II. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation - 75

ENDOSCOPIC TREATMENT OF VESICOURETERAL REFLUX IN COMPLICATED SECONDARY CASES: EARLY RESULTS

Z Dökümcü, A Avanoğlu, İ Ulman
Ege University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery Division of Pediatric Urology

Introduction:Bladder-syphincter dysfunctions and bladder outlet obstructions compose the majority of secondary vesicoureteral reflux (VUR) cases. Due to affected bladder dynamics, treatment of VUR in these patients is more challenging with higher recurrence rates. In this study, early results and effectiveness of endoscopic treatment for VUR in complex secondary cases are presented.

Material-Methods:Hospital records VUR patients underwent subureteric injection with polyacrylate polyalcohol copolymer in our institution in August 2009-December 2010 are reviewed. Cases received appropriate treatment for bladder-syphincter dysfunction or bladder outlet obstruction for at least 3 months are included in the study. Patient demographics, symptoms and findings as well as radiological and scintigraphic characteristics of renal units, cystoscopic appearances of bladders, injected volumes and postoperative voiding cystourethrogram (VCUG) controls were evaluated.

Results:Twenty three patients (12 girls, 11 boys) with a mean age of 8.4 (1-20) years were included in the study. Underlying pathologies were bladder-syphincter dysfunction (16) and posterior urethral valve (7). Ten (43.4%) patients had previously been operated for VUR. History for febrile urinary tract infections (FUTI) and urinary incontinence rates were 68.1% and 81.2% respectively among the group. Half of 30 renal units had high grade VUR and decrease in split renal function (>5%) on scintigraphy. Cystoscopy revealed moderate-high trabeculation of detrusor in 78.9% of the bladders. Mean injected volume was 1.17 (0.2-3) ml. Reflux disappeared in 24 out of 30 ureters (80%) with a single injection at postoperative VCUG controls while it downgraded to grade 1 in 2 (6.6%). Symptoms of FUTI and urinary incontinence relieved or disappeared in 82.3% and 69.2% of the patients, respectively in a mean follow-up period of 11.5 (5-16) months. No postoperative complication was noted.

Conclusion:Endoscopic treatment may be performed safely with even higher rate of success than expected in complex patients with secondary VUR. Our results may address that bladder dysfunction may be treated more easily with prevention of VUR, and hence urinary tract infections. Further prospective controlled studies with long-term results are needed.

KOMPLİKE SEKONDER VEZİKOÜRETERAL REFLÜNÜN TEK SEANS ENDOSKOPİK TEDAVİSİ: ERKEN DÖNEM SONUÇLAR

Z Dökümcü, A Avanoğlu, İ Ulman
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD Çocuk Ürolojisi BD

Giriş: Mesane-sfinkter disfonksiyonları ve mesane çıkış direncini arttıran durumlar sekonder vezikoüreteral reflü (VÜR) olgularının çoğunluğunu oluştururlar. Mesane içi dinamiğinin etkilenmesine bağlı olarak bu hastalarda VÜR tedavisi daha zor, başarı şansı daha düşük ve rekürrens sıklığı daha fazla olabilmektedir. Bu çalışmada sekonder VÜR hastalarında endoskopik tedavinin erken dönem etkinliğinin ortaya konulması amaçlanmıştır.

Materyal-Metot: Ağustos 2009 – Aralık 2010tarihleri arasında kliniğimizde VÜR nedeniyle endoskopik olarak poliakrilat polialkol kopolimer uygulanan olguların hastane kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Mesane-sfinkter disfonksiyonu  ve mesane çıkış obstrüksiyonu nedeniyle en az 3 ay tedavi almış olan olgular çalışmaya dahil edildi. Olgular demografik özellikler, şikayet ve bulgular, renal ünitelerin radyolojik ve sintigrafik özellikleri, mesanelerin sistoskopik görünümleri, uygulanan enjeksiyon miktarları ile postoperatif şikayet ve işeme sistoüretrografisi (İSUG) sonuçları açısından incelendi.

Bulgular: Yaş ortalaması 8,4 (1-20) olan, 12 kız 11 erkek toplam 23 hasta çalışmaya dâhil edildi. Mesane-sfinkter disfonksiyonu (16) ve posterior üretral valv (7) altta yatan sebepleri oluşturdu. On (%43,4) olguya daha önce VÜR nedeniyle operasyon uygulanmıştı. Olguların %68,1’ inde ateşli idrar yolu enfeksiyonu şikâyeti, %81,2’ inde inkontinans öyküsü mevcuttu. Otuz renal ünitenin yarısında yüksek dereceli (4-5) VÜR ve böbrek sintigrafilerinde hipoaktivite veya fonksiyon kaybı (>%5) saptandı. Sistoskopide mesanelerin %78,9’ unda orta veya ağır derecede trabekülasyon izlendi. Uygulanan enjeksiyon miktarı ortalama 1,17 (0,2-3) ml idi. Tek seans uygulama sonrasında kontrol İSUG’ lerde 24/30 üreterde VÜR kayboldu (%80), 2’ inde ise VÜR derecesi 1’ e geriledi (%6,6). Ortalama 11,5 (5-16) aylık postoperatif izlem süresince ateşli idrar yolu enfeksiyonu geçiren olguların  %82,3’ ünde, üriner inkontinans şikayeti olanların %69,2’ sinde şikayetleri kayboldu veya geriledi. Postoperatif herhangi bir komplikasyon gelişmedi.

Sonuç:Sekonder VÜR olgularında dahi endoskopik tedavi beklenenin üzerinde bir başarı oranı ve güvenle uygulanabilir. Çalışmamız VÜR ve buna bağlı olarak idrar yolu enfeksiyonu önlenmesinin mesane fonksiyonunun düzelmesini kolaylaştırmada etkisinin olabileceğini işaret etmektedir. Bu konuda prospektif çalışmalara ve uzun dönem verilere ihtiyaç vardır.

Close