TÇCD 2025 42nd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association Congress

View Abstract

Case Report - 8

A Rare Cause of Acute Abdomen in Adolescents: A Case Series of Isolated Tubal Torsion

Mustafa Yağız, Gonca Gerçel, Ragibe Büşra Usta Erdoğan, Arzu Canmemiş, Meltem Çağlar, Çiğdem Ulukaya Durakbaşa
Department of Pediatric Surgery, Istanbul Medeniyet University, Faculty of Medicine, Goztepe Prof Dr Suleyman Yalcin City Hospital, Istanbul

Introduction: Isolated tubal torsion (TT) is a rare and diagnostically challenging cause of acute abdomen in the pediatric population. This study aims to present the clinical course and management of three cases.

Case Presentations, Case 1: A 15-year-old female presented with a two-day history of suprapubic pain. Doppler ultrasonography identified a 4×3 cm cystic lesion in the left paraovarian region with preserved ovarian vascularity. Pelvic magnetic resonance imaging (MRI) demonstrated a 5×4 cm cystic mass accompanied by focal wall thickening. Diagnostic laparoscopy revealed the left fallopian tube twisted three times around its axis with signs of necrosis; salpingectomy was performed. Histopathological analysis revealed findings consistent with hemorrhagic infarction. Follow-up Doppler ultrasonography at four months demonstrated normal results.

Case 2: A 14-year-old female presented with right lower quadrant pain of eight hours’ duration. USG revealed a 7×6 cm cyst, and MRI demonstrated a tubular lesion with dense content adjacent to the cyst, suggestive of isolated TT. Laparoscopy revealed a single-turn torsion of the right fallopian tube with impaired vascular perfusion. Following detorsion, reperfusion was achieved. Follow-up Doppler ultrasonography at two years postoperatively demonstrated normal findings.

Case 3: A 14-year-old girl presented with one day of abdominal pain and vomiting. Imaging revealed a lobulated lesion in the left adnexal region, and ovarian vascularity was evaluated as suspicious. The patient was taken to surgery with a pre-diagnosis of ovarian torsion. Intraoperatively, the left fallopian tube was found to be twisted three times and necrotic; salpingectomy was performed. Histopathological examination was consistent with tubal infarction. Doppler USG findings were normal at the third-month follow-up.

Conclusion: In this series, salpingectomy was required in two cases due to tubal necrosis, while the tube could be preserved in one case. As most available data in the literature are based on small case series, it remains difficult to predict which patients may benefit from tubal preservation versus salpingectomy. Furthermore, long-term data evaluating tubal function following detorsion are lacking. There is a need for larger case series and long-term follow-up studies to better guide the management of isolated tubal torsion.

Adölesanlarda Akut Karının Nadir Bir Nedeni: İzole Tubal Torsiyon Olgu Serisi

Mustafa Yağız, Gonca Gerçel, Ragibe Büşra Usta Erdoğan, Arzu Canmemiş, Meltem Çağlar, Çiğdem Ulukaya Durakbaşa
İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göztepe Prof Dr Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul

Giriş: İzole tubal torsiyon (TT), pediatrik yaş grubunda nadir görülen ve tanıda güçlük yaşanan bir akut karın nedenidir. Bu çalışmada, üç olgunun klinik seyri ve yönetimi sunulması amaçlandı.

Olgu Sunumları, Olgu 1: On beş yaşında kız hasta, iki gündür devam eden suprapubik ağrı yakınmasıyla başvurdu. Doppler USG’de sol paraovaryan bölgede 4×3 cm kistik lezyon izlendi; overlerin kanlanması doğaldı. MRG’de 5×4 cm kistik lezyon ve duvarında fokal kalınlaşma mevcuttu. Laparoskopide sol tuba üç tur torsiyone ve nekrotik olarak saptandı, salpenjektomi uygulandı. Histopatolojik inceleme hemorajik infarkt ile uyumluydu. Dördüncü ay Doppler USG normaldi.

Olgu 2: On dört yaşında kız hasta, sekiz saatlik sağ alt kadran ağrısı ile başvurdu. USG’de 7×6 cm kist, MRG’de ise bu kist ile komşu yoğun içerikli tübüler yapı izlendi ve izole TT düşünüldü. Laparoskopide sağ tuba bir tur torsiyone idi ve dolaşımı bozulmuştu. Detorsiyon sonrası reperfüzyon sağlandı. Ameliyat sonrası ikinci yıl kontrolünde Doppler USG normaldi.

Olgu 3: On dört yaşında kız hasta, bir gündür devam eden karın ağrısı ve kusma ile başvurdu. Görüntülemede sol adneksiyel lobüle lezyon izlendi, over kanlanması ise şüpheli olarak değerlendirildi. Over torsiyonu ön tanısı ile ameliyata alınan hastada sol tuba üç tur torsiyone ve nekrotik olarak saptandı, salpenjektomi yapıldı. Histopatoloji, tubal infarkt ile uyumluydu. Üçüncü ay Doppler USG normaldi.

Sonuç: Bu yazıda sunulan üç hastadan ikisinde nekroz nedeniyle salpenjektomi uygulanmış, bir hastada tuba korunabilmiştir. Literatürdeki veriler genellikle sınırlı vaka sunumlarına dayandığı için, tüpün korunabilirliğine ya da salpenjektomi gerekliliğine ilişkin net bir öngörü sunmak güçtür. Ayrıca, yalnızca detorsiyon sonrası tüp fonksiyonunu değerlendiren yeterli uzun dönem veri bulunmamaktadır. İzole TT yönetiminde, daha kapsamlı serilere ve uzun süreli izlem çalışmalarına ihtiyaç vardır.

Close