Oral Presentation - 4
Is umbilical cord hernia an isolated pathology as it is thought?
Müge Yıldız 1, Yavuz Yılmaz 1, Elif Emel Erten 1, Aslı Nur Abay 1, Müjdem Nur Azılı 2, Emrah Şenel 2
1 Health Science University Ankara Bilkent City Hospital Department of Pediatric Surgery
2 Ankara Yıldırım Beyazıt Unıversıty Medical Faculty Department of Pediatric Surgery
AİM: Anterior abdominal wall defects are one of the most common congenital anomalies, mainly gastroschisis, omphalocele and umbilical cord hernia. Its incidence is 1/4000. Umbilical cord hernia is a pathology that is often confused with minor omphalocele and is not given importance in the field of pediatric surgery due to the small size of the defect. Studies on umbilical cord hernia in the literature are also limited and it is generally stated that it is not associated with cardiac or chromosomal anomalies. Our study reveals that umbilical cord hernia cases are not isolated cases, contrary to the literature.
METHODS: A total of 45 patients were included in the study, 19 with gastroschisis (42.2%), 15 with omphalocele (33.3%), and 11 with umbilical cord hernia (24.5%). They were divided into three groups as gastroschisis, omphalocele, and umbilical cord hernia. The patients were evaluated in terms of birth weight, age at birth, gender, maternal age, maternal pregnancy history, delivery method, additional anomalies affecting mortality and morbidity, surgical method, feeding time, total parenteral nutrition, follow-up time on mechanical ventilation, and hospitalization time.
RESULTS: When demographic and clinical data were compared, it was observed that 6 mothers (54.5%) in the umbilical cord hernia group had a history of abortion, and the antenatal diagnosis rate was low compared to the other groups. Five patients (45.5%) had major cardiac anomalies, three patients (27.3%) with Trisomy 13, Trisomy 18 and Trisomy 21, 2 patients (18.2%) with genetic anomalies, 4 patients (36.4%) with genitourinary anomalies, and 3 patients (27.3%) with extremity anomalies. The mortality rate of patients with major additional anomalies was found to be significantly higher (p=0.013).
CONCLUSIONS: Among the neonatal anterior abdominal wall defects, the most common and clinically significant ones are undoubtedly gatsroschisis and omphalocele. Although umbilical cord hernia is generally included in omphalocele in the literature, it is important to distinguish umbilical cord hernia from omphalocele both embryologically and clinically in terms of patient management and reporting of results. It is remarkable that 73.3% of the cases with umbilical cord hernia had multiple additional anomalies in our study and that there is no study in the literature on this subject.
Umblikal kord hernisi sanıldığı gibi masum bir patoloji midir?
Müge Yıldız 1, Yavuz Yılmaz 1, Elif Emel Erten 1, Aslı Nur Abay 1, Müjdem Nur Azılı 2, Emrah Şenel 2
1 Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Cerrahi Kliniği
2 Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
AMAÇ: Karın ön duvarı defektleri başlıca gastroşizis, omfalosel ve umblikal kord hernisi olmak üzere sık görülen konjenital anomalilerden biridir. İnsidansı 1/4000’ dir. Umblikal kord hernisi sıklıkla minör omfalosel ile karıştırılan, defektin küçük olması nedeniyle pediatrik cerrahi alanında önem verilmeyen bir patolojidir. Literatürde de umblikal kord hernisi üzerine yapılmış çalışmalar kısıtlıdır ve genellikle kardiyak, kromozomal anomaliler ile ilişkili olmadığına yer verilmiştir. Çalışmamız, umblikal kord hernili olguların literatürün aksine izole olgular olmadığını ortaya koymaktadır.
YÖNTEM: Çalışmaya gastroşizis tanılı 19 (%42,2), omfalosel tanılı 15 (%33,3) ve umblikal kord hernisi tanılı 11 hasta (%24,5) olmak üzere toplam 45 hasta dahil edilmiştir. Gastroşizis, omfalosel ve umblikal kord hernisi olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Hastalar doğum ağırlığı, doğum yaşı, cinsiyet, anne yaşı, anne gebelik öyküsü, doğum şekli, mortalite ve morbiditeyi etkileyen ek anomaliler, cerrahi yöntem, beslenme zamanı, total parenteral nutrisyon alma süresi, mekanik ventilatörde takip süresi ve yatış süresi açısından ele alındı.
BULGULAR: Demografik ve klinik veriler açısından kıyaslandığında umblikal kord hernisi grubunda 6 annede (%54,5) abortus öyküsü olduğu, antenatal tanı oranının diğer gruplara kıyasla düşük olduğu görülmüştür. Beş hastanın (%45,5) major kardiyak anomalisi olduğu, Trizomi 13, Trizomi 18 ve Trizomi 21 tanılı üç hasta (%27,3), genetik anomalili 2 hasta (%18,2), genitoüriner anomalisi olan 4 hasta (%36,4), ekstremite anomalisi olan 3 hasta (%27,3), tespit edilmiştir. Major ek anomalisi olan hastaların mortalite oranı anlamlı yüksek bulunmuştur (p=0,013).
SONUÇ: Yenidoğan karın ön duvarı defektleri arasında en sık görülen ve en çok klinik öneme sahip olanlar şüphesiz gatsroşizis ve omfaloseldir. Literatürde genel olarak umblikal kord hernisine defekt çapı küçük omfalosel grubu altında yer verilmesine karşın umblikal kord hernisini hem embriyolojik hem de klinik olarak omfaloselden ayırmak hastaların yönetimi ve sonuçların raporlanması açısından önemlidir. Çalışmamızda umblikal kord hernili olguların %73,3’ ünde multiple ek anomalilerin olması ve literatürde bu anlamda ortaya konmuş bir çalışma olmaması açısından dikkat çekicidir.