Oral Presentation - 86
Management of Sinus Tachycardia in Pediatric Burn Patients: A Single-Center Retrospective Study
Ayşe Demet Payza, Asya Eylem Boztaş, İncinur Genişol, Arzu Şencan
İzmir Dr.Behçet Uz Children's Hospital, Department of Pediatric Surgery
Objective: Burn injuries in children lead to a pronounced hypermetabolic response and persistent sinus tachycardia(ST) due to increased catecholamine release. ST is associated with greater burn severity and prolonged hospital stay. This study aimed to evaluate the efficacy and safety of beta-blocker therapy in the managing ST in pediatric burn patients and its association with length of hospital stay.
Methods:A total of 221 pediatric burn patients hospitalized at our pediatric burn center between 2020-2025 were retrospectively analyzed. Demographic data, total burn surface area (TBSA), length of hospital stay, and surgical requirements were recorded. In patients with ST, secondary causes such as anemia and dehydration were excluded. To rule out structural heart disease, all patients underwent electrocardiography and transthoracic echocardiography. In patients with isolated ST, propranolol treatment was initiated at 2 mg/kg/day and monitored throughout hospitalization. Statistical analyses were performed using the Mann-Whitney U test and chi-square test, with significance set at p < 0.05.
Results:The mean age of ST patients was 25 months, significantly lower than control group(p<0,05). The mean TBSA in ST group was 22.91%, compared to 11.54% in the control group(p < 0.001). Hospital stay was significantly longer in ST group(30.25 days vs. 12.98 days, p < 0.001) and surgical intervention was more frequent (73.33% in the ST group and 21.3% in the control(p < 0.001)). Propranolol was initiated on average by day 4.03, with a mean heart rate of 164.83 bpm at treatment onset. No clinically significant hypotension or bradycardia was observed during the treatment period.
Conclusion: Our study demonstrates that beta-blocker therapy is effective and safe in the management of ST, and early initiation of treatment may contribute to maintaining hemodynamic stability and improved clinical outcomes.
Pediatrik Yanık Hastalarında Sinüs Taşikardisi Yönetimi: Tek Merkezli Retrospektif Çalışma
Ayşe Demet Payza, Asya Eylem Boztaş, İncinur Genişol, Arzu Şencan
Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği, İzmir/ Türkiye
Amaç: Çocuklarda ciddi yanık yaralanmaları, artan katekolamin salınımı ile birlikte belirgin hipermetabolik yanıta ve persistan sinüs taşikardisine neden olmaktadır. Bu çalışmada, pediatrik yanık hastalarında gelişen sinüs taşikardisinin (ST) yönetiminde beta-bloker tedavisinin etkinliğini ve güvenliğini değerlendirmek ve bu tedavinin hastane yatış süresi ile ilişkisini incelemek amaçlanmıştır.
Yöntem: 2020-2025 yılları arasında hastanemiz çocuk yanık merkezinde yatarak tedavi edilen 221 pediatrik yanık hastası retrospektif olarak analiz edilmiştir. Hastaların demografik verileri, yanık yüzdesi, hastanede kalış süresi ve cerrahi gereksinimleri kaydedilmiştir. ST gelişen tüm olgularda anemi ve dehidratasyon gibi sekonder nedenler ekarte edilmiştir.Yapısal kalp hastalığını dışlamak amacıyla tüm hastalara elektrokardiyografi ve transtorasik ekokardiyografi uygulanmıştır. İzole ST saptanan hastalarda, ortalama 2 mg/kg/gün dozda propranolol tedavisi başlatılmış ve tedavi süresince izlem yapılmıştır. Verilerin analizinde Mann-Whitney U testi ve ki-kare testi kullanılmış, p<0,05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.
Bulgular: ST gelişen hastaların ortalama yaşı 25 ay idi ve sinüs ritmindeki hastalardan anlamlı şekilde daha düşüktü (p<0,05). ST grubunda ortalama yanık yüzdesi %22,91 olup, kontrol grubunda %11,54 olarak tespit edilmiştir (p<0,001). ST grubunda hastane yatış süresi anlamlı olarak uzundu (sırası ile 30,25 gün ,12,98 gün (p<0,001)). Cerrahi müdahale oranı ST grubunda %73,33, diğer grupta ise %21,3 olarak bulunmuştur (p<0,001). Propranolol tedavisine ortalama 4,03. günde başlanmış ve başlangıç kalp hızı ortalama 164,83 atım/dakika olarak ölçülmüştür. Tedavi süresince hiçbir hastada klinik olarak anlamlı hipotansiyon veya bradikardi gözlenmemiştir.
Sonuç: ST, yüksek yanık yüzdesi ve uzamış hastane yatış süresi ile ilişkilidir. Çalışmamız, beta-bloker (propranolol) kullanımının ST yönetiminde etkili ve güvenli olduğunu, erken dönemde başlanan tedavinin hemodinamik stabilitenin korunmasına katkı sağlayabileceğini göstermektedir.