V. National Pediatric Urology Congress

An ureterocele is a cystic dilatation of the distal part of the ureter. Eighty percent of ureteroceles are seen in the ureter draining the upper pole of a complete ureteral duplication. Generally, the ureter with ureterocele is affected by obstruction, while the other ureter is affected by vesicoureteral reflux. Ureterocele of the ureteral abnormalities are frequently observed in girls and 4-7 fold higher incidence of 1/500-1200 seems.

Case 1

2 year old girl, Preoperative ultrosonography revealed duplex system with ureterocele. After 3 months of this procedure voiding  cystourethrogram showed Grade 5 reflux. Lich-Gregoir type anti reflux procedure is a safe procedure for refluxing duplex incised ureterocele unit.

Case 2

10 month old boy, Preoperative ultrosonography revealed üreterocel without duplex system. Endoscopic ureterocele incision was performed to patients. After 3 months of this procedure voiding cystourethrogram showed right ureter at grade 5 reflux and left üreter at grade 4 reflux. Lich-Gregoir type anti reflux procedure is a safe procedure for refluxing bilateral unit.

Conclusion

The importance and frequncy of antenatal diagnosis is increasing in ureterocele cases. Ureterocele more frequently involves girls and is commonly together with duplex system. Cystoscopic üreterocele incision is accepted as the first choice of treatment in ureterocele patients. Reflux to the ureter after ureterocele incision is  frequently seen as a major complication. Subureteric  bulking agent injection is suggested as a minimally  invasive procedure for reflux but we suggest Lich-Gregoir type anti reflux procedure is a safe procedure for refluxing duplex incised ureterocele unit. Each patient must be evaluated individually in ureterocele treatments.

Üreterosel üreterin distal kısmının kistik dilatasyonudur. Tek sistem üreteroseli olabileceği gibi olguların % 80’i komplet üreter duplikasyonunda üst polü drene eden üreterde görülür. Genelde üreteroselin bulunduğu üreter obstruksiyon nedeniyle etkilenirken, diğer üreter vezikoüreteral reflü (VUR) nedeniyle etkilenmektedir. Üreterosle üreteral anomaliler arasında sık gözlenir ve insidansı 1/500–1200 arasında olup kızlarda 4–7 kat fazla gözükmektedir.

Olgu 1

2 yaşında kız, 1.5 yaşında iken sağ üreterosel tanısıyla üreterosel insizyonu yapılmış. 3 ay sonraki işemesistoüretrografide (İSÜG) komplet çift sisteme Grade 5 VUR olduğu saptandı. Definitif tedavisinde  ekstravezikal üreteroneosistostomi (Lich-Gregoir) yapıldı. Postop 3. ayda çekilen İSÜG’de patoloji saptanmadı.

Olgu 2

10 aylık erkek, 1 aylık iken ultrasonografide mesane içinde dolum defekti saptandı. Sistoskopisinde sağ da dev üreterosel saptandı. Üreterosel insize edilerek sistem rahatlatıldı. 3 ay sonraki İSÜG sağda grade Grade 5 solda grade 4 VUR olduğu saptandı. Antibiyotik proflaksisiyle takip edildi. Definitif tedavisinde  ekstravezikal bilateral üreteroneosistostomi (Lich-Gregoir) yapıldı. Postop 3. ayda çekilen İSÜG normal idi. 1 yıllık takiplerinde herhangi bir patoloji saptanmadı.

Tartışma

Üreterosel olgularında prenatal tanının sıklığı ve önemi gittikçe artmaktadır. Üreterosel kız çocuklarda daha sık görülmekte ve çoğunlukla çift sistem eşlik eder. Duplike sistemlerde alt pol ile üst pol arasındaki fonksiyonel ve anatomik bölümlenme oldukça çeşitlilik göstermektedir. Bu sistemlerde üreterosel ve  vezikoüreteral reflü oldukça yakın ilişkideki anomalilerdir. VUR alt polde %40–65, karşı taraf böbrekde % 25 oranında gözlenmektedir. Bizim ilk olgumuz literatürdeki %80 insidans içinde komplet çift sistem ve VUR saptanırken, ikinci olgumuzda %20 insidans içinde çift sistem saptanmayıp takiplerinde bilateral VUR saptandı. VUR’lerin definitif tedavisinde ekstravezikal  üreteroneosistostomi oldukça güvenilir bir operasyon metodudur.

Sonuç olarak, üreteroseller anatomik ve patolojik açıdan oldukça farklı şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Bu nedenle her bir üreterosel vakası kendine özgü olarak değerlendirilip tedavi edilmelidir.