31st Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 133

A CASE OF A PERSISTENTLY RECURRING ILEOILEAL INTUSSUSCEPTION

While intussusception is commonly seen during childhood recurrences are quite rare and usually present a leading point as their cause.

Herein we present a case of an intussusception which recurred five times during 10 months and showed no prominent leading point.

Case: A 4-yeras-old male patient was referred  from another medical center with abdominal pain and vomiting while the initial evaluation was suggestive of intussusception in October 2012. Our evaluation with abdominal ultrasound (US) revealed an ileoileal intussusception which was reduced hydrostatically under US guidance. The patient was discharged as complaints diminished.

After this initial episode the patient had to be hospitalized again in April, June and July 2013 with similar complaints, US showing an intussusception in all, multiple ileoileal intussusception in one episode and as hydrostatic reduction was not successful in neither a laparoscopic reduction was performed in all, taking the ileum out of the abdominal cavity and thoroughly examining for a leading point in one instance.  

A fifth episode was recorded three days after the last discharge and luckily the intussusception was spontaneously reduced during US evaluation.

Recurrent intussusception episodes are reported at a rate of up to 25% in the literature but five recurrences are extremely rare and usually present a leading point as a causative factor. Hydrostatic or pneumatic reduction is the preferred treatment in recurrent intussusception as long as a leading point may be excluded. This was only possible at the first instance in our patient and the ileoileal location of intussusception, being on more than one site, and showing no prominent leading point made the treatment more difficult.

SIK TEKRARLAYAN İNATÇI BİR İLEOİLEAL İNVAJİNASYON OLGUSU

İnvajinasyon çocuk yaş grubunda sık görülen bir hastalık olmasına karşın, tekrarlama oranı  düşüktür ve genellikle bir sürükleyici nokta tespit edilmesi söz konusudur.   

Bu çalışmada toplam 10 aylık süre içerisinde 5 kez ileoileal invajinasyonla kliniğimizde ve tedavi edilen ve sürükleyici nokta saptanamayan bir olgu sunulmaktadır.    

Olgu: 4 yaşında erkek hasta karın ağrısı, kusma yakınmaları ile Ekim 2012 tarihinde dış merkezden fakültemize invajinasyon ön tanısı ile yönlendirilmiştir. Yapılan karın ultrasonografisinde (US) invajinasyon saptanması üzerine hastaya US rehberliğinde hidrostatik redüksiyon gerçekleştirilmiştir.  Hasta, yakınmalarının gerilemesi üzerine taburcu edilmiştir.

Bunu takip eden dönemde aynı yakınmalarla getirilen hastada Nisan 2013, Haziran 2013 ve Temmuz 2013 tarihlerinde US ile invajinasyon saptanmış, her seferinde hidrostatik redüksiyon denenmiş, başarılı olmaması üzerine laparoskopik olarak ileoileal invajinasyonlara redüksiyon uygulanmış, invajine ileal barsak segmenti karın dışına alınarak olası sürükleyici nokta açısından dikkatli bir şekilde değerlendirilmiş ve herhangi bir patoloji saptanamamıştır.

Son taburculuk tarihinden üç gün sonra aynı yakınmalarla bir kez daha başvurdurulan hastada US ile yine invajinasyon saptanmış, ancak tetkik esnasında spontan redüksiyon gözlenmiştir.

Tekrarlayan invajinasyonlar çocukluk çağında değişik serilerde %25’e varan oranlarda bildirilmektedir. Ancak beş kez tekrarlama oranı son derece düşüktür ve tümünde bağırsak duvarında bir sürükleyici odak saptanmıştır. Tekrarlayan invajinasyonlarda hidrostatik/pnömatik redüksiyon tercih edilecek tedavi şeklidir. Olgumuzun ileoileal ve zaman zaman çoklu invajinasyon olması bu tedavi şeklini zorlaştırmıştır. Sürükleyici noktanın saptanmamış olması da tedavi seçeneklerini kısıtlayan diğer bir unsur olmuştur. 

Close