39th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association Congress

View Abstract

Oral Presentation - 38

Comparision of duct to duct and Roux en Y hepaticojejunostomy biliary reconstruction tecniques in pediatric living donor liver transplantation

A JAFAROV*, M Bülbül*, E Ergün*, EO Kırımker**, S Fitöz***, T Kendirli****, B Ödemiş*****, M Tola******, K Çınar*******, K Karayalçın**, D Balcı**, M Bingöl Koloğlu*
*Ankara University, School of Medicine, Department of Pediatric Surgery
**Ankara University, School of Medicine, Department of General Surgery
***Ankara University School Of Medicine Department Of Pediatric Radiology
****Ankara University Faculty of Medicine Department Pediatric Intensive Care
*****Ankara City Hospital Department of Gastroenterology
******Ankara City Hospital Department of Invasive Radiology
*******Ankara University School Of Medicine Department Of Gastroenterology

Introduction: Biliary complications (BCs) are still a significant cause of morbidity following living donor liver transplantation(LDLT) despite the advancements in surgical techniques. Although Roux-en-Y hepaticojejunostomy (RY) has been the standard technique for years in pediatric patients, there is a limited number of reports on the feasibility of duct-to-duct (DD) anastomosis, and those reports have controversial outcomes. Therefore, this study aims to assess and compare the incidence of BC after pediatric LDLT with DD or RY techniques.

Materials and methods Sixty-six children undergoing LDLT between May 2005 and December 2020 were included in the study. The patients who underwent DDLT, retransplantation, and the patients with early graft loss were excluded. The data from the prospectively designed database were retrospectively analyzed. Patients were grouped according to the applied biliary reconstruction technique, and the groups were compared using BCs as the outcome. The relation between BC and the patient's demographic data and operative variables was evaluated.

Results: Biliary reconstruction was achieved with DD in 35(53%) patients and with RY in 31(%47). The overall BC rate was 13.6% (n = 9), Anastomotik leakage and anastomotic stricture was encountered in 6% (n:4) and 6% (n:4) patients, respectively. Non-anastomotic leakage was encountered in 3 % (n:2) patients. 6 (17.1% ) patients in DD group and 3(9,7 %) patients in HJ group developed BC. The difference was not significant. There was no difference between the patients who developed BC and who did not develop BC regarding demographic data, indications, mean PELD/MELD scores, graft weight, graft type, GWRW, operative parameters, presence of multiple bile duct, mean bile duct diameter, type of magnification, back wall and anterior wall reconstruction techniques, application of external or internal biliary drainage.

Conclusion: The results show that the DD reconstruction technique can achieve similar outcomes to RY anastomosis. Because DD reconstruction is a more physiological way of establishing bilioenteric integrity, it can safely be applied in suitable patients with a better-preserved blood supply of bile duct and adequate bile duct diameter.

ÇOCUKLARDA CANLI VERİCİLİ KARACİĞER NAKLİNDE SAFRA KANALININ SAFRA KANALINA ANASTOMOZU VE HEPATİKOJEJUNOSTOMİ TEKNİKLERİNİN UZUN DÖNEM SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

A JAFAROV*, M Bülbül*, E Ergün*, EO Kırımker**, S Fitöz***, T Kendirli****, B Ödemiş*****, M Tola******, K Çınar*******, K Karayalçın**, D Balcı**, M Bingöl Koloğlu*
*Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı
***Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı
****Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Yoğun Bakım Anabilim Dalı
*****Ankara Şehir Hastanesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı
******Ankara Şehir Hastanesi Girişimsel Radyoloji Anabilim Dalı
*******Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı

Amaç:Çocuklarda canlı donör karaciğer nakli(CVKN)’ inde tercih edilen biliyer rekonstrüksiyon yöntemi hala tartışmalıdır. Roux-en-Y hepatikojejunostomi(RY) pediyatrik hastalarda yıllardır standart teknik olmasına rağmen, safra kanalının safra kanalına anastomozu(SS) yönteminin sonuçları hakkında sınırlı sayıda yayın vardır. Bu çalışmada CVKN yapılan çocuk hastalarda RY ve SS teknikleriyle yapılan safra yolu rekonstrüksiyonlarının erken ve geç dönem sonuçlarını karşılaştırmak ve safra yolu komplikasyonlarının(SK) gelişmesinde etkisi olan risk faktörlerin ortaya konması amaçlandı.

Gereç ve yöntem:Çalışmaya Mayıs 2005-Aralık 2020 tarihleri arasında CVKN yapılan 66 çocuk hasta dahil edildi. Beyin ölümü olan donörlerden karaciğer nakli yapılan erken dönemde greft kaybı yaşayan ve retransplantasyon yapılan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların verileri karaciğer nakli hastaları için ileriye dönük olarak hazırlanmış, hastaların verilerinin güncel olarak kaydedildiği veri tabanından elde edildi. Hastaların demografik ve operatif verileri ve SK retrospektif olarak incelendi. Hastalar daha sonra safra yolu rekonstrüksiyon tipine göre SS ve HJ olmak üzere 2 ana gruba ayrıldı. Her iki grup arasında SK sıklığı ve tipleri arasındaki farklılıkları araştırıldı. SK ile korelasyon gösteren risk faktörlerin irdelendi.

Bulgular:66 hastanın 35(%53)’inde safra anastomozu S_S yöntemiyle 31(%47)’inde HJ yöntemi ile yapıldı, Çalışmada yer alan 66 hastanın 9’unda(%13.6) SK^nu gelişti. Anastomoz kaçağı hastaların%6’sında(n:4) ve anastomoz darlığı hastaların%6’sında(n:4) gelişti. %3 (n:2) anastomoz dışı kaçak gözlendi. SS grubunda hastaların %17,1’(n:6) de HJ grubunda ise %9,7(n:3)’ sinde SK görüldü SK gelişimi sıklığı ve tipleri açılarından SS ve HJ grupları arasında anlamlı fark saptanmadı. SK gelişen ve gelişmeyen hastalarda demografik veriler, karaciğer nakli endikasyonları, ortalama PELD/MELD skoru, greft ağırlığı, greft tipi, GWRW, soğuk ve sıcak iskemi süresi, ameliyat süresi, ortalama safra kanalı çapı, birden fazla safra kanalı varlığı, mikroskop büyütmesi kullanımı ve anastomoz ön ve arka duvarının yapılış teknikleri, safra stenti çekiliş zamanı karşılaştırıldığında bu parametrelerle ilgili istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı.

Sonuç:Bu çalışmanın sonuçları, çocuklarda CVKN’nde SS yönteminin koledokun arteriyel dolaşımı korunarak uygulandığında SK açısından HJ ile benzer sonuçları olduğunu ve uygun hastalarda güvenle uygulanabileceğini göstermiştir. SS anastomozu safra yolu devamlılığını sağlamada güvenli ve daha fizyolojik yöntemdir. Yeterli uzunlukta ve çapta, kanlanması iyi olan safra kanalı varlığında tercih edilebilir.

Close