31st Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 74

DOES ESOPHAGOSCOPY PLAY A BENEFICIAL ROLE IN TREATMENT PLANNING OF CORROSIVE ESOPHAGEAL INJURIES?

Esophagoscopy is routinely performed after corrosive injury. While it may reveal severity of injury, rarely does it effect treatment planning and initial management is widely based on clinical findings.

Records of 275 patients with corrosive injuries treated at our department 1989 to 2013 were evaluated retrospectively to reveal the role of esophagoscopy in treatment planning.

Mean age of the 39,3% female and 60,7% male patients was 30/12 years (range 4/12 – 16) and 73% were under three years-of-age. Ingested material was alkaline in 55%, acid in 39% and not specifiable in 6%. Clinical findings at admittance were vomiting in 62,5%, oral lesions in 61% and excessive salivation in 25%.

Esophagoscopy showed no injuries in 28,4%, Grade I injuries (according to Di Costanzo) in 20,4%, Grade IIa in 26,5% and Grade IIb in 24,7%. There were no Grade III injuries.

Severity of injury did not change whether acid or alkaline, but patients with vomiting, oral burns and excessive salivation showed a markedly higher rate of severe esophageal burns.

At the upper GI passage X-ray at three weeks after ingestion 48% of the patients showed up. Grade 0 and I burns at initial esophagoscopy had normal radiologic findings, while patients with Grade IIa injuries showed 4% of esophageal stricture and 4% gastric outlet obstruction,  these numbers were 40% and 4% in Grade IIb patients respectively. Feeding was initiated according to clinical findings and swallowing ability, 95% were fed within two days.

The correlation between clinical findings and esophageal stenosis allows rough prediction based solely on clinical findings. While severe burns are associated with a higher rate of stricture, it can only be verified on X-ray studies. Feeding is commonly initiated evaluating the ability to swallow. Despite low morbidity esophagoscopy is stress for the patient, takes time and increases costs, hence considering its quite limited predictive value in treatment planning routine use is not easily justifiable.

YAKICI MADDE İÇMELERİNDE TEDAVİ PLANLAMASINDA ÖZOFAGOSKOPİNN YARARI VAR MI?

Yakıcı madde içmelerinde özofagoskopi rutin tetkik olarak algılanmaktadır. Ancak girişim basit hasar tespitinden öteye yarar sağlamamakta ve tedavi klinik seyre göre planlanmaktadır.

İşlemin tedavi planlamasındaki rolünü irdelemek üzere 1989 - 2013 yılları arasında yakıcı madde alımı nedeniyle tetkik, tedavi ve takibi yapılan 275 hasta retrospektif olarak incelenmiştir.

%39,3’ü kız, %60,7’si erkek olan hastaların yaş ortalaması 30/12 yaş (4/12 - 16 arası) olup %73’ü üç yaş ve altındadır. Etken madde %55 alkali, %39 asit ve %6 niteliği bilinmeyen özelliktedir. Başvuru bulguları kusma %62,5, ağız lezyonları %61 ve hipersalivasyon %25 olarak kaydedilmiştir. 

İlk 48 saat içerisinde yapılan özofagoskopide  hastaların %28,4’ünde yanık saptanmadı  %20,4’ünde Di Costanzo’ya göre evre I, %26,5’inde evre IIa ve %24,7’sinde evre IIb yanık olduğu görüldü. Evre III yanıklı hastaya rastlanılmadı.

Alınan maddenin asit veya alkali olmasının yanık evresini değiştirmediği gözlenirken, geliş bulgusu olarak kusma, ağız içinde fibrin plakları ve hipersalivasyon saptanan hastalarda ileri evre yanık oranı belirgin yüksek bulunmuştur.

3.haftada planlanan pasaj grafisine hastaların %48’i gelmiş, özofogoskopide  Evre 0 ve I bulgusu olanlarda darlık görülmediği, Evre IIa’da özofagus darlığının %4 ve mide çıkış darlığının %4, Evre IIb’de ise bu oranların %40 ve %4 olduğu gözlenmiştir.

Beslenme hastanın klinik bulguları ve yutma işlemi değerlendirilerek %95’inde ilk iki günde başlanmıştır.

Klinik bulgularla yanık evresi arasındaki ilişki darlık gelişmesi konusunda kabaca bir öngörü sağlamaktadır. İleri evre yanıklarda darlık gelişme oranı daha yüksek olsa bile bu ancak radyoloji ile kesinlik kazanmaktadır. Beslenme çoğunlukla hastanın toleransına göre planlanmaktadır. Özofagoskopi düşük morbiditeye sahip olsa bile getirdiği iş ve maliyet yükü yanında öngörüsel değerinin de göreceli düşük olması nedeniyle zorunlu bir tetkik yöntemi olduğunu söylemek kolay değildir. 

Close