35th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 60

Interventional management of the patients with high-risk vesicoureteral reflux under 1 year old

S Sancar*, E Özçakır*, CG Orcan**, H Erdoğan***, M Kaya*
*University of Health Sciences, Bursa Yuksek Ihtisas Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery
**University of Health Scences, Bursa Yuksek Ihtisas Training and Research Hospital, Department of Radiology
***University of Health Sciences, Bursa Yuksek Ihtisas Training and Research Hospital, Department of Pediatric Nephrology

Purpose: Surgical approache to Vesicoureteral reflux (VUR) in infants is still discussed because of the possibility of spontaneous regression and the difficulty of interfering with the small size lower urinary tract. However, VUR may require early intervention in cases of high grade reflux, treatment-resistant urinary tract infections (UTI) or kidney damage. In this present study, we investigated the results of under 1 year old cases of VUR and interventional procedures.

Method: Between January 2011 - June 2017, the patients with VUR were retrospectively analyzed in terms of clinical characteristics affected side, VUR grade, renal function, time of procedure, surgical methods, complications, and follow-up results.

Results: Six female and 11 male patients with a median age of 4.9 months (2-11 months) underwent intervention due to complicated VUR. The most frequent symptom was UTI (n=13). Three patients had PUV, 1 patient had neurogenic bladder. VUR was in on the right in 7 of 24 ureter units, on the left in 3 and bilateral in 7. Reflux grade was grade 4-5 in 14 ureter, and grade 3 and below in 10 ureter. In the affected side of the cases, renal damage was multifocal or generalized in 8 kidneys, focal in 6 kidneys preoperatively. Interventions were performed at the average age of 3 months after the diagnosed. Subureteric injection was performed in 20 ureter of 14 patients, open UNC was performed in 4 ureter unit of 3 patients. Success at first subureteric injection was 60%. As the VUR persists in the 8 ureter units previously injected, open UNS was performed in 3 ureter as the secondary procedure, and second subureteric injections were performed in 5 ureter. The mean follow-up period was 36 months. Renal damage in the patients was found as multifocal or generalized in 9 kidneys, and focal in 5 kidneys on the follow-up period.

Conclusion: VUR is a disease of urinary system that can cause renal damage due to recurrent UTI. Although it does not usually lead to complications requiring early intervention, it may require early intervention in VUR for reasons such as renal damage, persistent UTI, etc. However, continuing kidney damage in patients with VUR early intervention suggests that the effect continues despite the intervention.

1 yaş altında yüksek riskli vezikoüreteral reflü hastalarında girişimsel yaklaşım

S Sancar*, E Özçakır*, CG Orcan**, H Erdoğan***, M Kaya*
*Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği
**Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Kliniği
***Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Nefroloji Kliniği

Amaç: Vezikoüreteralreflü (VUR) tedavisi bebeklerde kendiliğinden gerileme ihtimali ve küçük boyutlu alt üriner sisteme müdahale zorluğu nedeniyle tartışmalıdır.  Bununla birlikte yüksek dereceli reflü, tedaviye dirençli idrar yolu enfeksiyonu(İYE) veya   böbrek hasarı gibi durumlarda  VUR’a erken müdahale gerekebilir. Sunulan bu çalışmada VUR nedeni ile girişimsel işlem yapılan 1 yaş altı olguları ve sonuçları incelenmiştir.

Yöntem: Ocak 2011- Haziran 2017 arasında  VUR nedeni ile girişim yapılan olgular  klinik özellikleri, etkilenen taraf,  VUR derecesi, böbrek fonksiyonları, girişim zamanı, uygulanan yöntem, komplikasyonları ve takip sonuçları yönünden geriye dönük incelendi.

Bulgular: Ortalama yaşı 4,9 ay (2-11 ay) olan 6 kız ve 11 erkek hastaya,komplike VUR nedeni ile girişim uygulandı.  En sık saptanan semptom (n=13) İYE idi. Üç hastada PUV, 1 hastada nörojen mesane mevcuttu.  VUR, 7 hastada  sağ, 3 hastada sol ve 7 hastada bilateral, toplam 24 üretere vardı.  Reflü dereceleri 14 üretere grade 4-5,  10 üretere grade 3 ve altı idi.  Olguların ameliyat öncesi sintigrafik değerlendirmesinde etkilenen tarafta 8 multifokal ya da generalize renal hasar; 6 fokal renal hasar vardı. Olgulara tanı konulduktan ortalama  3 ay sonra girişim uygulandı. On dört hastada, 20 üretere subüreterik enjeksiyon ve üç hastada 4 üretere ise açık UNS yapıldı.  İlk subüreterik enjeksiyonda başarı %60 oldu. Daha önce enjeksiyon yapılan 8 üreter ünitinde reflü görülmesi üzerine 3 üretere açık UNS, 5 üretere subüreterik enjeksiyon tekrarı yapıldı. Olguların ortalama takip süresi 36 ay idi. Hiçbir hastada işlemlere bağlı komplikasyon gelişmedi. Takiplerinde  tedavi uygulanan tarafta 9 böbrekte  multifokal renal hasar, 5 böbrekte fokal renal hasar vardı.

Sonuç: VUR, tekrarlayan İYE’ye bağlı renal hasar oluşturabilen,bir üriner sistem hastalığıdır. Genellikle erken yaşlarda girişim gerektirecek bir komplikasyona yol açmasa da renal hasar, ısrarlı İYE gibi nedenlerle VUR’ a erken müdahale gerekebilir. Bununla birlikte, VUR erken müdahalesi olan hastalarda böbrek hasarının devam etmesi müdahaleye rağmen etkilenmenin devam ettiğini düşündürmektedir.

Close