36th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association and 3rd Annual Congress of IPEG-MEC

View Abstract

Poster - 12

Difficulties for the diagnosis of atypical located hydatid cysts in children

T Tartar*, İR User**, Ü Bakal*, M Saraç*, BH Özokutan**, A Kazez*
*Firat University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Elazig, Turkey
**University of Gaziantep, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery

Aim: The presence of hydatid cysts outside livers and lungs is called atypical localozation. Difficulties for the diagnosis of atypical located hydatid cysts (ALHC) were presented.

Material and Methods: Registration forms of ALHC patients between 2000 and 2017 were created for age, sex, complaints, lesion locations, radiological and laboratory features, complications, treatment methods, follow-up periods and recurrence development.

Results: The 57.1% (n:8) of 14 patients were male, 42.9% (n:6) were female (m/f=1.3). Mean age of these patients was 10.9±2.9. The 10% (n:14) of 139 cyst hydatid patients were atypical. Primary atypical cysts without other focus are located in spleen (n:6), kidney (1), urachus (1) omentum (1) and retrovesival (1). There were multiple organ involvements in four (28.6%) cases. Atypical located cysts were ruptured in 4 cases (two were in spleen, one was in omentum and one was retrovesical). The most common complaints were abdominal pain and weakness; the most common physical examination findings were abdominal tenderness and defence. Eosinophilia was not observed in primary atypical involvement (n:10). In 37.5% of the cases having primary spleen involvement (n:3), indirect hemagglutination test (IHA) was negative. IHA was not examined for two cases with urachus and omentum because there was no doubt. In 78.6% of the patients (n:11), ALHC was considered as pre-diagnosis with radiological imaging. Radiological evaluation didn’t contribute to the diagnosis for omentum, urachus, and retrovesical located cases. Diagnostic sensitivity was 78.6% in ultrasonography (n:11) and 80% in CT (n:10). In two cases (a primary spleen and a pancreas + right lung located case), surgical procedures weren’t planned because of the responses to the medical treatment. In cases underwent elective surgery (n:11), albendazole was used for 2 weeks preoperatively and 3-6 months postoperatively. The 11 patients underwent open surgery and one had laparoscopy. The diagnoses were histopathologically confirmed. The patients were postoperatively followed up for 12 months (6-36). Recurrence was not observed.

Conclusion: Since this is a common disease in our country, in radiologically identified cystic lesions that are located outside liver and lung, ALHC should be considered even with negative serology.

Çocuklarda atipik yerleşimli kist hidatik tanısında yaşanan zorluklar

T Tartar*, İR User**, Ü Bakal*, M Saraç*, BH Özokutan**, A Kazez*
*Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD, Elazığ
**Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD

Amaç: Kist hidatiğin karaciğer ve akciğerler dışında bulunması atipik yerleşim olarak adlandırılmaktadır. Atipik yerleşimli kist hidatik (AYKH) olgularında tanıda yaşanan zorluklar sunuldu.

Gereç ve Yöntem: 2000–2017 yılları arasında AYKH nedeniyle takip ve tedavileri yapılan hastaların yaş ve cinsiyeti, şikayet, lezyonların yerleşim yeri, radyolojik-laboratuvar özellikleri, komplikasyonlar, tedavi yöntemi, takip süreleri ve nüks gelişimi açısından kayıt formu oluşturuldu.

Bulgular: On dört hastanın %57.1’i (n:8) erkek, %42.9’u (n:6) kızdı. Olguların ortalama yaşı 10.9±2.9 yıldı. Aynı dönemde kist hidatik nedeniyle tedavi edilen 139 hastanın %10’unda (n:14) atipik yerleşim mevcuttu. Başka bir odak tespit edilemeyen, primer yerleşim gösteren lezyonların 6’sı dalak, birer tanesi ise böbrek, urakus, omentum ve retrovezikal yerleşimliydi. Dört (%28.6) olguda ise çoklu organ tutulumu vardı. Atipik yerleşim gösteren 4 olguda (ikisi dalak, birer tane omentum ve retrovezikal yerleşimli) kist rüptürü mevcuttu. En sık şikayet karın ağrısı ve halsizlik, ensık fizik muayene bulgusu karında hassasiyet ve defans idi. Primer atipik tutulumlarda (n:10) eozinofili görülmedi. Primer dalak tutulumu olan olguların %37,5’inde (n:3) indirekt hemaglütinasyon testi (IHA) negatifti. Urakus ve omentum yerleşimli 2 olguda şüphelenilmediği için IHA bakılmadı. Olguların %78.6’sında (n:11) radyolojik görüntüleme ile AYKH ön tanısı konuldu. Omentum, urakus ve retrovezikal yerleşimli olgularda radyolojik değerlendirme tanıya katkı sağlamadı. Tanı duyarlılığı ultrasonografide %78.6 (n:11), bilgisayarlı tomografide ise %80 (n:10) bulundu. İki olguda (primer dalak ve pankreas+sağ akciğer yerleşimli) medikal tedaviden cevap alınması nedeniyle cerrahi işlem planlanmadı. Elektif ameliyat yapılan olgularda (n:11) preopretif 2 hafta, postoperatif 3-6 ay albendazol kullanıldı. Olguların 11’ine açık ameliyat, birine laparoskopik işlem yapıldı. Tanılar histopatolojik olarak doğrulandı. Olgular postoperatif 12 ay (6-36) takip edildi. Nüks görülmedi.

Sonuç: Ülkemizde sık görülen bir hastalık olması nedeniyle, radyolojik olarak tanımlanan karaciğer ve akciğer dışı yerleşen kistik lezyonlarda, negatif serolojide bile AYKH akla gelmelidir.

Close