oldu, sonrasında kemoterapi tedavisi aldı, kitlenin nüks etmesi üzerine tekrar opere edildi. Postoperatif 44. gün, iki gündür olan safralı kusma şikayeti ile başvurdu. Ultrasonda 10 cm ileoileal invajinasyon tespit edildi ve opere edildi. Postoperatif 6. gün taburcu edildi.

Sonuç: İnvaijnasyon, hızla müdahale edilmediğinde komplikasyon oranı yüksek, çocuk cerrahisi acilleri içinde yer alan bir hastalıktır. İntraabdominal majör cerrahi geçirmiş olgularda, ani başlayan karın ağrısı, kusma gibi semptomların varlığında invajinasyon mutlaka akla gelmeli, uygun tanı ve tedavi yöntemleri ile erken müdahale edilmelidir.

Close