Poster - 71
Innovative Treatment Strategy for Giant Omphalocele: VAC-Assisted Delayed Primary Repair
Furkan Torala 1, Ali Ekber Hakalmaz 1, Pınar Kendigelen 2, Anıl Demiröz Uslu 3, Rahşan Özcan 1
1 Department of Pediatric Surgery, Cerrahpasa Faculty of Medicine, Istanbul University-Cerrahpasa
2 Department of Anesthesiology and Reanimation, Cerrahpaşa Faculty of Medicine, İstanbul University-Cerrahpaşa
3 Department of Plastic, Reconstructive and Aesthetic Surgery, Cerrahpaşa Faculty of Medicine, İstanbul University-Cerrahpaşa
INTRODUCTION: The therapeutic approach for giant omphaloceles accompanied by viscero-abdominal disproportion remains controversial. This study aims to present the efficacy of a hybrid approach consisting of silo, synthetic mesh, and vacuum-assisted closure (VAC) combination in a giant omphalocele case where conventional methods proved inadequate.
CASE PRESENTATION: A male infant with antenatal diagnosis was delivered via cesarean section at 37 gestational weeks, weighing 3150 grams. The patient presented with a 5 cm abdominal wall defect containing an 8×8×8 cm omphalocele sac housing the entire liver, bowel loops, stomach, and spleen. Initial management with compressive moist dressing for 10 days failed to achieve adequate reduction due to the narrow defect neck and hepatic adhesion to the sac.
Surgical exploration successfully reduced the stomach and spleen into the abdominal cavity; however, the enlarged liver and significant bowel segments could not be reduced, necessitating silo placement. Despite silo application, adequate reduction remained unachievable. On postoperative day 24, in collaboration with the Plastic Surgery team, fascial repair was performed using a composite dual mesh. A substantial portion of the mesh's external surface could not be covered with skin. VAC therapy was applied to the exposed areas.
At postoperative month 3, following satisfactory development of the abdominal wall and intraabdominal cavity, the majority of the mesh was removed, primary repair was accomplished, and skin reconstruction was performed. The patient remains asymptomatic at 13 months postnatal. Growth and development are age-appropriate, with normal neurological development.
CONCLUSION: In giant omphaloceles where conventional silo technique proves inadequate, temporary fascial repair with synthetic mesh and wound management with VAC system represents an effective salvage strategy. This hybrid approach supports the physiological development of the intraabdominal cavity and abdominal wall, providing optimal conditions for primary repair. When abdominal wall skin coverage is insufficient, VAC minimizes infection risk while enabling safe wound healing and successful delayed primary repair.
Dev Omfaloselde Yenilikçi Tedavi Stratejisi: VAK Destekli Geç Primer Onarım
Furkan Torala 1, Ali Ekber Hakalmaz 1, Pınar Kendigelen 2, Anıl Demiröz Uslu 3, Rahşan Özcan 1
1 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
2 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı
3 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı
Giriş: Visero-abdominal disproporsiyonun eşlik ettiği dev omfalosellerde tedavi yaklaşımı halen tartışmalıdır. Bu çalışmada, geleneksel yöntemlerin yetersiz kaldığı bir dev omfalosel olgusunda silo, sentetik yama ve vakum asistli kapama (VAK) kombinasyonundan oluşan hibrit yaklaşımın etkinliğinin sunulması amaçlanmıştır.
Olgu Sunumu: Antenatal tanılı, 37. gestasyonel haftada sezaryen ile doğan 3150 gr ağırlığındaki erkek bebekte 5 cm karın duvarı defekti ve içerisinde karaciğerin tamamı, barsaklar, mide ve dalağın bulunduğu 8x8x8 cm boyutlarında omfalosel kesesi mevcuttu. İlk 10 günde baskılı ıslak pansuman uygulandı ancak defekt boynunun dar olması ve karaciğerin keseye yapışık olması sebebiyle yeterli redüksiyon sağlanamadı.
Cerrahi eksplorasyonda mide ve dalak abdominal kaviteye yerleştirildi, ancak dev karaciğer ve bağırsakların önemli bölümü redükte edilemeyerek silo uygulandı. Silo uygulamasına rağmen yeterli redüksiyon sağlanamayan olguya 24. günde Plastik Cerrahi ekibi ile birlikte kompozit dual yama ile fasya tamiri gerçekleştirildi. Yamanın dış düzeyinin büyük bölümü cilt ile örtülemedi. Açık kalan alanlara VAK yapıldı.
Postoperatif 3. ayda karın duvarının ve intraabdominal boşluğun iyi gelişmesi üzerine yamanın büyük bölümü çıkarılarak primer tamir gerçekleştirildi ve cilt rekonstrüksiyonu yapıldı. Olgu postnatal 13. ayında sorunsuz izlenmektedir. Büyüme-gelişme yaş ile uyumlu, nörolojik gelişim normaldir.
SONUÇ: Konvansiyonel silo tekniğinin yetersiz kaldığı dev omfalosellerde, sentetik yama ile geçici fasyal onarım ve VAK sistemi ile yara yönetimi etkili bir kurtarma stratejisidir. Bu hibrit yaklaşım, intraabdominal kavitenin ve karın duvarının fizyolojik gelişimini destekleyerek optimal primer onarım koşullarını sağlamaktadır. Karın duvarı cildinin yetersiz olduğu durumlarda VAK, enfeksiyon riskini minimize ederek güvenli yara iyileşmesi ve başarılı geç primer tamire olanak vermektedir.