1st National Pediatric Burns Congress

View Abstract

Oral Presentation -

CLINICAL COMPARISON OF SILICONE COATED DRESSINGS (MEPITEL) WITH CONVENTIONAL ANTIBACTERIAL DRESSING MATERIAL IN PEDIATRIC BURNS

K Topçu*, L Elemen**, Ş Karaçay***, M Dikici*, L Ceylan*
*Darıca Farabi State Hospital Burn Center
**Kocaeli University Faculty of Medicine, Pediatric Surgery Department
***Yeditepe University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery

INTRODUCTION:

Burns are important causes of injury during childhood.Roughly, % 1.7 of all accidents are burns. Some of the children with severe burns who are referred to the emergency rooms are lost and even some minor-surface burns cause significant morbidity and mortality. In recent years, many products with different forms and sizes for burn treatment are produced and marketed. One of these products, is silicone-coated nylon wound dressing material which acts like a biological membrane.The purpose of this study is to compare the clinical effectiveness of silicone-coated nylon dressings which have no biological component with conventional burn dressing.

PATIENTS and METHODS

BetweenJune 2010 and June 2011 burn patients who were admitted to Farabi Darica State Hospital Burn Unit were evaluated. Group 1 (n = 14) were conventional Nitrofurazone dressing cases and group2 (n = 15) patients were silicone-coated nylon dressed ones. The method of treatment was chosen randomly.After the wounds were debrided and cleaned with an antiseptic solution under general anesthesia Nitrofurazone-impregnated gauze dressing was used in Group 1 and silicone-coated nylon dressing 2cm wider than the burn area was utilized in group 2. In Group 1 the dressings were changed daily while in group 2, the dressing was changed at the 7thday. The burns degrees of 1 and 2 were selected for the evaluation of two dressing methods. The dressingswere not used in 3rd degree burns. The patients were compared for epithelialization of the wound, the presence of infection, and the necessity of escharatomy and grafting. Statistical significance was evaluated withthe Mann-Whitney-U test.

RESULTS

There were statistical significant difference between the two groups in terms of the numberAll the patients were burned with hot water. The mean age for Group 1 was 1.8 (6 Month-5Years) 1.7 (6 Months-4 Years) for Group 2 respectively, and there was no statistically significant difference.Burn surface areas were estimated as 15.71% (10-30) for Group 1 and 16.85% (10-30) for Group 2. Modified rule of nines and the detailed card assessments were used for the calculation of percentages. There was no statistically significant difference between the groups interms of burn percentages. None of the patients were lost. In Group 1, the number of dressings were 13 (4-36), whereas in Group 2, 1.21 (1-2). In Group 1, the average time of epithelialization was 13.21 (5-37) days while 8.214(2-30) in Group 2. There was statistically significant difference between the two groups.The number of grafts necessary were 5 patients in Group 1 and 1 patient in group 2. There was no statistically significant difference between the two groups in terms of grafting.

 

 

 

GROUP 1

GROUP 2

Number of Cases

14

15

Mean of Age

1.8(6M-5Y)

1.7(6M-4Y)

%TBSA

%15.71(10-30)

%16.85(10-30)

Number of Dressings

13(4-36)

1.21(1-2)

Epithelisation Time

15.5(5-37)

8.21(2-30)

Infection

4

1

Number of Grafts

5

1

  

DISCUSSION

Silicone-coated nylon dressings is a material which significantly reduces the frequency of the number of necessary dressings in pediatric patients, length of hospital stay when compared to Nitrofurazone impregnated gauzes in pediatric patients. It can be used safely in first and second degree burns, and decreases the surface area in patients with multiple burn wounds requiring daily dressing.

 

ÇOCUK YANIKLARINDA SİLİKON KAPLI PANSUMAN MATERYALİNİN (MEPİTEL) KONVANSİYONEL ANTİBAKTERİYEL PANSUMAN MATERYALİ İLE KLİNİK KARŞILAŞTIRMASI

K Topçu*, L Elemen**, Ş Karaçay***, M Dikici*, L Ceylan*
*Darıca Farabi Devlet Hastanesi Yanık Ünitesi
**Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
***Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi A.D.

GİRİŞ:

Yanıklar çocuklar için önemli bir yaralanma sebebidir. Tüm kazaların yaklaşık %1.7 sini yanıklar oluşturmaktadır. Acil servislere başvuran çocukların bir kısmı ciddi yanıklar nedeniyle kaybedilmekte, bir kısım düşük yüzeyli yanıklarda bile belirgin morbidite ve mortaliteye neden olmaktadır. Çocuk yanıklarının büyük kısmı pansumanlar ile evde tedavi edilebilmektedir. Bizim çocuk yanıklarında tedavi uygulamamız dikkatli bir debridman,antiseptik solusyonlar ile cilt temizliği ve Antibiyotik emdirilmiş gazlı bezler ile yanık alanının kapatılması ve bu pansumanın yanık iyileşene kadar sürdürülmesi şeklindedir. Son yıllarda yanık tedavisi için üretilmiş çok biçim ve sayıda ürün insanlığın hizmetine sunulmuştur. B u ürünlerden bir tanesi de silikon kaplanmış ve biyolojik membran gibi davranan naylon pansuman materyalidir. Bu çalışmanın amacı biyolojik komponent içermeyen silikon kaplı naylon ile konvansiyonel yanık tedavisinin effektivitresinin klinik olarak karşılaştırılmasıdır.

