Poster - 16
From Neonate to Adolescent: A Review of Ovarian Mass Management in a Single Center
Asya Eylem Boztaş, Ayşe Demet Payza, Süleyman Perçin, Arzu Şencan
Dr. Behçet Uz Child Diseases and Surgery Training and Research Hospital, Pediatric Surgery Clinic
Aim: This study aims to evaluate our clinical approach and surgical outcomes for pediatric ovarian pathologies in light of the current literature.
Methods: A retrospective analysis was conducted on the demographic, laboratory, sonographic, surgical, and histopathological data of 1000 patients who were followed up and treated for ovarian cysts/masses(ICD code Q50.1) in our clinic between 2018 and 2024.
Results: A total of 786 patients were included in the study, with a mean age of 12 years(0–17 years). Of these, 243 patients(31%) were in the pre-menarche period. The most frequent symptom was pelvic tenderness, followed by palpable pelvic masses. Ovarian torsion was diagnosed in 11% of the patients Excluding torsion, only 10% of patients required surgical intervention due to ovarian mass. Open surgery was performed in 52% of cases, while laparoscopic surgery was conducted in 48%.. Among operated patients 63% of masses were pure cystic, 10.7% were both solid and cystic, 2% were solid masses, 23.3% were necrotic ovarian structures. Malignancy rate was 0.4%. The most common surgical procedure was cyst excision(64.4%) for benign masses, while oophorectomy was the most frequently performed procedure for malignant masses. The rate of oophorectomy among all procedures was 21%. The most prevalent histopathologic diagnosis was simple/corpus luteum cyst, followed by mature cystic teratoma and cystadenomas for benign lesions. Yolk sac tumor and sertoli cell tumors were identified as malignant masses.
Conclusion: Ovarian masses in pediatric and adolescent patients are predominantly benign, and are followed conservatively. Given the low incidence of malignancy and the importance of preserving future fertility, minimal invasive ovarian-sparing surgery should be considered as the first approach in these patients.
Yenidoğandan adölesan döneme: Tek bir merkezin over kitle yönetiminin derlemesi
Asya Eylem Boztaş, Ayşe Demet Payza, Süleyman Perçin, Arzu Şencan
Dr Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği
Amaç: Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde izlenen pediatrik over patolojilerine klinik yaklaşımımızı ve cerrahi sonuçlarımızı güncel literatür ışığında değerlendirmektir.
Yöntem: 2018–2024 yılları arasında kliniğimizde over kisti/kitleleri (ICD kodu Q50.1) nedeniyle takip ve tedavi edilen 1000 hastaya ait demografik, laboratuvar, ultrasonografi, cerrahi ve histopatolojik veriler retrospektif olarak analiz edildi.
Bulgular: Toplam 786 hasta çalışmaya dahil edildi. Ortalama yaş 12 (0–17) yıl olup, hastaların %31’i premenarş dönemdeydi. En sık başvuru semptomu pelvik hassasiyet ve palpe edilen pelvik kitle idi. Olguların %11’inde over torsiyonu saptandı. Torsiyon dışındaki hastaların sadece %10’unda over kitlesine bağlı olarak cerrahi müdahale gerekti. Cerrahi yöntemlerin %52’si açık, %48’i laparoskopik olarak gerçekleştirildi. Opere edilen hastalarda tespit edilen kitlelerin %63’ü pür kistik, %10,7’si solid-kistik, %2’si solid, %23,3’ü ise nekrotik over dokusu idi. Malignite oranı %0.4 idi. Benign lezyonlarda en sık uygulanan cerrahi işlem kist eksizyonu (%64,4) iken, malign lezyonlarda en yaygın ooforektomi idi. Tüm cerrahi prosedürler arasında ooforektomi oranı %21’di. En sık benign histopatolojik tanı basit/korpus luteum kisti olup, bunu matür kistik teratom ve kistadenomlar idi. Malign kitleler ise Yolk sac tümörü ve Sertoli hücre tümörü olarak saptandı.
Sonuç: Pediatrik ve adölesan hastalarda over kitleleri büyük oranda benign karakterlidir ve çoğunluğu konservatif olarak izlenmektedir. Düşük malignite insidansı ve gelecekteki fertilitenin korunmasının önemi göz önünde bulundurulduğunda, bu hastalarda ilk yaklaşım olarak minimal invaziv, over koruyucu cerrahiler tercih edilmelidir.