32nd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 54

Four years old patient who has duodenal ulcer perforation with our experience treatment

Introductıon: Peptic ulcer patients in the age group may consult with different clinical manifestations because of dyspeptic complaints of intermittent or acute abdomen. In this article, we wanted to offer our experience which is treatment of patient who has duodenal ulcer perforation in the four years old.

Cases: It was evaluated male patient who was four years old and has abdominal pain since two days and low-grade fever complaints. It was determined in the physical examination findings that had distension in the abdomen slightly, mild tenderness in all of the  quadrants with palpation and there was no palpable mass with palpation. In the blood count,  WBC was  13500/mm3 (90% PNL), CRP was 59 mg / L. There was no  free air, air-fluid levels in the standing direct abdominal radiograph (SDAR).  In the control evaluation after 12 hours, it was determined that common and severe peritoneal irritation findings at physical examination and free air under the both diaphragm at SDAR. Patient was operated emergency with the preliminary diagnosis of intestinal perforation. It was found that 0.3-0.4 cm in size duodenal ulcer perforation on the anterior side first portion of the duodenum in the exploration by laparotomy. It was performed repair with primary suture and Graham patch omentoplasty. The patient who has no problem in the postperative section was discharged after six days with than operation with proton pump inhibitör. After five weeks, gastric mucosa was viewed normal while duodenal mucosa was viewd hyperemic slightly in the upper digestive tract endoscopy. Urease test was been identified as (-) in the mucosal biopsy.

Conclusion: Duodenal ulcer perforation in children should be considered in the differential diagnosis of acute abdomen and  should be plan treatment even if full non-overlapping clinical and radiological findings in cases.

Duodenal ülser perforasyonu olan dört yaşındaki hastada tedavi deneyimlerimiz

GİRİŞ: Çocuk yaş grubunda peptik ülser sıklığı son yıllarda eskiye oran ile 2-3 kat artmış olmasına rağmen nadir karşılaşılan bir durumdur. Bu yaş grubunda peptik ülserli hastalar, aralıklı dispeptik yakınmalardan, akut batına kadar farklı klinik tablolar ile başvurabilirler. Biz bu yazımızda dört yaşındaki duodenal ülser perforasyonu olan olguda tedavi deneyimlerimizi sunmak istedik.

OLGU: 2 gündür karın ağrısı, subfebril ateş yüksekliği şikayetleri olan 4 yaşındaki erkek hasta değerlendirildi. Öyküsünde son 6 aydır özellikle yemeklerden sonra artan karın ağrısı şikayeti olduğu öğrenildi. Fizik muayene bulgularında, batın muayenesinde batın hafif distandü, tüm kadranlarda palpasyon ile hafif hassasiyet mevcuttu, palpasyon ile ele gelen kitle yoktu. Diğer sistem muayeneleri olağandı. Kan sayımında WBC 13500/mm3 (%90 PNL), CRP 59 mg/L. Biyokimyasal analizleri normaldi. Ayakta direkt batın grafisi (ADBG)’sinde serbest hava, hava sıvı seviyesi yoktu. Abdominopelvik USG’de pelvik bölgede minimal serbest sıvı haricinde patoloji tespit edilmedi. Hastanın 12 saat sonraki  kontrol değerlendirilmesinde, fizik muayenede yaygın ve şiddetli peritoneal irritasyon bulguları mevcut olup, ADBG’sinde her iki diyafram altında serbest hava varlığı izlendi. Hasta intestinal perforasyon ön tanısı ile acil olarak ameliyata alındı. Laparotomi ile yapılan eksplörasyonda duodenum 1. kısım ön yüz yerleşimli  0.3- 0.4 cm’lik duodenal ülser perforasyonu ile uyumlu alanın olduğu görüldü. Primer sutur ve Graham yama omentoplasti ile onarım yapıldı. Ameliyat sonrası  izlemde sorun ile karşılaşılmayan hasta 4 haftalık proton pompa inhibitörü tedavisi düzenlenen ameliyat sonrası 6. günde taburcu edildi. Ameliyat sonrası 5. haftada yapılan üst sindirim sistemi endoskopisinde mide mukozası olağan izlenirken duodenum mukozası hafif hiperemik izlendi. Mukozal biyopside üreaz testi (-) olarak tespit edildi.     

SONUÇ: Duodenal ülser perforasyonu çocuklarda sık görülmemek ile birlikte, klinik ve radyolojik bulguları tam örtüşmeyen olgularda da, akut batın ayırıcı tanıları arasında düşünülmeli ve tedavi planına alınmalıdır.

Close