2nd National Pediatric Burns Congress

View Abstract

Poster - 30

İleri derece yanık vakalarında su çiçeği aşısı gerekli midir?

Deri ve/veya derialtı dokularda; ısı, soğuk, elektrik,radyasyon veya kostik ajanlara maruz kalarak oluşan akut hasarlanmaya yanık denir. Yanık vakalarının tedavi sürecinde gelişen en önemli komplikasyonlar enfeksiyon ve skar gelişimidir. Son zamanlarda yapılan klinik çalışmaların çoğu; enfeksiyonun önlenmesi ve kabul edilebilir bir kozmetik görünüm ile yanığın tedavisi yönündedir. 

Suçiçeği virüsü damlacık yoluyla bulaşır. Hastalığa özgü döküntüler gruplar ha­linde birbiri peşi sıra çıkarak bütün vü­cuda yayılır. Virüs, derideki kılcal damarları etki­leyerek epidermisin yapısının bozulmasına, içi serum, epitel ve bazen iltihap hücreleriyle dolu tipik kabarcık­ların oluşmasına yol açar. Lezyonların travmatize edilmesi sonucu epidermisin alt katmanları ve dermis etkilenerek cilt üzerinde skar oluşumuna yol açabilmektedir.

Onsekiz aylık kız hastamızın vücudunda %10 (Lund-Browder Şemasına göre) 2. derece yanık (sol üst kol, gövde, sol uyluk , sol ve sağ ayak ) mevcut olup günlük pansumanlarla 3 gün interne olarak takip edildi. Yanık sonrası 5. günde su çiçeği döküntüleri başladı. Hastanın döküntülerinin  yanık alanlarında daha yoğun ve hemorajik büllü olarak geliştiği görüldü. Hastanın su çiçeğine yönelik medikal tedavisine ve günlük yanık pansumanlarına devam edildi. Yanık sonrası 3. haftada  su çiçeği lezyonlarının olduğu alanlarda skar dokusunun geliştiği görüldü.

Yanık vakalarındaki iyileşme sürecinde epidermisin ince,  yanık alanının kanlanmasının artmış ve enfeksiyonlara yatkın olması nedeniyle vakamızda döküntülerin yanık alanında daha yoğun görüldüğü ve hasarlı epidermiste skar dokusunun gelişme ihtimalinin daha fazla olduğunu düşünmekteyim. Günümüzde ve gelecekte yanık tedavisinin kozmetik görünümü öncelik haline almışken, bakanlığın aşı takvimine yeni eklediği su çiçeği aşısını yaptırmamış, su çiçeği geçirmemiş, 2 ve üstü yanık dereceli hastaneye yatış endikasyonu olan hastaların tedavi protokollerine profilaktik olarak su çiçeği aşısının eklenmesi düşünülmeli midir?

Close