Poster - 48
Transdiaphragmatic intercostal herniation secondary to penetrating thoracic trauma: repair via transabdominal approach
Aslı Ninat, Oktay Ulusoy, Oğuz Ateş, Gülce Hakgüder, Mustafa Olguner, Feza Miraç Akgür
Dept. of Pediatric Surgery, Dokuz Eylül University, Medical School, Izmir, Turkey
Introduction: Transdiaphragmatic intercostal herniation secondary to childhood trauma is a rare condition, reported in the literature primarily as isolated case presentations. It is defined as the herniation of intra-abdominal organs through the diaphragm and intercostal space into the thoracic cavity. In this case, we aim to present our transabdominal surgical approach to a pediatric patient with transdiaphragmatic intercostal herniation resulting from penetrating thoracic trauma, accompanied by hemothorax, pulmonary injury, liver laceration, diaphragmatic rupture, and gastric perforation.
Case Presentation: A 17-year-old male patient was brought intubated to the pediatric emergency department following a stab wound. The patient had a penetrating injury located in the left 6th–7th intercostal space at the anterior axillary line. Omental herniation through the wound site was observed. Thoracoabdominal CT angiography revealed the presence of the stomach and omentum within the left hemithorax, along with fluid consistent with hemothorax and pneumothorax. The patient underwent laparotomy with preparations for possible conversion to thoracotomy. Intra-abdominal exploration revealed a 3 cm laceration on segment 3 of the liver and a 10 cm laceration on the diaphragm. Through transdiaphragmatic exploration, herniation of the stomach and omentum into the left hemithorax was confirmed. The externalized omentum was excised, and the stomach along with the remaining omentum was repositioned into the abdominal cavity. Pulmonary parenchymal and intercostal vessel injuries in the left hemithorax were repaired, and intestinal contents were evacuated. Two perforation sites, measuring 3 cm and 5 cm, were identified on the anterior surface of the gastric corpus and repaired. The chest tube was removed on postoperative day 4, and the patient was discharged on day 13.
Conclusion: Transdiaphragmatic intercostal herniation should be carefully assessed not only for diaphragmatic defects but also for concomitant intra-abdominal organ injuries. Radiological imaging and the line of injury are critical in guiding the surgical approach. A comprehensive evaluation of both thoracic and abdominal structures is essential in the diagnostic process. Surgical planning should enable access to both thoracic and abdominal compartments. The transabdominal approach should be considered a useful option for managing both thoracic and abdominal pathologies in trauma.
Penetran toraks yaralanmasına sekonder gelişen transdiyafragmatik interkostal herniasyon: transabdominal yaklaşım ile onarım
Aslı Ninat, Oktay Ulusoy, Oğuz Ateş, Gülce Hakgüder, Mustafa Olguner, Feza Miraç Akgür
Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Giriş: Çocukluk çağında travmaya sekonder transdiyafragmatik interkostal herniasyon; literatürde nadir olgu sunumları şeklinde raporlanmakta olup karın içi organların diyafragma aracılığı ile toraks duvarından herniasyonu şeklinde tanımlanır. Olgumuzda çocukluk çağında penetran toraks travması sonucunda gelişen transdiyafragmatik interkostal herniasyon, hemotoraks, akciğer yaralanması, karaciğer yaralanması, diyafragma yaralanması ve mide perforasyonu birlikteliği olan bir olguya transabdominal tedavi yaklaşımımızı sunmayı amaçladık.
Olgu sunumu: 17 yaşında erkek hasta, kesici-delici alet yaralanması sonrası entübe şekilde çocuk acil servise getirildi. Olgunun sol 6-7. interkostal aralık ön aksiller hatta kesici/delici alet girişi olduğu görüldü. Bu kesiden omentum herniasyonu mevcuttu. Torakoabdominal BT anjiyografide mide ve omentumun sol hemitoraksta olduğu bu bölgede hemotoraks ile uyumlu yoğun içerikli sıvı ve pnömotoraks olduğu tespit edildi. Olguya torakotomiye geçilebilecek şekilde hazırlıklı olarak laparatomi yapıldı. Batın içerisinde karaciğer segment 3’te yaklaşık 3 cm’lik laserasyon görüldü. Diyafram üzerinde yaklaşık 10 cm’lik laserasyon görüldü. Transdiyafragmatik eksplorasyon ile mide ve omentumun sol hemitoraksa herniye olduğu görüldü, dışarıda kalan omentum eksize edilerek mide ile birlikte batın içine geri alındı. Sol hemitoraksta akciğer dokusu ve interkostal damarlardaki yaralanma alanları onarıldı, intestinal içerik boşaltıldı. Midenin korpusunda anterior yüzünde 3 ve 5 cm’lik iki perforasyon alanı görüldü ve onarıldı. Ameliyat sonrası 4. gün toraks tüpü çekilen olgu 13. gün taburcu edildi.
Sonuç: Transdiyafragmatik interkostal herniasyon, diyafragmatik defektin yanı sıra eşlik eden intraabdominal organ yaralanmaları açısından da dikkatle değerlendirilmelidir. Cerrahi yaklaşımda radyolojik değerlendirme ve travma trasesi yol göstericidir. Bu tür olgularda, tanısal süreçte torakoabdominal yapılar bütüncül olarak incelenmeli, cerrahi planlama ise hem torakal hem de abdominal müdahalelere olanak sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Abdominal yaklaşımın transdiyafragmatik olarak hem toraks patolojilerine hem de intraabdominal organ yaralanmalarına müdahale için kullanılabileceği akılda tutulmalıdır.