30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 73

DUCTAL ECTASIA OF BREAST IN CHILHOOD

 

Background:Ductal ectasia (DE) of breast is very rare in children and the most common symptom is bloody nipple discharge. Bloody nipple discharge is rare in infants and the association with breast cancer in adults makes the parents and the doctors worry and causes unnecessary examination and treatment. The patients admitted to our clinic with ductal ectasia are presented to discuss clinical findings, diagnostic and treatment procedures and follow-up strategies of the disease.

Material and method: Between January 2009 and June 2010, 7 patients evaluated with a diagnosis of DE and their ages, genders, clinical findings, diagnostic procedures, laboratory findings and treatment approaches examinated retrospectively.

Results: The mean age was 30.7 months (5 months-12 years), and the male to female ratio was 4/3. The most common complaints were bloody nipple discharge (n=6), palpabl mass in breast (n=2) and breast pain (n=1). The localisation of DE was bilateral in 2 patients, left breast in 3 patients and right breast in 4 patients.The mean duration time of complaints was 9 weeks (2-16 weeks) and the time between admitting to hospital and beginning of the complaints was 3.7 weeks (1-8 weeks). Breast ultrasound applied to all patients and revealed dilated ducts in all cases, so they were diagnosed with DE. Patients with bloody nipple discharge (n=6) had a cytological analysis. All patients had normal prolactin, estradiol and thyroid hormone levels. The mean follow-up period of the cases was 14.7 months (24-42 months). None of the patients had a surgical procedure or diagnostic biopsy, and after the follow-up period of 2-3.5 years none of them had a complaint or a breast mass.

Discussion:DE should be kept in mind in infants and children with bloody nipple discharge or breast masses. DE is a benign and self limiting ductal dilatation and in most cases can be follow without a need of invasive approaches such as a biopsy or surgical procedure. And ultrasound is a non-invasive and reliable diagnostic examination in DE with experienced hands

 

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA MEMEDE DUKTAL EKTAZİ

 

Giriş: Memede duktal ektazi (DE) çocuklarda nadir görülüp en sık kanlı meme başı akıntısı ile klinik bulgu vermektedir. İnfantlarda kanlı meme başı akıntısı nadirdir ve yetişkinlerde  meme karsinomu ile birlikte görülmesi aileler ve hekimlerde endişeye ve gereksiz inceleme ve tedaviye yol açar. DE nedeniyle kliniğimize başvuran hastalar, DE’lerin klinik özellikleri, tanı ve tedavi yöntemleri ile izlem yaklaşımlarını tartışmak üzere sunulmuştur.

Materyal Metod: Ocak 2009 ve Haziran 2010 tarihleri arasında kliniğimizce memede duktal ektazi tanısı konulan ve takibe alınan 7 hasta yaş, cinsiyet, klinik bulgular, tanı yönetemleri, laboratuvar bulguları ve tedavi yaklaşımları açısından geriye dönük olarak incelendi.

Sonuç: Hastaların ortalama yaşı 30.7 ay (5 ay-12 yıl) olup erkek kız oranı 4:3’dü. En sık başvuru şikayeti kanlı meme başı akıntısı (n:6), memede palpe edilen kitle (n:2), memede ağrıydı (n:1). Yedi olgunun 2’sinde her iki memede, 3’ünde sol memede, 2’sinde sağ memede duktal ektazi tespit edildi. Şikayetlerin başlangıcından hastaneye başvurana kadar geçen süre ortalama 3.7 hafta (1-8 hafta), şikayetlerin devam etme süresi ise ortalama 9 haftaydı (2-16 hafta). Tüm olgulara yapılan meme ultrasonografi’sinde dilate duktuslar izlenip, duktal ektazi tanısı doğrulandı. Altı olgunun kanlı meme başı akıntı sıvısından yayma yapılıp, sitolojik inceleme yapıldı. Tüm hastaların prolaktin, östrodiol ve tiroid hormon seviyeleri normal olarak değerlendirildi. Olguların takip  süresi ortalama 14.7 aydı (24-42 ay). Hastaların hiçbirine cerrahi girişim ve/veya tanısal biyopsi yapılmadı. 2 - 3.5 yıl süre boyunca olguların hiçbirinde şikayete ve kitleye rastlanmadı.

Tartışma: Kanlı meme başı akıntısı ve/veya memede kitle şikayeti ile başvuran infant ve çocuklarda DE akılda tutulmalıdır. DE’ler iyi huylu ve kendini sınırlayan duktal genişlemeler olup çoğu kez cerrahi ve biyopsi gibi invaziv girişimlere gerek duyulmadan takip edilebilir. Ultrasonografi tecrübeli ellerde DE tanısında non-invaziv ve güvenilir bir tetkiktir.

 

Close