Case Report - 1
A Pediatric Case of Pulmonary Mucoepidermoid Carcinoma with Diagnostic Challenges: A Rare Case Report
Yasemin Dere Günal, Gülşen Biçer, Özgür Çağlar
Ankara Etlik City Hospital, Department of Pediatric Surgery
Introduction
Mucoepidermoid carcinoma (MEC) is an extremely rare malignant lung tumour in childhood. Due to the nonspecific clinical presentation and imaging features that often mimic benign cystic or nodular lesions, diagnosis can be challenging. In this case, a lung mass that was initially considered a hydatid cyst due to the concurrent presence of hepatic hydatid disease was surgically treated, but was ultimately diagnosed as pulmonary MEC. Owing to the diagnostic difficulties and the rarity of MEC in children, this case is presented with a literature review.
Case Presentation
A 12-year-old male patient presented to an external centre with abdominal pain. Thoracic and abdominal CT revealed cystic lesions in the liver compatible with hydatid cyst and a paracentral nodular lesion in the lung. The lesions were evaluated as hydatid cysts, and albendazole treatment was initiated. Three days later, the patient was admitted to our center with fever but no other complaints. Laboratory tests showed WBC: 15,960/mm³, CRP: 96 mg/L, and a positive Indirect Hemagglutination (IHA) test. Vıdeo-asisted thoracoscopic surgery (VATS) was planned for diagnostic purposes. Intraoperatively, the lesion did not appear typical for a hydatid cyst and contained mucous-like fluid. It was presumed to be a benign lesion and excised. However, histopathological examination revealed low-grade mucoepidermoid carcinoma (MEC). PET/CT performed during follow-up showed residual uptake in the left suprahilar region of the lung. A multidisciplinary team decided to perform a left upper lobectomy. Histopathology confirmed low-grade MEC. Surgical margins were negative for the tumor, with no perineural or lymphovascular invasion, and lymph nodes were negative. Postoperatively, a minimal bronchial leak occurred, which was successfully managed with antibiotics and chest tube drainage. The patient was discharged and showed no recurrence at 1-year follow-up.
Conclusion
This case highlights that a concurrent hepatic hydatid cyst may lead to misinterpretation of a pulmonary mass as a benign lesion, potentially delaying the diagnosis of rare malignancies. Centrally located, asymptomatic nodular lung lesions should be carefully evaluated for malignancy. This paediatric patient is a rare example of a pulmonary MEC being misdiagnosed as a hydatid cyst, which highlights the importance of vigilance in diagnosis.
Ayırıcı Tanıda Güçlük Yaşanan Pulmoner Mukoepidermoid Karsinomlu Bir Çocuk Hasta: Nadir Bir Olgu Sunumu
Yasemin Dere Günal, Gülşen Biçer, Özgür Çağlar
Ankara Etlik Şehir Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği
Giriş
Mukoepidermoid karsinom (MEK), çocukluk çağında son derece nadir görülen malign akciğer tümörlerinden biridir. Klinik bulguların silik olması ve görüntüleme bulgularının kistik ya da nodüler benign lezyonları taklit etmesi, tanıyı güçleştirebilir. Bu olguda, karaciğerde eş zamanlı kist hidatiği bulunan ve akciğerdeki kitlesi de kist hidatik sanılarak cerrahi uygulanan bir hastada, gerçekte pulmoner mukoepidermoid karsinom saptanmıştır. Tanı sürecinde yaşanan güçlükler ve MEK’in çocukluk çağında oldukça nadir görülmesi nedeniyle bu olgu, literatür eşliğinde sunulmuştur.
Olgu
On iki yaşında erkek hasta, karın ağrısı şikâyetiyle dış merkeze başvurmuş ve yapılan toraks ve batın BT’de karaciğerde kist hidatik ile uyumlu kistik lezyonlar ile akciğerde parasantral yerleşimli nodüler bir lezyon saptanmıştır. Lezyonlar kist hidatik olarak değerlendirilmiş ve albendazol tedavisi başlanmıştır. Hasta, üç gün sonra ateş şikâyetiyle merkezimize başvurdu. Ek semptomu yoktu. Laboratuvar incelemelerinde BK: 15.960, CRP: 96 ve İndirekt Hemaglütinasyon (İHA) testi pozitifti. Ateşin devam etmesi üzerine piperasilin-tazobaktam tedavisi başlandı. Radyolojik değerlendirme sonrasında, akciğerdeki nodüler lezyon da karaciğerdeki kistik lezyonlarla eş zamanlı olarak kist hidatik lehine yorumlandı. Tanısal amaçlı video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) planlandı. Operasyon sırasında, lezyonun klasik kist hidatik görünümünde olmadığı ve içinden mukoid içerikli sıvı geldiği gözlendi. Lezyon benign olarak değerlendirilerek eksize edildi. Ancak histopatolojik incelemede lezyonun düşük dereceli mukoepidermoid karsinom (MEK) olduğu saptandı. Takibinde yapılan PET/BT’de sol akciğer suprahiler düzeyde rezidüel tutulum saptanması üzerine, konsey kararıyla hastaya sol üst lobektomi uygulandı. Histopatolojik değerlendirmede düşük dereceli MEK tanısı doğrulandı. Bronş cerrahi sınırı negatifti; perinöral veya lenfovasküler invazyon izlenmedi, lenf nodları negatifti. Postoperatif dönemde minimal bronş kaçağı gelişti ancak antibiyotik tedavisi ve toraks tüpü drenajı ile kontrol altına alındı. Hasta şifa ile taburcu edildi. Postoperatif 1 yıllık takiplerinde nüks izlenmedi.
Sonuç
Bu olgu, eş zamanlı karaciğer kist hidatik varlığı nedeniyle akciğerdeki kitlenin yanlışlıkla benign bir lezyon olarak değerlendirilebileceğini ve nadir görülen bir malignitenin gözden kaçabileceğini göstermektedir. Özellikle santral yerleşimli, asemptomatik ve nodüler yapıda olan akciğer lezyonları, malignite olasılığı açısından dikkatle incelenmelidir. Bu hasta, pulmoner MEK’in kist hidatik ile karıştırıldığı nadir pediatrik olgulardan biridir ve tanısal farkındalık açısından önem taşımaktadır.