Case Report - 12
Bowel Lengthening with STEP in Neonatal Short Bowel Syndrome Due to Intrauterine Volvulus: Impact of Surgical Timing and Anastomosis Strategy on Clinical Outcomes
Muhammet Sıddık Dicle, Cengiz Gül, Ezgi Saygı, Neslihan Gülçin, Ceyhan Şahin
Health Sciences University Umraniye Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery
Introduction:
Short bowel syndrome (SBS) is a condition marked by severe malabsorption and total parenteral nutrition (TPN) dependence. In neonates, one major cause is intrauterine midgut volvulus. STEP (Serial Transverse Enteroplasty) is a key surgical option promoting enteral autonomy. This case evaluates how surgical timing and anastomosis type influence STEP eligibility.
Case Presentation:
A female neonate born at 37+5 weeks presented with intestinal obstruction on postnatal day 1. Surgery revealed extensive necrotic adhesions, type 3b (apple peel) atresia 13 cm distal to the ligament of Treitz, and evidence of intrauterine volvulus. The proximal jejunal diameter was 4 cm, and 13 cm of small bowel was connected to the cecum via a jejuno-colic anastomosis.
Oral feeding began on postoperative day 10, but TPN dependence continued with frequent cholestasis and sepsis episodes. At postnatal month 3, reoperation revealed 25 cm of bowel and a jejunal diameter of 7 cm. STEP was performed using 10 stapler applications, increasing bowel length to 50 cm. Oral feeds resumed on postoperative day 14 and were gradually increased. By postnatal month 10, the patient became fully TPN-independent and is now followed by pediatric gastroenterology.
Conclusion:
In SBS management, early surgical decisions impact long-term outcomes. Choosing jejuno-colic anastomosis over jejunostomy encouraged jejunal dilation, enabling successful STEP. Bowel dilation is essential for such procedures. This approach reduced TPN dependency and allowed enteral autonomy. Similar cases should consider strategies that promote dilation to improve both metabolic and functional recovery.
Yenidoğan Döneminde İntrauterin Volvulusa Bağlı Kısa Bağırsak Sendromunda STEP ile Barsak Uzatma: Cerrahi Zamanlama ve Anastomoz Seçiminin Klinik Sonuçlara Etkisi
Muhammet Sıddık Dicle, Cengiz Gül, Ezgi Saygı, Neslihan Gülçin, Ceyhan Şahin
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi,Çocuk Cerrahisi Kliniği
Giriş:
Kısa bağırsak sendromu (KBS), ciddi malabsorpsiyon ve parenteral nutrisyon (TPN) bağımlılığı ile seyreden bir durumdur. Yenidoğan döneminde KBS'nin başlıca nedenlerinden biri intrauterin midgut volvulusudur. STEP (Serial Transverse Enteroplasty) gibi cerrahi barsak uzatma yöntemleri, enteral bağımsızlık hedefinde önem taşır. Bu olguda, cerrahi zamanlama ve anastomoz tercihlerinin STEP'e zemin hazırlamadaki etkisi değerlendirildi.
Olgu Sunumu:
37+5 haftalık doğan yenidoğan kız bebek, Postnatal 1. gününde intestinal obstrüksiyon bulguları ile opere edildi.
Operasyonda yaygın nekrotik bridler, Treitz'den yaklaşık 13 cm distalinde tip 3b (apple peel) intestinal atrezi ve intrauterin dönemde gerçekleşmiş volvulus saptandı. Proksimal jejunumun çapı yaklaşık 4 cm idi. Toplam 13 cm ince bağırsak segmenti, çekuma jejuno-kolik anastomoz ile bağlandı.
Postoperatif 10. günde kademeli olarak oral beslenmeye başlandı. Ancak TPN bağımlılığı devam etti ve sık kolestaz ile sepsis atakları gelişti. Postnatal 3. ayında yeniden opere edilen hastanın bağırsak uzunluğu 25 cm'ye ulaşmış, jejunal segmentin çapı ise 7 cm olarak ölçülmüştür. STEP prosedürü kapsamında 10 adet stapler hattı ile uygulama yapılarak toplam barsak uzunluğu 50 cm'ye çıkarıldı. Postoperatif 14. günde oral beslenme 8x5 cc ile başlatıldı ve kademeli olarak artırıldı. Takiplerinde hasta postnatal 10.ayında TPN’den tam bağımsız hâle gelmiş olup, şu anda çocuk gastroenteroloji birimi tarafından izlenmektedir.
Sonuç:
KBS yönetiminde ilk cerrahi tercihlerin uzun dönem sonuçlara etkisi kritiktir. Bu olguda jejunostomi yerine doğrudan jejunokolik anastomoz yapılması, jejunal dilatasyonu teşvik etmiş ve STEP’in başarıyla uygulanmasına olanak sağlamıştır. Dilatasyon, barsak uzatma cerrahileri için önemli bir ön koşuldur. Bu yaklaşımla, TPN bağımlılığı azaltılmış ve enteral bağımsızlık sağlanmıştır. Benzer olgularda, cerrahi planlamada dilatasyonu destekleyici stratejilerin göz önünde bulundurulması, metabolik ve fonksiyonel iyileşme açısından önemlidir.