MATERYAL ve METOD

Haziran 2010 ile Haziran 2011 tarihleri arasında Darıca Farabi Devlet Hastanesi Yanık Ünitesine başvuran ve yatırılan hastalarda Nitrofurazon ile pansuman yapılan olgular ile silikon kaplı naylon(Mepitel) ile pansuman yapılan olgular değerlendirildiler. Konvansiyonel pansuman yapılan olgular Grup1(n:14) silikon kaplı naylon ile pansuman yapılanlar Grup2 (n:15) olarak adlandırıldı. Tedavi yöntemi tamamen randomize seçildi. Yanık hastaları kliniğe kabul edildikten sonra anestezi altında debridman ve antiseptik solusyon ile temizlik sonrası Grup1 de Nitrofurazon emdirilmiş gaz bezi ile kapalı pansuman yapılırken Grup2 de yanık alanının kenarını 2cm geçecek şekilde silikon kaplı naylon yanık alanlarına örtüldü ve kapalı pansuman yapıldı. Grup1 deki hastalar her gün pansumanları açılarak yeniden pansuman edildiler. Grup2 deki hastaların pansumanı izlemin 7. Günü açıldı. İki pansuman yöntemi için yanık derecesi 1 ve 2. Derece olan hastalar seçildi. 3. Derece yanıklarda bu pansumanlar kullanılmadı. Hastalar yanık epitelizasyonu,enfeksiyon varlığı,eskaratomi gerekliliği ve greft gereklililiği açısından karşılaştırıldılar.İstatistiksel anlamlılık Mann Whitney-U   testi ile yapıldı

SONUÇLAR:

Her iki guptaki hastaların tamamı sıcak su ile yanıktı. Hastaların ortalama yaşları Grup1 için 1.8(6AY-5Y) Grup 2 için 1.7(6AY-4Y) idi ve istatistiksel olarak fark yoktu. Yanık % alanları Grup1 için %15.71(10-30) ve Grup 2 için %16.85(10-30) olarak hesaplanmıştı. Yüzde hesaplamasında modifiye dokuzlar kuralı ve ayrıntılı kart değerlendirmesi kullanıldı. Yanık yüzdeleri açısından gruplar arasında istatistiksel olarak fark saptanmadı. İki grupta da hastaların hiç biri kaybedilmedi. Grup 1 de pansuman sayısı 13(4-36) iken Grup 2 de 1.21(1-2) idi. Pansuman sayısı açısından her iki grup arasında anlamlı fark vardı. Epitelizasyon süreleri değerlendirildiğinde Grup 1 de epitelizasyon süresi ortalama  13.21(5-37) gün iken Silikon kaplı naylon kullanılan Grup 2 de 8.214 (2-30) olarak bulundu. İki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı. Greft gerekliliği ortaya çıkan hastalar değerlendirildiğinde Grup 1 de 5 hastada greft gerekirken grup 2 de sadece 1 hastada greft gerekli olmuştu. İki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı.

 

 

GRUP 1

GRUP 2

OLGU SAYISI

14

15

ORTALAMA YAŞ

1.8 (6AY-5Y)

1.7 (AAY-4Y)

%TBSA

%15.71 (10-30)

%16.85 (10-30)

PANSUMAN SAYISI

13(4-36)

1.21(1-2)

EPİTELİZASYON ZAMANI

15.5(5-37)

8.21(2-30)

ENFEKSİYON

4

1

GREFT GEREKLİLİÄžİ

5

1

Tablo1: Olgular ile ilgili değerlendirme tablosu

TARTIŞMA:

Silikon ile kaplanmış naylon yara örtüsü normal derinin olmadığı alanlarda normal deri gibi davranarak epitelizasyonu kolaylaştırmaktadır. Ürünün üzerinde bulunan porlar  sayesinde yanık alanında oluşan sekresyon materyalleri ortamdan uzaklaştırılabilmekte bu sebeple sıvı birikimi,hematom ikincil olarak enfeksiyon oluşumu bu sayede önlenebilmektedir. Bizim çalışmamızda saptadığımız gibi iyileşme süresini diğer yönteme oranla belirgin olarak kısaltmaktadır. Bu  yanık alanında yüzeyel yıkılım ürünlerinin kolayca uzaklaştırılmasına bağlı olabileceği gibi, silikonun direkt olarak epitelial hücre gelişimine katkısına bağlı olabilir.

Bizim çalışmamızda istatistiksel olarak anlamlı saptadığımız gerft gerekliliğinde azalma silikonun yüzeyel epitelial gelişmeyi kontakt  inhibisyonu düzenlemesine bağlı olabilir. Hipertrofik skar tedavisinde kullanılan silikonun erken yanıklarda bozulan epitelial yüzeyde düzenleyici etkisi olduğunu düşünmekteyiz.

Yanık pansumanı oldukça ağrılı bir işlem olduğu için çocuklarda sedasyon ya da anestezi altında yapılması gerekmektedir. Her günlük pansuman için bu sedasyon yeniden sağlanmalıdır. Bizim çalışmamızda silikon kaplı naylon yanık materyalinde pansuman ortalaması 1.21 dir. Bu konvansiyonel yönteme göre çok daha az pansuman ve çok daha az anestezi gerekliliği anlamına gelmektedir.

Bu ürünün beklide tek dezavantajı eklem gibi hareketli bölgelerde stabilizasyonu sağlanamadığı için kullanılmasında güçlüktür. Pansuman çok dikkatli ve açılmayacak şekilde yapılmalıdır.

Sonuç olarak silikon kaplanmış naylon yanık materyali; çocuk hastalarda pansuman sıklığını ve hasta yatış süresini  konvansiyonel nitrofurazon emdirilmiş gaz bezine göre anlamlı olarak azaltan bir materyaldir, 1 ve 2. Derece yanıklarda güvenle kullanılabilir, aynı anda birden çok derecede yanık olan hastalarda günlük pansuman gerektiren yüzey alanını azaltabilir bir materyal olarak değerlendirilebilir.

 

Close