Case Report - 13
Magnetic Compression Anastomosis in a Toddler with Postoperative Biliary Stricture Following Choledochal Cyst Resection: A Case Report
Kübra Öztürk Yüzdemir 1, Emre Ünal 2, Tutku Soyer 1, Özlem Boybeyi 1
1 Hacettepe University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery
2 Hacettepe University Medical Faculty Department of Radiology
Background:
Choledochal cysts (CCs) are rare congenital anomalies of the biliary tree that require surgical excision. Postoperative anastomotic strictures may occur, typically within the early postoperative period. Delayed-onset biliary-enteric strictures are rare in pediatric patients and present unique diagnostic and therapeutic challenges. Magnetic compression anastomosis (MCA) has emerged as a novel minimally invasive approach for restoring biliary continuity in selected cases.
Case Presentation:
A 9-year-old girl, who had undergone excision of a Todani type-I choledochal cyst with Roux-en-Y hepaticojejunostomy at age 3, presented six years later with intermittent epigastric pain and postprandial, non-bilious vomiting. On examination, there was no jaundice; laboratory tests revealed only mildly elevated GGT and minimal direct hyperbilirubinemia. MRCP and cholangiography demonstrated a high-grade stricture located in the right hepatic duct, near the hepaticojejunostomy, resulting in significant upstream biliary dilatation, especially within the right hepatic biliary tree. Given the location and complexity of the stricture, magnetic compression anastomosis was planned. Under general anesthesia and sterile conditions, with ultrasound and fluoroscopy guidance, right biliary drainage catheter was used for contrast injection and right duct visualization. The non-dilated left segment II duct was cannulated. Two magnets were introduced—one from the right and one from the left intrahepatic ducts—and aligned across the stricture zone. Magnetic coupling was achieved in the occluded right hepatic duct near the anastomotic site. The procedure was well tolerated, and follow-up imaging confirmed successful biliary recanalization. The magnets were retrieved uneventfully. The patient experienced complete symptom resolution and normalization of liver biochemistry at follow-up.
Conclusion:
This case highlights that delayed-onset biliary strictures may occur even after long asymptomatic intervals following choledochal cyst resection. It also illustrates the effectiveness of percutaneous, fluoroscopy-guided magnetic compression anastomosis in managing anatomically complex, non-anastomotic strictures in pediatric patients, offering a viable minimally invasive alternative to surgical revision.
Koledok Kisti Rezeksiyonu Sonrası Postoperatif Biliyer Striktürü Olan Çocuk Hastada Manyetik Kompresyon Anastomozu: Bir Olgu Sunumu
Kübra Öztürk Yüzdemir 1, Emre Ünal 2, Tutku Soyer 1, Özlem Boybeyi 1
1 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD
2 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı
Amaç:
Koledok kistleri (KK) safra yollarının cerrahi eksizyon gerektiren nadir konjenital anomalileridir. Ameliyat sonrası anastomoz darlıkları, tipik olarak ameliyat sonrası erken dönemde ortaya çıkabilir. Gecikmiş başlangıçlı biliyer-enterik darlıklar pediatrik hastalarda nadir olup tanı ve tedavi zorlukları vardır. Manyetik kompresyon anastomozu (MCA), seçilmiş vakalarda biliyer devamlılığı yeniden sağlamak için yeni bir minimal invaziv yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır.
Olgu Sunumu:
Üç yaşında Todani tip-I koledok kisti eksizyonu ve Roux-en-Y hepatikojejunostomi yapılan 9 yaşında bir kız çocuğu, altı yıl sonra aralıklı epigastrik ağrı ve yemek sonrası safrasız kusma ile başvurdu. Muayenede sarılık yoktu; laboratuvar testlerinde sadece hafif GGT yüksekliği ve minimal direkt hiperbilirubinemi saptandı. MRCP ve kolanjiyografide sağ hepatik kanalda, hepatikojejunostomi yakınında bulunan ve özellikle sağ hepatik safra kanallarında belirgin dilatasyona neden olan yüksek dereceli bir darlık görüldü. Darlığın yeri göz önüne alınarak manyetik kompresyon anastomozu yapılması planlandı. Genel anestezi ve steril koşullar altında, ultrason ve floroskopi kılavuzluğunda, kontrast enjeksiyonu ve sağ kanalın görüntülenmesi için sağ biliyer drenaj kateteri kullanıldı. Dilate olmayan sol segment-2 safra kanalı kanüle edildi. Biri sağ diğeri sol intrahepatik kanallardan olmak üzere iki mıknatısı ilerletilerek striktür bölgesi boyunca hizalandı. Anastomoz bölgesinin yakınındaki tıkalı sağ hepatik kanalda manyetik bağlantı sağlandı. Prosedür iyi tolere edildi ve takip görüntülemeleri başarılı biliyer rekanalizasyonu doğruladı. Mıknatıslar sorunsuz bir şekilde geri alındı. Hastanın semptomları tamamen düzeldi ve takipte karaciğer testleri normalleşti.
Sonuç:
Bu vaka, koledok kisti rezeksiyonunu takiben uzun asemptomatik aralıklardan sonra bile gecikmiş başlangıçlı biliyer darlıkların ortaya çıkabileceğini vurgulamaktadır. Ayrıca, çocuk hastalarda anatomik olarak karmaşık, anastomotik olmayan darlıkların yönetiminde perkütan, floroskopi kılavuzluğunda manyetik kompresyon anastomozunun etkinliğini göstermekte ve güvenle uygulanabilir bir minimal invaziv alternatif bir yaklaşım sunmaktadır.