32nd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 3

Safety and efficiency of pyeloplasty in small babies with ureteropelvic junction obstruction

S Moralıoğlu, A Cerrah Celayir, O Bosnalı, OZ Pektaş
Zeynep Kamil Maternity and Children’s Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery

Purpose: Ureteropelvic junction obstruction(UPJO) is still the most common antenatally diagnosed surgical anomaly. Although, vast majority of cases with antenatally detected hydronephrosis resolve spontaneously, some of these cases required early intervention during early infancy. The aim of this study was to assess safety and efficiency of pyeloplasty in babies with UPJO.

Methods: Clinical records of the patients who had surgery during first six weeks of life for UPJO between June 2009 and June 2014 were analysed retrospectively. Demographic, diagnostic, operative findings, and outcomes were analysed.

Results: In this five-year period, 21 patients (14 male, 7 female) were operated for UPJO under six-week of age. Twenty patients presented with antenatally detected hydronephrosis. Diagnosis was made incidentally in one patient following workup for etiology of simian line. UPJO was found in the left kidney in 18 patients and in the right in 1 patient. Two patients had bilateral disease. Two patients had additional urological anomalies. One patient had multicystic dysplastic kidney in contralateral kidney and the other patient had bilateral ureterovesical junction obstruction. Mean preoperative anterior-posterior pelvic diameter and parenchymal thickness were 32.7±8.7 mm and 3.2±1.1 mm, respectively. MAG3 dynamic renal scintigraphy showed obstructive pattern on the diuretic renogram in 23 renal units. Mean preoperative differential renal function on dynamic renal scintigraphy of the effected 16 renal unites was 46±16. Twenty three dismembered pyeloplasties were performed on mean operation age of 27.3±10.7 days. Double-J ureteral stent was used as internal drainage in 19 patients. In three patients, pelviostomy tube was inserted into the ureter tube was used. In one patient, operation was done without stent. Mean time of the follow-up period after operation was 28.2±17.3 months. Mean postoperative anterior-posterior pelvic diameter and parenchymal thickness on the third postoperative month were 14.8±6.9 mm and 7.7±1.9 mm, respectively. Postoperative drainage was normal on dynamic renal scintigraphy in 22(95.6%) of the 23 units, redo-pyeloplasty was needed in only one unit(4.3%).

Conclusions: Patient selection and timing of surgery are very important in the protection of renal function in newborn with UPJO. Surgical treatment of UPJO during first six-weeks of life is safe and effective.

Üreteropelvik bileşke darlığı olan küçük bebeklerde piyeloplastinin etkinliği ve güvenilirliği

S Moralıoğlu, A Cerrah Celayir, O Bosnalı, OZ Pektaş
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği

Amaç: Üreteropelvik bileşke darlığı, halen en sık antenatal tanısı konulan cerrahi anomalidir. Her ne kadar antenatal tanılı hidronefrozların büyük çoğunluğu spontan düzeliyor olsa da, bu hastaların bir kısmına bebeklik döneminde erken girişim gerekebilmektedir. Bu çalışmanın amacı, bebeklik dönemindeki piyeloplastilerin etkinliğini ve güvenilirliğini değerlendirmektir.

Yöntem: Kliniğimizde Haziran 2009 ile Haziran 2014 tarihleri arasında üreteropelvik bileşke darlığı nedeniyle 6 haftadan önce opere edilen hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Hastaların demografik, tanısal, operatif bulguları ve sonuçlar analiz edildi.

Bulgular: Beş yıllık sürede, kliniğimizde üreteropelvik bileşke darlığı nedeniyle 6 haftadan küçük 21 hasta(14 erkek, 7 kız) opere edildi. Hidronefroz, 20 hastada antenatal tanılıyken, bir hastada simiyan çizgilerinin etyolojisini araştırırken rastlantısal olarak saptandı. Üreteropelvik bileşke darlığı 18 hastada sol tarafta, 1 hastada sağ tarafta ve 2 hastada bilateral idi. Birinde kontralateral multikistik displastik böbrek, diğerinde bilateral üreterovezikal bileşke darlığı olmak üzere iki hastada ek üriner anomali mevcuttu. Operasyon öncesi ortalama pelvis ön-arka çapı 32.7±8.7 mm ve ortalama parankim kalınlığı 3.2±1.1 mm idi. 23 renal ünitede, MAG3 dinamik böbrek sintigrafisindeki diüretikli renogramda obstrüktif patern izlendi. 16 hastanın operasyon öncesi diferansiye böbrek fonksiyonu ortalaması 46±16 idi. 23 dismembered piyeloplasti ortalama 27.3±10.7’inci günde gerçekleştirildi. 19 hastada internal drenaj olarak DJ stent kullanılırken, 3 hastada pelviostomi tüpü üretere ilerletildi ve bir hastada operasyon stentsiz olarak gerçekleştirildi. Ameliyat sonrası ortalama takip süresi 28.2±17.3 aydı. Ameliyat sonrası üçüncü aydaki ortalama pelvis ön-arka çapı 14.8±6.9 mm, parankim kalınlığı ise 7.7±1.9 mm idi. Ameliyat sonrası yapılan dinamik böbrek sintigrafilerinde 22(%95.6) renal ünitede drenajın düzeldiği görüldü. Sadece bir ünitede (%4.3) rekürrens nedeniyle re-piyeloplasti gerekti.

Sonuç: Üreteropelvik bileşke darlığında, hasta seçimi ve ameliyat zamanlaması renal fonksiyonların korunması açısından önemlidir. Üreteropelvik bileşke darlığının yaşamın ilk 6 haftasında açık yöntemle yapılan cerrahi tedavisi etkin ve güvenlidir.

Close