23rd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Nurses Association

View Abstract

Oral Presentation - 9

DETERMINATION OF ANXIETY LEVELS OF PARENTS BEFORE CIRCUMCISION IN CHILDREN

B Mammadov*, E Mammadov**
*Near East University, Health Sciences Faculty, Department of Midwifery
**Near East University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery

Background: Circumcision is one of the oldest and most frequently performed daily surgical procedures in the world. The aim of the study was to determine the anxiety levels of parents of infants and children who will be circumcised.

Material-Method: A questionnaire was applied to mothers (n = 120) and fathers (n = 120) who applied to the hospital between June-October 2018 for circumcision of their children. As data collection tool; State-Trait Anxiety Inventory (STAI) was used as demographic questionnaire and anxiety scale.

Results: The mean age of the children was 3.48 ± 2.91, the mean age of the mothers was 33.21 ± 6.00 and the mean age of the fathers was 36.74 ± 7.34. It was found that there was a significant difference between the mean scores of STAI 1 state anxiety levels between the mothers and fathers (p = 0.001). There was a significant difference between the mean scores of STAI 2 trait anxiety levels between the mothers and fathers (p = 0.002). When preoperative anxiety levels and general anxiety levels were compared, anxiety levels of both mothers (p = 0.001) and fathers (p = 0.001) increased significantly on circumcision day. Families were mostly cconcerned about anesthesia complications (72.5%), infection risk (71.7%), postoperative pain (70%), postoperative bleeding (60.3%) and inadequate preputial skin excision (55%).

Conclusions and Recommendations: Although the anxiety levels of both parents increased significantly on circumcision day, mothers' anxiety levels were higher than fathers. Families are most concerned about anesthesia-related complications. It should be kept in mind that the approach of health professionals to patients and their relatives, providing clear information and expressing the feelings of the family is effective in reducing anxiety. Repeating the same study in different institutions may be suggested in order to increase the power of the research.

ÇOCUKLARDA SÜNNET ÖNCESİ EBEVENYNLERİN KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

B Mammadov*, E Mammadov**
*Yakın Doğu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik Bölümü
**Yakın Doğu Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi AD

Giriş: Sünnet, tüm dünyada en eski ve en sık uygulanan günübirlik cerrahi girişimlerden birisidir. Çalışmanın amacı sünnet olacak bebek ve çocukların ebeveynlerinin anksiyete düzeylerini saptamaktır.

Gereç-Yöntem: Hastaneye, Haziran-Ekim 2018 tarihlerinde çocuklarının sünnet olması için başvuran anne (n=120) ve babalara (n=120) anket yapılmıştır (n=240). Veri toplama aracı olarak; demografik soru formu, kaygı ölçeği olarak, Durumluluk ve Sürekli Kaygı Envanteri (STAI) kullanılmıştır.

Bulgular: Çocukların yaş ortalaması 3,48±2,91, annelerin 33,21±6,00 ve babaların yaş ortalamaları 36,74±7,34’tür. Anneler ile babalar arasındaki STAI 1 durumluluk kaygı düzeyleri ortalama puan ortalamaları arasında anlamlı fark olduğu (p=0,001) annelerin durumluluk kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Anneler ve babalar arasında STAI 2 süreklilik kaygı düzeyleri ortalama puanları arasında anlamlı fark olduğu (p=0,002), annelerin genel kaygı düzeyi puanlarının babalardan daha yüksek olduğu görülmüştür. Operasyon öncesi kaygı düzeyleri ile genel kaygı düzeyleri karşılaştırıldığında ise hem annelerin (p=0,001), hem de babaların (p=0,001) kaygı düzeyleri sünnet günü anlamlı olarak artmaktaydı. Aileler sünnet sonrası olabilecek komplikasyonlardan sırasıyla en çok; anestezi komplikasyonlarından (%72,5), enfeksiyon riskinden (%71,7), operasyon sonrası ağrı (%70), operasyon sonrası kanama (%60,3), operasyon sırasında derinin eksik veya fazla kesilmesinden (%55) endişelenmektedirler.

Sonuç ve Öneriler: Sünnet günü her iki ebeveynin anksiyete düzeyleri anlamlı olarak yükselmekle birlikte annelerin babalara göre anksiyete düzeyleri daha fazla bulunmuştur. Aileler en çok anesteziye bağlı komplikasyonlardan endişe etmektedir. Sağlık profesyonellerinin hasta ve hasta yakınlarına yaklaşımının, anlaşılır şekilde bilgi vermelerinin ve ailenin duygularını ifade etmelerini sağlamanın anksiyetenin azaltılmasında etkili olduğu unutulmamalıdır. Aynı çalışmanın farklı kurumlarda tekrarlanması araştırmanın gücünü arttırmak amacıyla önerilebilir.

Close