V. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation - 14

SURGICAL OUTCOMES OF URETEROPELVIC JUNCTION OBSTRUCTION IN EARLY INFANCY

~~Introduction: Despite the popularity of conservative management, surgical intervention is necesserry in some exceptional cases of antenatal hydronephrosis in early infancy. Experience of neonates with antenatally diagnosed severe hydronephrosis who  were treated surgically in early infancy is reported here, in an attempt to clarify  surgical outcomes of this patients.
Patients and Methods;From 2005 to 2013, 95 UPD patients underwent pyeloplasty . 18 of them who were  operated in the first six months of their lives (avarage:3,5 months) were retrospectively analyzed. Serial sonography and isotope diuretic renography nuclear imaging (Mag3) were performed. The median follow-up time was 2,4 years(6 months- 5 years).
Results: Ureteropelvic junction obstruction (UPJO)was  observed on the left  in 9 patients,  on the right  in 5 patients and bilateral in 4 patients. Preoperative anterior-posterior ureteropelvic diameter(AP) was measured  greater  than 60 mm in five, between 50 to 60 mm in three, between 20 to 30 mm in two, between 20 to 30 mm in two patients.
2 patients had solitary  kidney and 4 patients had bilateral UPJO. Differential renal  function(DF) of these six patients were excluded. Preoperative DF was measured less than %10 in three, between %10 to 20 in one, between %20 to 30 in three, between %40 to 50 in two  and more than %50 in  three patients. Radionuclid clearance were found satisfactory in all patients after pyeloplasties  were done. Postoperatively DF was measured similar in 6 patients,  better in 4 patients and worse in one patient.The average parenchymal thickness  was 3 mm preoperatively and 7 mm postoperatively.
Percutaneous nephrostomy was performed in four patients who had infection or whose kidneys was defined as  cyctic mass.
Conclusion: Surgical outcomes of UPJO  in early infancy were found to be satisfactory .
 

ÜRETEROPELVİK DARLIK OLGULARINDA ERKEN YAŞTAKİ CERRAHİ TEDAVİ SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Giriş: Antenatal tanılı Üreteropelvik bileşke darlığı (UPD)olgularında konservatif izlem önerilen tedavi protokolü olarak kabul görmektedir. Ancak bazı özellikli  olgularda erken dönemde cerrahi tedavi kaçınılmaz olabilir. Çalışmamızın amacı yaşamlarının ilk 6 ayı içerisinde  UPD nedeniyle operatif olarak tedavi edilen olguların sonuçlarının değerlendirilmesidir.
Hastalar ve Yöntem: Kliniğimizde 2005-2013 yılları arasında UPD nedeniyle opere edilen 95 olgudan yaşamlarının ilk 6 ayında opere olan (ortalama yaş 3,5 ay) 18  UPD olgusu çalışmaya dahil edildi. Tüm olgularda Anderson-Hynes dismembered pyeloplasti uygulandı. Tanıda ve izlemde USG ve Mag3 sintigrafisi kullanıldı. İzlem süresi ortalama 2,4 yıldı(6 ay-5 yıl).
Sonuçlar: UPD  5 olguda sağ, 9 olguda sol, 4 olguda bilateraldi. 2 olguda soliter böbrek, 1 olguda pelvik böbrek mevcuttu. Üreteropelvik bileşke anterioposterior çapı(AP) 5 olguda 60 mm ve üzerinde, 3 olguda 50-60 mm arasında, 2 olguda 30-40 mm arasında, 2 olguda 20-30 mm arasındaydı. Diferansiyal böbrek fonksiyonu(DF)  anlamlı kabul edilen 12 olgunun (2 olgu soliter böbrek, 4 olgu bilateral) 3 ‘ünde%10 dan az, 1 olguda %10-20 arasında, 3 olguda %20-30 arasında, 2 olguda %40-50 arasında ve 3 olguda % 50’nin üzerinde saptandı. Tüm olguların Mag3 sintigrafilerinde   operasyon sonrası obstrüktif paternin düzeldiği görüldü. 6 olguda postoperatif dönemde DF aynı kalırken, 1 olguda azalmış ve 4 olguda artmış olarak bulundu.
Olguların preoperatif böbrek parankim kalınlığı ortalama 3mm(1-7 mm) bulundu. İzlemde böbrek parankim kalınlıkları bir olguda aynı kalırken diğer tüm olgularda artmış olarak değerlendirildi( ort 7 mm).
2 olguda böbrek kistik kitle şeklinde tanımlandığından , 2 olguda ise pelvis içinde sediment ve enfeksiyon saptandığı için preoperatif dönemde nefrostomi kateteri takıldı. Bu olguların patoloji örneklemelerinde belirgin yangısal reaksiyon ve ülserasyon saptanmasına rağmen postoperatif izlemlerinde DF bozulma saptanmadı.
Sonuç: Çalışmamız  konservatif izlem kriterlerinin dışında kalan özellikli UPD olgularının  erken cerrahi tedaviden yarar gördüklerini düşündürmektedir.

 

Close