36th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association and 3rd Annual Congress of IPEG-MEC

View Abstract

Poster - 111

Our laparoscopic cholecystectomy experience at patients with cholelithiasis

Hİ Tanrıverdi, F Beci, A Şencan, C Günşar, A Genç, C Taneli, Ö Yılmaz
Manisa Celal Bayar University Medical School Department of Pediatric Surgery, Manisa, Turkey

Introduction: Prevelance of cholelithiasis in children has increased recently.Long term usage of TPN’s and antibiotics due to improved conditions of intensitive care units are effective in this increasement.Prevelance of cholelithiasis due to hemolytic diseases is decreased.Minimal invazive operations are more common, therefore laparoscopik cholecystectomy (LC) had become a clinical rutine in Pediatric Surgery.In this study we present our clinical experience in LC.

Materials and methods: Hospital records of patients who underwent LC between 2008-2018 in our clinic were analyzed retrospectvely.Demographic datas, presentation symptoms, ultrasonographic findings and operations of patients were evaluated.

Results: Total of 37 patients underwent LC in our clinic in last 10 years.Mean age of patients was 11 ± 4.1 (4-17) year and female/male ratio was 26/11. 27 patients were presented with only stomachache on the other hand 11 patients had nausea and vomiting.6 patients had cholecystitis and only 3 patients had hereditery spherocytosis.Mean size of gallstone was 9.8 ± 4.1 (3-24) mm according to ultrasonographic screening.21 patients had multiple calculus on the other hand 6 patients had biliary sludge, 6 patients had increased wall thickness of gallbladder and only one patient had dilatation in biliary ducts.Mean duration of follow-up between diagnosis and operation was 9.8 ± 11 (15 days to 48 months) months.16 of patients had recieved ursodeoksicolic acide therapy, mean duration of therapy was 9.2 ± 6.8 (3-24) months.All of patients underwent LC using 4 trochars.One patient underwent ovarian cyst excision, and one underwent splenectomy simultaneously.One patient had intraabdominal bleeding and followed conversatively and one patient had biliary leakage, collection had drained and regressed spontaneously.

Conclusion: We think that these are effective for decision of operation as in most of our patients; close to or greater than 1 cm stone size, multiple calculus, bile sludge and wall thickness in gallbladder.

Kolelitiasizli hastalardaki laparoskopik kolesistektomi deneyimimiz

Hİ Tanrıverdi, F Beci, A Şencan, C Günşar, A Genç, C Taneli, Ö Yılmaz
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Manisa

Giriş: Son dönemlerde çocuklarda kolelitiasiz görülme oranı oldukça artmıştır. Bunda yoğunbakım şartlarındaki iyileşmelere bağlı olarak, çocukların yenidoğan ve infantil dönemde yoğun bakımlarda uzun süreli yatışları ile uzun süreli TPN ve antibiyotik kullanılması etkilidir. Hemolitik hastalıklara bağlı kolelitiasiz ise daha az görülmektedir. Çocuk Cerrahisi’ndeki minimal invaziv girişimlerin giderek artmasına bağlı olarak da laparoskopik kolesistektomi (LK) rutin haline gelmiştir. Bu çalışmada, kolelitiasizli hastalarımızdaki LK deneyimimiz sunulmuştur.

Gereç ve yöntem: Kliniğimizde 2008-2018 yılları arasında kolelitiasiz nedeniyle LK uygulanan hastaların kayıtları geriye yönelik olarak incelenmiş, hastaların demografik özellikleri, başvuru nedenleri, ultrasonografik bulguları ve operasyonları incelenmiştir.

Bulgular: Kliniğimizde son 10 yılda toplam 37 hastaya LK uygulanmıştır. Hastaların yaş ortalaması 11 ± 4,1 (4-17) yıl, kız/erkek oranı 26/11’dir. 27 hasta sadece karın ağrısı ile başvururken 11 hastada bulantı ve kusma şikayetleri de eşlik etmiştir. 6 hasta kolesistit geçirmiştir. Sadece üç hastada altta yatan herediter sferositoz vardır. Hastaların ultrasonografik değerlendirmesinde ortalama taş boyutu 9,8 ± 4,1 (3-24) mm’dir. 21 hastada birden çok taş saptanırken 6 hastada safra çamuru, 6 hastada safra kesesinde duvar kalınlaşması ve bir hastada ise safra yollarında genişleme saptanmıştır. Hastalar tanı konulduktan sonra operasyona kadar ortalama 9,8 ± 11 (15 gün-48 ay) ay takip edilmişlerdir. Toplam 18 hasta, ortalama 9,2 ± 6,8 (3-24) ay ursodeoksikolik asit almıştır. Hastaların tamamına 4 trokar kullanılarak LK uygulanmıştır. Aynı operasyon sırasında bir hastaya ovarian kist eksizyonu, bir hastaya da splenektomi yapılmıştır. Bir hastada karıniçi kanama gelişmiş, konservatif olarak izlenmiştir. Bir hastada safra kaçağı gelişmiş, kolleksiyon drene edilmiş ve spontan gerilemiştir.

Sonuç: Bizim olgularımızın büyük çoğunluğunda olduğu gibi, taş boyutunun 1 cm’ye yakın ya da daha büyük olmasının, safra kesesinde birden çok taşın, safra çamurunun ya da duvar kalınlaşmasının olmasının operasyon kararının verilmesinde etkili olduğunu düşünmekteyiz.

Close