TÇCD 2025 42nd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association Congress

View Abstract

Poster - 31

Our Results of Crystallized Phenol Treatment in Pilonidal Sinus Cases: Therapeutic Approach in Complicated Cases – A Single-Center Experience

Gizem Beril Özdemir 1, Ayça Töre Başer 2, Arda Kaya 1, Ali Onur Erdem 1, Sezen Karaca Özkısacık 1, Mesut Yazıcı 1
1 Adnan Menderes Üniversity School of Medicine Department of Pediatric Surgery
2 Kirsehir Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery

Introductions: Various surgical techniques have been employed in the treatment of pilonidal sinus disease. In recent years, with the increasing efficacy of minimally invasive approaches, crystallized phenol application has gained significant popularity. Given the high recurrence rates associated with this condition, our aim was to evaluate whether the presence of multiple sinus openings, preoperative abscess formation necessitates repeated phenol applications.

Methods: A retrospective review was conducted of 49 patients who underwent crystallized phenol treatment for pilonidal sinus disease between January 2020 and April 2025. The median age was 15 years (range: 12–17); with 13 females, 36 males. Of these, 61.2% underwent surgery following abscess drainage. Phenol was applied once in 40 cases, twice in 8 cases, and three times in 1 case. All patients requiring repeated phenol application had preoperative abscesses, and 89% had multiple sinus tracts. The average number of sinuses per case was 2 (range: 1–3). Four patients had comorbid neuromotor disorders, three had gastrointestinal conditions, and six were obese.

Results: All patients who required multiple phenol applications had preoperative abscesses and, except one, had more than one sinus opening (2, 3, or 4). However, no statistically significant association was found between the number of sinus tracts or presence of abscess and repeated phenol application (p=0.3; p=0.4). Similarly, comorbid conditions were not significantly related to multiple applications (p=0.8). Only one patient required surgical intervention after phenol treatment. All patients were discharged the same day, resumed normal activities without restriction.

Conclusion: Our findings suggest that crystallized phenol treatment is a well-tolerated, minimally invasive option with a short recovery time and no disruption to daily life. Although complex cases involving abscesses and multiple tracts showed a tendency toward repeated applications, no statistically significant correlation was found, indicating a need for further studies.

Pilonidal Sinüs Olgularında Kristalize Fenol Uygulaması Sonuçlarımız Komplike Olgularda Tedavi Yönetimi: Tek Merkezli Çalışma

Gizem Beril Özdemir 1, Ayça Töre Başer 2, Arda Kaya 1, Ali Onur Erdem 1, Sezen Karaca Özkısacık 1, Mesut Yazıcı 1
1 Adnan Menderes Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
2 Kırşehir Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği

Amaç: Pilonidal sinüsün cerrahi tedavisi için pek çok yöntem kullanılmaktadır. Özellikle son yıllarda minimal invaziv tedavilerin etkinliğinin artmasıyla kristalize fenol uygulaması oldukça popüler hale gelmiştir. Tekrar etme oranının oldukça fazla olduğu bu patolojilerde, sinüs sayısının fazla olması ve preoperatif abse varlığının, tekrarlayan fenol uygulaması gerektirip gerektirmediğini değerlendirmeyi amaçladık.

Yöntem: Ocak 2020- Nisan 2025 arasında kristalize fenol uygulaması yapılan pilonidal sinüs vakaları retrospektif olarak değerlendirildi. Toplam 49 olgu mevcuttu. Median yaş n=15 (n=12-17), olguların 13’ü kız 36’sı erkekti. Hastaların % 61.2’si abse tedavisi sonrası opere edildi. 40 olguya 1 kez, 8 olguya 2 kez, 1 olguya ise 3 kez fenol uygulaması yapıldı. Tekrarlayan fenol uygulaması yapılan olguların tamamında preoperatif abse mevcudiyeti olup % 89’unda ise birden çok sinüs ağzı bulunmaktaydı. Sinüs sayısı tüm olgularda ortalama 2 (n=1-3) idi. 4 olguya nöromotor, 3 olguya ise gastrointestinal patolojiler eşlik etmekteydi. 6 olguda obezite mevcuttu.

Bulgular: Birden fazla fenol uygulaması yapılan olguların hepsinde preoperatif dönemde pilonidal sinüs absesinin mevcut olduğu, bir olgu hariç sinüs sayısının (n=2,3,4) birden fazla olduğu gözlendi. Ancak istatistiksel olarak sinüs sayısı ve preoperatif abse varlığı ile tekrarlayan fenol uygulaması arasında anlamlı bir fark saptanmadı (p=0,3;0.4). Ek hastalıkların eşlik etmesi ve birden çok fenol uygulaması yapılması arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.8). Fenol uygulanan sadece bir hastada cerrahi tedavi gerekmiştir. Fenol uygulaması sonrasında hastalar aynı gün taburcu edilmiş ve günlük hayatlarından herhangi bir kısıtlama yapılmasına gerek kalmamıştır.

Sonuç: Çalışmamızın sonuçları değerlendirildiğinde, fenol uygulamasının hasta için oldukça konforlu, postoperatif hastanede kalış süresinin kısa ve günlük hayatlarında herhangi bir kısıtlama gerektirmediği görülmüştür. Bu çalışmada preoperatif abse mevcudiyeti ve birden çok sinüs açıklığına sahip komplike pilonidal sinüs olgularında, tekrarlayan fenol uygulaması ile abse varlığı ve sinüs sayısı arasında anlamlı fark saptanmamış olup, bununla ilgili daha fazla çalışma yapılması gerektiği kanısındayız.

Close