2nd National Pediatric Burns Congress

View Abstract

Oral Presentation - 35

.

Eski ve Yeni Yanık Merkezimizde Kaybedilen Çocuk Hastlarımızın Klinik Özelliklerinin Karşılaştırılması

Giriş:

Çocuk yanıkları gelişmiş merkezlere rağmen halen önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada Ekim 2010’da hizmete giren yeni yanık merkezimizde kaybedilen hastalar ile eski yanık merkezimizde kaybedilen hastaların klinik özelliklerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.

Gereç ,Yöntem:

Eski yanık merkezimizde Ocak 2006 – Ekim 2010 tarihleri arasında ve yeni yanık merkezimizde Kasım 2010 - Ocak 2013 arasında yatarak tedavi edilen çocuk yanık hastalar geriye dönük değerlendirilip, kaybedilen hastaların kayıtları incelenerek,  hastalar cinsiyet,yaş ,yanık etkeni, yanık yüzdeleri, dereceleri, kan ,yara kültürleri, mekanik ventilasyon ihtiyaçları ve mortalite nedenleri açısından karşılaştırılmıştır.

Bulgular:

Ocak 2006- Ekim 2010 tarihleri arası yanık merkezimize 1326 hasta yatırılmıştır. Bu hastaların 754 tanesi (%56.86) 0-15 yaş arası çocuk hastadır. Kasım 2010-Ocak 2013 arasında ise 392 hasta yatırılmış olup, bu hastaların 200’ü (%51) 0-15 yaş arası çocuk hastadır. Ocak 2006-Ekim 2010 tarihleri arasında eski hastanedeki yanık merkezimizde tedavi edilen çocuk hastaların 14’ü kaybedilmiş olup, bu hastaların 9’u erkek(%64.3), 5’i kız (%35.7) ve yaş ortalaması 3 yaştır (1-9 yaş). Kaybedilen 14 çocuk hastanın yanık yüzdesi ortalaması % 43.92 (% 19- %98 )dir. Hastaların tümü 3.derece yanıklı hasta olup tüm hastalarda birden fazla vücut alanı etkilenmiştir. En sık rastlanan yanık alanları sırt, gövde ön yüz, üst ve alt ekstremiteler ve yüz,boyun olarak saptandı. 10 hasta kaynar sıvılarla, 4 hasta alevle yanmıştır. Ortalama yatış günü 9.6 gündür  (1- 29 gün). 4 hasta ilk gün erken dönemde sıklıkla şoka bağlı kaybedilirken 10 hasta geç dönemde sepsis ve multipl organ yetmezliklerine bağlı kaybedilmiştir. Geç dönemde kaybedilen 10 hastanın tümünde kan ve/veya yara kültüründe üreme tespit edilmiştir. En sık tespit edilen etkenler Pseudomonas Aureginosa ve Acinetobacter Baumannidir. Mortalite oranı %1.85 olarak hesaplanmıştır.

Kasım 2010-Ocak 2013 tarihleri arasında tedavi edilen çocuk hastaların 5’i kaybedilmiş olup, hastaların 4’ü erkek (%80), 1’i kız (%20) olup, yaş ortalaması 3.4 yaştır (2-5yaş). Kaybedilen hastaların yanık yüzdesi ortalaması % 39.2 (%25 -%50 ) dir. Hastaların tümü 3.derece yanıklı hasta olup tüm hastalarda birden fazla vücut alanı etkilenmiştir. En sık rastlanan yanık alanları sıklık sırasına göre sırt, gövde ön yüz, alt ve üst ekstremiteler ve yüz olarak saptandı. 4 hasta kaynar sıvılarla, 1 hasta alevle yanmıştır. Ortalama yatış günü 8.8 gündür (4-15 gün). Hastaların 4’ü merkezimize entübe halde gelmiştir. 4 hasta geç dönemde sepsis ve multipli organ yetmezliklerine bağlı kaybedilmiştir, 1 hasta ise inhalasyon yanığı ve şoka bağlı daha erken kaybedildi. Hastaların tümünde kan ve/veya yara kültüründe üreme tespit edilmiştir. En sık tespit edilen etkenler MRSA, Pseudomonas Aureginosa ,E.coli ,Enterococcus faecalis. Mortalite oranı %2.5’tur.

Sonuç:

Her iki dönemde kaybedilen hastalar değerlendirildiğinde; cinsiyette erkek baskınlığı; yaş ortalamasının her iki grupta da 3 yaş civarı olması, etken maddenin daha sıklıkla kaynar sıvılar olması, yanık alanların 3.derece olup ortalama alan genişliğinin %40 TBSA civarında olması ve en sık sırt ve gövdenin etkilenmiş olması ortak bulgular olarak saptandı. İki grup arasındaki farklar ise; eski yanık merkezinde  hastalardan 4’ü erken dönemde kaybedilmiş olup, yeni yanık merkezinde ilk gün erken dönemde şoka bağlı ölüm gerçekleşmemiştir.Bu noktada çevreden sevkle hasta gönderilmesinde bilinçlenmenin ve  yanık hastaların nakillerindeki şartların gelişmesinin etkisinin olduğu düşünülmektedir. Kaybedilen hastaların yara ve kan kültürlerinde Psödomonas Aeruginosa ortak mikroorganizma olup, yeni yanık merkezinde MRSA ve Enterokokla daha sık karşılaşılmıştır. Mortalite oranının artmasında en önemli etkenin, çevre sağlık kuruluşlarında alanı geniş olmayan düşük dereceli yanıkların tedavi edilebilmesi, buna karşılık yanık merkezimize daha ağır yanıklı hastaların kabul ediliyor olması etken olabilir.

Close