32nd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 124

Should meckel’s diverticulum be sought routinely during appendectomy?

Objective: Although meckel’s diverticulum (MD) is one of the most common congenital anomaly of gastrointestinal system, it is usually asymptomatic. A patient with ileus due to perforated meckel’s diverticulitis after a previous appendectomy is presented. 

Case report: A 7-year old boy with complaints of abdominal pain, abdominal distension and bilious vomitting was referred to our clinic with a intravenous antibiotherapy history lasted for 2weeks in a pediatric service. There were distension, tenderness, sensitivity and guarding in his abdominal examination. In his history there was an operation for perforated appendecitis 2years ago. Furthermore he hospitalized 2times due to occasional abdominal pain. He’s hospitalyzed with a diagnosis of brid ileus. In his laboratory tests, leucocyte number was 29.000/mm3, CRP level was 50 mg/dL. There were air-fluid levels and no gas passage to distal bowel on plain abdominal radiograph. There was no pathology on ultrasonography except from minimal fluid in left lower quadrant. There was no improvement in his clinical condition and a surgery was planned with pre-diagnosis of brid ileus. During surgical exploration a MD with signs of perforation and diverticulitis was adhered to the bowel mesentery 80cm proximally from the caecum. A resection anastomosis including the meckel’s diverticulitis was done. He was discharged on day 6 with no postoperative complication. The histopathologic examination revealed signs of diverticulitis and congenital gastric ectopia and transmural infarction on diverticular orifice.

Conclusion: Absence of specific clinical, radiologic and laboratory findings may cause a delayed diagnosis of pathologies with meckel’s diverticulum and a complicated clinical condition may occur. Seeking meckel’s diveticulum when the patient had a certain diagnosis of acute appendicitis intraoperatively and surgical treatment in cases with incidental diagnose are debated. In this case  a second surgery was required due to the complication of the  meckel’s diverticulum and it is presented to open a discussion.

Apendektomi sırasında meckel divertikülü rutin olarak aranmalımı dır?

Giriş:  Meckel divertikülü (MD) gastrointestinal sistemin en sık görülen konjenital anomalilerinden birisi olmasına rağmen genellikle asemptomatiktir. Daha önce apendektomi uygulanan ve sonrasında perfore meckel divertikülitine bağlı  ileus nedeniyle ameliyat edilen hasta sunulmuştur.

Olgu: İki haftadır akciğer enfeksiyonu nedeniyle çocuk servisinde yatırılıp intravenöz antibiyotik tedavisi verilen yedi yaşındaki erkek hasta, bir gündür şiddetlenen karın ağrısı, karın şişliği ve safralı kusma şikayetleri ile kliniğimize sevk edildi. Karın muayenesinde batın distansiyonu, yaygın hassasiyeti ve defansı mevcuttu. Öyküsünde iki yıl önce perfore apandisit tanısıyla ameliyat olduğu, ayrıca son 1 yıldır da ara ara karın ağrılarının olduğu, bunun için iki kez yatırılarak tedavi olduğu öğrenildi. Hasta brid ileus ön tanısıyla yatırılıp tedavisi başlandı. Yapılan tetkiklerinde lökosit 29.000/mm3, C-reaktif protein düzeyi 50 mg/dL idi. Ayakta karın grafisinde hava sıvı seviyeleri vardı ve distale gaz geçişi yoktu. Karın ultrasonografisinde sağ alt kadranda minimal sıvı dışında patoloji izlenmedi. Takibinde kliniğinde düzelme olmaması üzerine ameliyata alındı. Eksplorasyonda çekumdan yaklaşık 80 cm  proksimalde barsak mezosuna doğru yapışmış, ucunda perforasyonu ve divertikülit bulguları olan MD izlendi. Rezeksiyon anastamoz yapıldı. Postoperatif sorunu olmayan hasta 6. günde taburcu edildi. Histopatolojik incelemede divertikülit bulguları ve divertiküler orifisde konjenital gastrik ektopi ve transmural infarkt izlendi.

Sonuç: Spesifik klinik, radyolojik ve laboratuar bulguları olmadığı için MD ile ilgili patolojilerin tanısı gecikebilir ve hasta karmaşık bir klinik tablo ile başvurabilir. Ameliyat sırasında akut apandisit olduğu kesinleşen olgularda MD aranması ve asemptomatik olgularda cerrahi tedavi tartışmalıdır. Olgumuz, MD komplikasyonuna bağlı ikinci bir ameliyat gerektirmesi nedeni ile konuyu tartışmaya açmak üzere gündeme getirilmiştir.

Close