Video Presentation - 12
Laparoscopic-assisted trichobezoar extraction and umbilicoplasty: a case report
Zekeriya Tayyib Akbaş, Büşra Serbest, Eslem Nur Keleşoğlu, Secil Yuksel, Osman Hakan Kocaman, Başak Erginel
Istanbul University Istanbul Medical Faculty Department of Pediatric Surgery
Introduction
Trichobezoar, resulting from trichophagia, is most frequently seen in adolescent females and may remain asymptomatic or present with complications like ileus. Surgical treatment can be performed via open or laparoscopic approaches. Various laparoscopic techniques exist, often involving bezoar removal through an auxiliary incision (e.g., Pfannenstiel or epigastric) with intracorporeal gastrorrhaphy. In our case, the bezoar was removed via a modified periumbilical incision, and gastrorrhaphy was performed extracorporeally.
Case Report
A 17-year-old female with a history of trichotillomania, attention deficit, and prior foreign body ingestions presented with abdominal pain and vomiting. Abdominal CT revealed a 40×100 mm intragastric mass consistent with a bezoar. Elective diagnostic laparoscopy was planned.
Access was obtained through a 155 mm semicircular umbilical incision. Two working ports (10 mm and 5 mm) were placed subcostally. A gastrotomy was created using monopolar cautery, and the bezoar was placed into an endobag. The umbilical incision was slightly widened, and the bezoar was removed through this opening. The stomach was exteriorized and repaired extracorporeally. Leak testing confirmed an intact repair. A drain was inserted, and umbilicoplasty was performed. The patient resumed oral intake on postoperative day 3 and was discharged on day 5. No complications occurred during six months of follow-up.
Conclusion
Laparoscopy is a preferred surgical method in the treatment of trichobezoar, which can fill the stomach and lead to various clinical problems. A laparoscopic-assisted approach using a modified periumbilical incision is a surgical option that should be considered both for its cosmetic advantages and for the potential to reduce operative time via extracorporeal gastrorrhaphy.
Laparoskopi yardımlı trikobezoar ekstraksiyonu ve umblikoplasti; olgu sunumu
Zekeriya Tayyib Akbaş, Büşra Serbest, Eslem Nur Keleşoğlu, Secil Yuksel, Osman Hakan Kocaman, Başak Erginel
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD
Giriş
Trikobezoar saç yeme sonrası gelişen özellikle de ergenlik çağındaki kadın hastalarda görülen bir hastalıktır. Çoğunlukla asemptomatik olmakla birlikte ileus gibi ciddi klinik tablolara neden olabilmektedir. Cerrahi yaklaşımda açık ve laparoskopik yaklaşımlar tercih edilebilmektedir. Literatürde pek çok farklı laparoskopik teknik yer almaktadır ve genellikle bezoarı Pfannenstiel veya epigastrik bölgeden yaptıkları ayrı bir insizyonla çıkartmaktadırlar ve gastrorafiyi laparoskopik olarak tamamlamaktadırlar. Olgumuzda trikobezoar hastada laparoskopik yardımlı cerrahide umblikus çevresi modifiye insizyondan çıkartıldıktan sonra gastrorafi ekstrakorpereal olarak yapılmıştır.
Olgu
Erken çocukluk döneminde yabancı cisim yutmalar nedeni ile hastane başvuruları olan, bilinen trikotillomani (saç koparma hastalığı) ve dikkat eksikliği sebebiyle çocuk psikiyatri takipli olan 17 yaş kız hasta; karın ağrısı ve kusma şikayeti ile hastane başvurusunda yapılan oral/IV kontrastlı tüm batın bilgisayarlı tomografisinde (BT) mide lümeninde 40X100 mm boyutlu periferal milimetrik hava imajlarının da izlendiği yabancı cisim saptandı ( bezoar?). Hasta elektif olarak tanısal laparoskopi operasyonuna alındı. Umblikus üzeri 155 mm yarımay insizyon ile laparoskopi işlemine başlandı. Sağ ve sol subkostal alanlardan 10 mm’lik ve 5 mm’lik çalışma posrtları batına ilerletildi. İlk olarak mide üzerinde bezoarın çıkabileceği boyutta monopolar koter ile insizyon yapıldı. Kameranın tekrar konumlandırılmasının sonra endobag umblikustan batın içine gönderildi, bezoar torba içerisine konuldu. Umblikus girişi az miktarda genişletildi ve bezoar endobag yardımıyla umblikustaki açıklıktan çıkarıldı. Mide umblikus insizyonundan batın dışarısına alınarak ekstrakorporeal olarak onarıldı. Midede onarılan alana yapılan kaçak kontrolünde kaçak gözlenmedi. Dren yerleştirildi. Umblikustaki büyük cilt defekti umblikoplasti yapılarak kapatıldı. Post-op 3.gün oral alımı açılan hasta 5.gün taburcu edildi. Taburculuk sonrası 6 aylık takiplerinde sorun gelişmedi.
Sonuç
Mideyi dolduran ve pek çok klinik probleme neden olan trikobezoar cerrahi tedavisinde laparoskopi tercih edilen bir yöntemdir. Laparoskopik yardımlı umblikus çevresi modifiye insizyonla yaklaşım ile kozmetik yönden ve ekstrakorporeal gastrografi ile de operasyon süresi yönünden akılda bulundurulması gereken bir seçenektir.