30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

Purpose: To evaluate the efficacy and complications of intralesional bleomycin sclerotherapy (IBS) in children with cystic lymphangioma.

Materials and methods: This is a retrospective study of 17 children diagnosed with cystic lymphangioma treated by IBS from 2004 to 2012. Age, mode of presentation, location and type of lesions, results of treatment were studied. Cystic lymphangioma was diagnosed by means of physical examination and imaging studies such as ultrasonography, computed tomography and/or magnetic resonance imaging.

Results: Patients mostly presented with swellings in affected body regions. Most of the lesions were located in the cervical region (n=8). In other cases, lesions were located in  thoracic wall (n=4), shoulder (n=2), gluteus (n=1), lomber region (n=1) and abdominal wall (n=1). With the exception of 5 newborn patients average age was 3.8 years (2 months-9 years). Most of the lesions were macrocystic type (n=13), followed by mixed type (n=4). In this serie there are no microcystic lesions. The number of IBS per patient varied from once to 5 times After first injection of bleomycin 3 patients were lost to follow-up. Good response was seen in 50% (7/14) of the lesions, 35.7% (5/14) had complete resolution and the remaining 14.3% (2/14) had poor response. Two patients had undergone prior surgery and these patients had good response to IBS. No serious complications or side effects were observed after injection therapy. The average follow-up period is 17.8 months (2 months-46 months).

Conclusion: Our study showed that IBS is effective in the treatment of cystic lymphangioma. Although no major adverse effects have been encountered, possible complications should always be kept in mind.

Amaç: Bu klinik çalışma çocukluk çağı kistik lenfanjiomlarında intralezyoner bleomisin skleroterapisinin (İBS) etkinliğini ve tedavi sırasındaki komplikasyonların görülme sıklığını değerlendirmek için yapılmıştır.

Gereç ve yöntem: 2004-2012 tarihleri arasında kliniğimize yatırılarak İBS uygulanan 17 olgu mevcuttur. Yaş, klinik yansıma, lezyon tipleri ve yerleşim bölgeleri, tedavi sonuçları araştırılmıştır. Tüm olgularda tanı fizik muayene, yanında ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve/veya manyetik rezonans gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak konulmuştur.

Bulgular: Olgular çoğunlukla etkilenen vücut bölgelerinde şişlik ile kliniğe yansımıştır. Lezyonların çoğu servikal bölgededir (n=8). Diğer olgularda lezyon yerleşimleri göğüs duvarı (n=4), omuz (n=2), gluteus (n=1), lomber bölge (n=1) ve karın duvarıdır (n=1). Yenidoğan dönemindeki 5 olgu dışlandığında ortalama hasta yaşı 3,8 yıldır (2 ay-9 yıl). Lezyonların çoğu makrokistik tiptedir (n=13). Mikst tip lezyon 4 olguda saptanmıştır. Bu seride mikrokistik lezyon gözlenmemiştir. Hasta başına düşen uygulama sayısı 1 ile 5 arasında değişmektedir. İlk injeksiyonu takiben 3 olgu izleme gelmemiştir. İnjeksiyona yanıt açısından olguların %50’de (7/14) iyi cevap, %35,7’de (5/14) tam kaybolma gözlenmiştir. Olguların %14,3’de (2/14) kötü yanıt izlenmiştir. İnjeksiyon öncesinde 2 olguya cerrahi işlem uygulanmış olup bu olgularda injeksiyona iyi yanıt alınmıştır. Bu seride İBS uygulamasına yönelik ciddi komplikasyon ya da yan etkiye rastlanmamıştır. Ortalama izlem süresi 17,8 aydır (2-46)

Sonuçlar: Çalışmamızda kistik lenfanjiom tedavisinde İBS’nin etkin olduğunu saptadık. IBS sonucu ciddi yan etkiler gözlenmemiş olsa da akılda tutulmalıdır.