39th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association Congress

View Abstract

Poster - 71

Small Bowel Volvulus without Malrotation: Evaluation of clinical findings and surgical results

B Karbuzoğlu*, B Toker Kurtmen*, G Köylüoğlu**
*Tepecik Education and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery
**İzmir Katip Çelebi University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery

Aim:Volvulus commonly observed due to malrotation.Pathologies such as congenital bands, post-operative adhesions, and Meckel's diverticulum are some of the causes of volvulus without malrotation (VwM). Volvulus seen without an underlying cause is called primary segmental volvulus.We aimed to evaluate the etiopathogenesis, clinical findings and surgical results of VwM's.

Methods:Patients who were operated for VwM between 2012 and 2022 were included. Demographic data, clinical findings, surgical results and prognosis of neonatal and non-neonatal cases were compared.

Results:31 patients (F:9,M:22) were included. 35.5% of them were neonates (Group 1). Mean age of non-neonatal patients (Group2) was 8.3±5.5 years.The most common clinicalpresentation in Group1 was vomiting (81.8%), in Group2 it was abdominal pain (95%).On physical examination, distension was observed in all of Group1 and 90% of patients in Group2. Abnormal nasogastric drainage was significantly higher in Group1 (81.8%vs30%) (p=0.017). Post-operative adhesions were the most common cause in Group 2 (75%). Primary segmental volvulus was significantly higher in Group1 (45.4%vs5%) (p=0.013). In Group1, one patient (9.1%), in Group2 40% (n=8) of the patients were treated with devolvulation (p=0.106). In Group 2, reoperation-rate after devolvulation was found to be 25%. Primary anastomosis was applied to 20% of the patients with resection in Group1 and 75% of the patients in Group2 (p=0.030). Length of the resected bowel (45cm) was significantly longer in Group2 compared to Group1 (15cm) (p=0.011). Reoperation was performed in 30% of the resection patients in Group1 and 25% in Group2 (p=1,000). Short-bowel syndrome developed in the long term in 18.2% of the patients in Group1 and 10% of the patients in Group2 (p=0.601).

Conclusion:Volvulus without malrotation (VwM) is a rare condition.Clinical findings, etiopathogenesis, surgical preferences and prognoses of VwMs differ in the neonatal and non-neonatal patients.VwM may result in short-bowel syndrome at similar rates in both groups.

Malrotasyon eşlik etmeyen ince barsak volvulusları: Klinik bulguların ve cerrahi sonuçların değerlendirilmesi

B Karbuzoğlu*, B Toker Kurtmen*, G Köylüoğlu**
*Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği
**İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Amaç: Volvuluslar sıklıkla malrotasyon ile birlikte görülmektedir. Konjenital bantlar, post-operatif adhezyonlar, meckel divertikülü gibi patolojiler, malrotasyonsuz volvulusların (MV) bazı nedenlerindendir. Altta yatan neden olmadan görülen volvuluslar, primer segmenter volvulus olarak adlandırılmaktadır. Çalışmamızda MV’ların yaş gruplarına göre etiyopatogenezlerini, klinik bulgularını ve cerrahi sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık.

Yöntem: 2012-2022 yılları arasında MV nedeniyle opere edilmiş hastalar çalışmaya dahil edildi. Neonatal ve neonatal dönem dışı olguların demografik verileri, klinik bulguları, cerrahi sonuçları ve prognozları karşılaştırıldı.

Bulgular: 31 hasta (K:9,E:22) çalışmaya dahil edildi. Hastaların %35,5’i neonatal MV’du (Grup1). Neonatal dönem dışı hastaların (Grup2) ortalama yaşı 8,3±5,5 olarak saptandı. Grup1’de en sık klinik şikayet kusma (%81,8) iken, Grup2’de karın ağrısıydı (%95). Fizik muayenede distansiyon Grup1’in tamamında görülürken, Grup2’de hastaların %90’ında saptandı. Anormal nazogastrik drenaj, Grup1’de (%81,8), Grup2’den (30%) anlamlı olarak daha fazlaydı (p=0,017). Grup2’de en sık neden post-operatif adhezyonlar olarak saptandı (%75). Grup1’de primer segmenter volvulus (%45,4), Grup2’ye (%5) göre anlamlı olarak daha yüksek saptandı (p=0,013). Grup1’de bir hasta devolvulasyon ile tedavi edilirken (%9,1), Grup2’de hastaların %40’ına(n=8) devolvulasyon uygulandı (p=0,106). Grup2’de devolvulasyon sonrası reoperasyon oranı %25 olarak saptandı. Rezeksiyon yapılan hastalara bakıldığında primer anastomoz Grup1’de olguların %20’sine, Grup2’de hastaların %75’ine uygulanmıştı (p=0,030). Ancak Grup2’de rezeksiyon uygulanan barsak uzunluğu (45cm), Grup1’e kıyasla (15cm) anlamlı olarak daha fazla bulundu (p=0,011). Rezeksiyon uygulanan hastaların Grup1’de %30’una, Grup2’de ise %25’ine reoperasyon uygulandı (p=1,000). Grup1’deki hastaların %18,2’sinde, Grup2’deki hastaların %10’unda uzun dönemde kısa barsak sendromu gelişti (p=0,601).

Sonuç: Malrotasyonsuz volvulus (MV) oldukça nadir görülen bir durumdur. Neonatal dönem ve neonatal dönem dışında görülen MV’ların klinik bulguları, etiyopatogenezleri, cerrahi tercih ve prognozları gruplar arasında farklılık göstermektedir. Her iki dönem hastalarında da MV benzer oranlarda kısa barsak sendromu ile sonuçlanabilmektedir.

Close