Oral Presentation - 23
Management and treatment outcomes of chylothorax cases in the infantile period
Cankat Erdoğan 1, Hasan Özkan Gezer 1, Galib Bairamovi 1, Deniz Hanta 2, Abdulkerim Temiz 1
1 Baskent University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery
2 Başkent University Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Division of Neonatology
Aim: Chylothorax can result from congenital or acquired causes. Common causes include thoracic surgery, congenital heart disease, lymphatic anomalies, chest malignancies, and increased venous pressure during birth. Conservative treatment is the first-line approach, while surgery is considered when conservative measures fail. This study aimed to evaluate the treatment outcomes of chylothorax cases managed at our centre.
Methods: We retrospectively analysed 16 infants diagnosed with chylothorax between 2011 and 2024. Data on aetiology, treatment strategies, and outcomes were reviewed. Conservative management included total parenteral nutrition (TPN), tube thoracostomy (TT), and octreotide. Surgical treatment consisted of thoracic duct ligation.
Results: Of the 16 patients, 56% (n=9) were male, with a mean age of 56.9 days. Primary chylothorax was seen in 62.5% (n=10), while 37.5% (n=6) had secondary chylothorax related to prior surgery (e.g. oesophageal atresia, diaphragmatic hernia, neuroblastoma). Chylothorax was right-sided in 62.5%, bilateral in 31.2%, and left-sided in 6.3%. Mechanical ventilation was required in 62.5% (n=10). All patients received initial conservative therapy: TPN in 62.5%, and enteral feeding in 37.5%. TT was performed in all patients (mean drainage duration: 30.2 days). Octreotide was used in 81.2% (n=13) for an average of 23.1 days; in 18.8% (n=3), rapid improvement made its use unnecessary. Surgery was performed in five cases (31.2%) unresponsive to conservative treatment. Surgical need was 20% in primary and 50% in secondary chylothorax. Overall, 76.4% fully recovered; 23.6% died due to Candida sepsis and multi-organ failure.
Conclusion: Chylothorax management is challenging. Although statistical significance was not achieved due to small sample size, primary cases seemed to benefit more from conservative treatment. Early surgery may be preferable in selected secondary cases. An individualized, etiology-based approach is recommended.
İnfantil dönem şilotoraks olgularının yönetimi ve tedavi sonuçlarımız
Cankat Erdoğan 1, Hasan Özkan Gezer 1, Galib Bairamovi 1, Deniz Hanta 2, Abdulkerim Temiz 1
1 Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
2 Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatri AD, Yenidoğan Bilimdalı
Amaç: Şilotoraks konjenital veya akkiz nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. Etyolojide geçirilmiş toraks cerrahisi, kalp hastalıkları, lenfatik sistem anomalileri, toraks maligniteleri ve doğum eyleminde artmış santral venoz basınç nedeniyle lenfatik damarların rüptürü suçlanmaktadır. Tedavide öncelikle konservatif yaklaşımlar tercih edilmektedir, konservatif yaklaşımla düzelmeyen olgularda cerrahi girişim önerilmektedir. Merkezimizde tedavi edilen şilotoraks hastalarının sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: 2011- 2024 arasında şilotoraks tanılı 16 infantın etyolojisi, konservatif ve cerrahi tedavi sonuçları retrospektif değerlendirilmiştir. Konservatif tedavi olarak total parenteral nutrisyon desteği (TPN), tüp torakostomi (TT) uygulaması, okreotid kullanımı uygulanmıştır. Cerrahi tedavide duktus ligasyonu yapılmıştır.
Bulgular: Çalışmamızda 16 hastanın %56’sı (n=9) erkekti ve ortalama yaş 56,9 gündü. Olguların %62,5’i (n=10) primer şilotoraks, %37,5’i (n=6) ise geçirilmiş cerrahilere bağlı sekonder şilotorakstı (özofagus atrezisi, konjenital diyafram hernisi, torakal nöroblastom). Şilotoraks %62,5’inde sağ, %31,2’sinde bilateral, %6,3’ünde sol taraftaydı. Mekanik ventilatör %62,5'sinde (n=10) uygulandı. Tüm hastalara öncelikle konservatif tedavi uygulanmış; %62,5’inde oral alım kesilerek TPN başlanmış, %37,5’i ise formül mamayla beslenmiştir. Tüm olgulara TT uygulanmış (ortalama drenaj 30,2 gün) ve %81,2’sine (n=13) ortalama 23,1 gün okreotid verilmiştir. Okreotid uygulanmayan %18,8’lik (n=3) grupta drenaj ilk üç gün içinde belirgin azalmıştır. Konservatif tedaviye yanıtsız beş hastada (%31,2) cerrahi tedaviye geçilmiş ve tamamına duktus torasikus ligasyonu uygulanmıştır. Cerrahi gereksinim primer olgularda %20 (n=2), sekonder olgularda %50 (n=3) saptanmıştır. Cerrahi girişimler tedavide başarılı olmuş; olguların %76,4’ü tamamen iyileşirken, %23,6’sı candida sepsisi ve multiorgan yetmezliği nedeniyle kaybedilmiştir.
Sonuç: Şilotoraks yönetimi zorlu bir süreçtir. Örneklemin istatiksel analiz için geniş olmaması nedeniyle anlamlı fark saptanmamakla birlikte oransal olarak primer olgular konservatif tedaviden daha fazla fayda görmektedir. Sekonder olgularda ise konservatif tedavi sürecini uzatmak yerine erken cerrahi müdahele düşünülebilir. Bireyselleştirilmiş yaklaşımın esas alınmasını ve tedavinin nedene göre şekillendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.