Oral Presentation - 79
Peptic ulcer perforations in children: 15 years of experience
Arzu Asadzade İşler, Meltem Çağlar, Gökçe Akyol, Berfin Özgenur Aydın, Gonca Gerçel, Ersan Uzun, Cesim İrşi, Çiğdem Ulukaya Durakbaşa
Department of Pediatric Surgery Istanbul Medeniyet University Faculty of Medicine Goztepe Prof Dr Suleyman Yalcin Sehir Hastanesi, Istanbul
Aim: To share experience about pediatric peptic ulcer perforations.
Method: Patients diagnosed with peptic ulcer perforation between 2010-2024 were retrospectively evaluated.
Results: There were 12 patients: 10 males (83%) and 2 females (17%), with a mean age of 14.5±4.1 (2.5–17.5) years and a median of 15.75. All presented with abdominal pain; 10 also had vomiting. Two had a history of NSAID use. In 2 patients, pain was localized to the epigastric region. The average duration of symptoms before admission was 1.5±0.5 days. Physical exam data were available for 10 patients: all had abdominal tenderness, 9 had defense, and 5 had rebound. Of 10 patients with preoperative blood counts, 8 had elevated white blood cells and 5 had high CRP. Among 8 patients with assessed direct radiographs, 7 had free air under the diaphragm. Ultrasonography was performed on all 10 patients preoperatively: 7 showed free abdominal fluid, 2 had a distended stomach. Two underwent CT, revealing pelvic fluid. Preoperative diagnoses included gastric perforation (6), intestinal perforation (2), acute abdomen of unknown cause (3), and acute appendicitis (1). Perforations were located in the stomach (10) and duodenum (2). Surgical approaches included open primary repair (5), open repair with omentopexy (4), and laparoscopic-initiated open repair with omentopexy (3). One 2.5-year-old was monitored in the Pediatric ICU for 38 days due to septic shock. Excluding this case, the mean times were: nasogastric tube removal at 2±1 (1–5) days, initiation of feeding at 2.5±1.1 (1–5) days, and hospital stay at 7±2 (5–12) days. No mortality occurred.
Conclusions: Peptic ulcer perforations are rare in children and more common in adolescent boys, as seen in this series. It is often not a primary diagnosis in pediatric abdominal pain, and free air may not appear on plain radiographs. This can delay diagnosis and raise morbidity, especially in younger children. Therefore, it should be considered in differential diagnoses, and early intervention is crucial.
Çocuklarda peptik ülser perforasyonları: 15 yıllık deneyim
Arzu Asadzade İşler, Meltem Çağlar, Gökçe Akyol, Berfin Özgenur Aydın, Gonca Gerçel, Ersan Uzun, Cesim İrşi, Çiğdem Ulukaya Durakbaşa
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göztepe Prof Dr Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul
Amaç: Pediatrik peptik ülser perforasyonu ile ilgili deneyimin paylaşılması.
Yöntem: 2010-2024 yıllarında peptik ülser perforasyonu tanısı alan hastalar geriye dönük tarandı.
Bulgular: Yaş ortalaması 14,5±4,1 (2,5-17,5) yıl ve ortancası 15,75 yıl olan 10’u (%83) erkek, 2’si kız (%17) 12 hasta mevcuttu. Hastaların tamamında karın ağrısı yakınması vardı ve 10’una kusma da eşlik ediyordu. 2 hastada NSAİİ kullanımı öyküsü vardı. Hastaların 2’sinde ağrı epigastrik bölgede belirgindi. Başvuru öncesi ortalama yakınma süresi 1,5±0,5 gündü. Fizik muayene bilgilerine ulaşılan 10 hastanın tamamında batında hassasiyet, 9’unda defans ve 5’inde rebound vardı. Ameliyat öncesi kan değerlerine ulaşılan 10 hastanın 8’inde beyaz küre ve 5’inde CRP yüksekliği mevcuttu. Direkt grafisine ulaşılan 8 hastanın 7’sinde diyafram altı serbest hava mevcuttu. Ameliyat öncesi 10 hasta ultrasonografi ile değerlendirilmişti ve 7’sinde batında serbest sıvı, 2’sinde midede dilatasyon ve distansiyon saptanmıştı. İki hastaya Bilgisayarlı Tomografi çekilmiş ve pelviste sıvı saptanmıştı. Ameliyat öncesi tanı, hastaların 6’sında mide perforasyonu, 2’sinde intestinal perforasyon, 3’ünde nedeni belirsiz akut batın ve 1’inde akut apandisit idi. Perforasyon, hastaların 10’unda midede ve 2’sinde duodenumdaydı. Hastalardan 5’ine açık primer onarım, 4’üne açık primer onarım ve omentopeksi, 3’üne ise laparoskopik başlangıçlı açık primer onarım ve omentopeksi yapıldı. Ameliyat sonrasında 2,5 yaşındaki bir hasta septik şok tanısıyla Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde 38 gün izlendi. Bu hasta dışlandığında, ortalama nazogastrik sonda çekilme süresi 2±1 (1-5) gün, beslenmeye başlama süresi 2,5±1,1 (1-5) gün ve hastane yatış süresi 7±2 (5-12) gündü. Mortalite olmadı.
Sonuç: Peptik ülser perforasyonları çocukluk çağında nadirdir ve bu vaka serisinde olduğu gibi, daha çok adölesan dönem erkek çocuklarda görülür. Karın ağrısı nedeniyle başvuran çocuklarda öncelikli düşünülen bir tanı olmadığı gibi direkt grafide her zaman serbest hava saptanamayabilir. Bu nedenlerle özellikle küçük yaş çocuklarda morbiditeyi arttırabilen ve hayati tehdit edebilen bir durumdur. Bu nedenle ayırıcı tanılar arasında mutlaka akılda tutulmalı ve erken müdahale edilmelidir.