Poster - 3
Comparison of Endoscopic Pilonidal Sinus Treatment Combined with Platelet-Rich Plasma and Excision with Primary Closure in Pediatric Patients: A Pilot Study on Short- Term Outcomes
Kutay Bahadır 1, Aysel Mammadli 1, Ozlem Dogan 2, Mehmet Erdem Altınörgü 1, Furkan AKTAY 2, Ergun Ergün 1, Gülnur Göllü 1, Meltem Bingöl Koloğlu 1, Murat Çakmak 1, Ufuk Ateş 1
1 Ankara University Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Ankara
2 Ankara University, School of Medicine, Department of Biochemistry
Background:
Pilonidal sinus disease (PSD) is a common condition in adolescents, often resulting in recurrence, prolonged recovery, and significant discomfort. Although multiple surgical approaches exist, the optimal treatment for pediatric patients remains unclear. This study aimed to compare the short-term outcomes of endoscopic pilonidal sinus treatment combined with platelet-rich plasma application (EPSIT+PRP) and excision with primary closure (EPC) in children and adolescents with pilonidal sinus disease (PSD)
Material and Methods:
A total of 104 patients under 18 years of age were included. EPC was performed in 73 patients between 2010 and 2015, with data retrospectively analyzed. Starting in 2024, 31 newly diagnosed patients were prospectively treated with EPSIT+PRP. PRP was prepared by centrifuging 15 mL of autologous blood at 4000 rpm for 10 minutes. Patients were evaluated based on demographic features, length of hospital stay, recurrence and complication rates, analgesic use, return to daily life, cosmetic outcomes, and satisfaction.
Results:
Of the 104 patients, 65.4% were male and 34.6% female. Median age was 16 in the EPC group and 17 in the EPSIT+PRP group. Hospital stay was significantly shorter in the EPSIT+PRP group (same-day discharge vs. mean 2.79 days; p < 0.05). In the postoperative 1 st year follow-up, recurrence rates were 13.7% (EPC) and 9.7% (EPSIT+PRP), not statistically significant (p = 0.750). Cosmetic satisfaction and return to social life favored the EPSIT+PRP group.
Conclusion:
EPSIT+PRP appears to be a feasible and well-tolerated minimally invasive alternative to EPC in the treatment of PSD in children and adolescents. Despite differences in follow-up duration and study design, short-term outcomes suggest lower recurrence, faster recovery, and better cosmetic satisfaction with EPSIT+PRP.
Pediatrik Hastalarda Trombositten Zengin Plazmayla Kombine Edilen Endoskopik Pilonidal Sinüs Tedavisi ve Primer Kapama ile Eksizyon: Kısa Dönem Sonuçlara Yönelik Pilot Çalışma
Kutay Bahadır 1, Aysel Mammadli 1, Ozlem Dogan 2, Mehmet Erdem Altınörgü 1, Furkan AKTAY 2, Ergun Ergün 1, Gülnur Göllü 1, Meltem Bingöl Koloğlu 1, Murat Çakmak 1, Ufuk Ateş 1
1 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Ankara
2 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı
Giriş:
Pilonidal sinüs hastalığı (PSH), adölesanlarda sıklıkla görülen, nükslerle seyreden, iyileşme süresi uzun ve ciddi rahatsızlığa neden olan bir durumdur. Birçok cerrahi tedavi yöntemi tanımlanmasına rağmen, çocuk hastalarda optimal tedavi seçeneği belirsizliğini korumaktadır. Bu çalışmanın amacı, çocuk ve adölesanlardaki pilonidal sinüs hastalığında endoskopik pilonidal sinüs tedavisi ve trombositten zengin plazma uygulamasının (EPSİT+PRP), eksizyon ve primer kapatma (EPK) yöntemi ile kısa dönem sonuçlarını karşılaştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler:
Çalışmaya 18 yaşından küçük toplam 104 hasta dahil edilmiştir. 2010-2015 yılları arasında EPK uygulanan 73 hastanın verileri retrospektif olarak incelenmiştir. 2024 yılından itibaren ise yeni tanı alan 31 hastaya prospektif olarak EPSİT+PRP uygulanmıştır. PRP, hastadan alınan 15 mL otolog kanın 4000 rpm'de 10 dakika santrifüj edilmesiyle hazırlanmıştır. Hastalar demografik özellikler, hastanede kalış süreleri, nüks ve komplikasyon oranları, analjezik kullanımı, günlük yaşama dönüş süresi, kozmetik sonuçlar ve memnuniyet açısından değerlendirilmiştir.
Bulgular:
104 hastanın %65,4'ü erkek, %34,6'sı kadındı. Medyan yaş EPK grubunda 16 yaş, EPSİT+PRP grubunda 17 yaştı. Hastanede kalış süresi EPSİT+PRP grubunda anlamlı olarak daha kısadır (aynı gün taburculuk vs. ortalama 2,79 gün; p < 0,05). Postoperatif 1 yıllık takiplerde nüks oranları EPK grubunda %13,7, EPSİT+PRP grubunda %9,7 olarak bulunmuş, ancak istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p = 0,750). Kozmetik memnuniyet ve sosyal yaşama dönüş süresi açısından EPSİT+PRP grubunda daha iyi sonuçlar elde edilmiştir.
Sonuç:
EPSİT+PRP, çocuk ve adölesanlarda PSH tedavisinde EPK’ye göre uygulanabilirliği yüksek, minimal invaziv, iyi tolere edilen bir alternatif yöntem olarak görünmektedir. Her ne kadar çalışma tasarımı ve takip süreleri arasında farklılıklar olsa da, kısa dönem sonuçları EPSİT+PRP ile daha düşük nüks oranları, daha hızlı iyileşme ve daha yüksek kozmetik memnuniyet sağlandığını göstermektedir.