EN
TÜRKÇE
Oral Presentation Short - 37
EVALUATION OF LOWER URINARY SYSTEM RECONSTRCTION IN DUPLEX SYSTEM URETROCELE
B Uçan, A Şencan, G Sönmez, Ö Okur, ZG Temir, M Öztürk
Health Sciences University Dr. Behçet Uz Children's Hospital, Department of Pediatric Surgery
Aim: Upper pole partial nephrectomy (UPPN) for nonfunctioning upper pole in duplex system ureterocele (DSU) is the suggested treatment modality. However, follow-up results report that secondary surgery is required for these cases. In this study, the results of lower urinary system recunstruction (LUSR) including common sheath ureteroneocystostomy (UNC) and ureterocele excision in DSU, regardless of the upper pole function, were evaluated. We aimed to report the result and the efficacy of LUSR without UPPN with increased number of patients and follow-up period, short-term results of which were reported in 2011.
Patients and Methods: 47 patients treated for unilateral DSU in our instutition between 2002-2017 were evaluated. Among these, LUSR was performed for 34 patients ( 22F, 12 M). 30 of these patients ( 17right, 13 left) were included in the study. Endoscopic ureterocele incision or LUSR was the initial treatment for all of the patients. No UPPN was performed.
Results: Mean age of the patients was 44 months ( 8-144 months). Mean postoperative follow-up period was 6.1 years (1.5-13 years). Ureterocele was extravesical in 15 cases. 19 lower pole, 2 upper and lower pole reflux were present at admission. Endoscopic uretreocele incision was the initial treatment in 15 patients. Among 9 of these with no reflux before incision, upper pole reflux developed in 6. Lower grade reflux persisted in 3 patients and they were conservatively followed-up. 1 urinary tract infection (UTI) in five, 3 UTI in three and recurrent UTI in five patients developed postoperatively. Hypertension was seen only in one morbid obese patient. No proteinuria or incontinance was observed.
Result: LUSR has satisfactory results and it is not necessary to perform UPPN in DSU.
ÇİFT TOPLAYICI SİSTEM ÜRETEROSEL OLGULARINDA ALT ÜRİNER SİSTEM REKONSTRÜKSİYONU SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
B Uçan, A Şencan, G Sönmez, Ö Okur, ZG Temir, M Öztürk
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İzmir/ Türkiye
Amaç: Çift toplayıcı sistem (ÇTS) üreterosel tedavisinde üst polde fonksiyon saptanmayan olgularda üst polün çıkartılması önerilen bir yöntemdir. Ancak bu olgularda uzun dönem izlemde yüksek oranda ikincil cerrahi gerekliliği bildirilmiştir. Bu çalışmada kliniğimizde, üst pol fonksiyonu dikkate alınmaksızın gerekli görülen olgularda endoskopik insizyon sonrasında alt sistem rekonstrüksiyonu (ASR) (ortak kılıf üreteroneosistostomi(UNC)+üreterosel eksizyonu) uygulanmış olan ÇTS üreterosel olguları incelenmiş ve erken dönem sonuçları 2011 yılında sunulmuş olan bu yaklaşımın etkinliğinin, artan hasta sayısı ve izlem süreleriyle tekrar değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Hastalar ve Yöntem: 2002-2017 yılları arasında kliniğimizde tek taraflı ÇTS üreterosel tanısı ile tedavi edilen 47 olgu incelendi. ASR uygulanan 34 (22 K,12 E) olgudan izlem süresi uygun olan 30 tanesi(17 sağ, 13 sol) çalışmaya dahil edildi. Tüm olgularda ilk tedavi olarak endoskopik üreterosel insizyonu ya da ARS uygulandı. Hiçbir olguya nefrektomi yapılmadı.
Bulgular: Olguların yaş ortalaması 44 ay (8-144 ay), postoperatif ortalama izlem süresi 6.1 yıl (1.5- 13yıl)idi. 15 olguda intravezikal, 15 olguda ekstravezikal üreterosel mevcuttu. Başvuru anında 19 olguda alt sisteme, 2 olguda her iki sisteme olmak üzere toplam 21 vezikoüreteral reflü (VUR) saptandı.Olgulardan 15 tanesine ilk basamak tedavi olarak endoskopik üreterosel insizyonu yapıldı.İnsizyon yapılan ve reflüsü olmayan 9 hastanın 6 tanesinde üst pole reflü gelişti. 30 olgunun tümüne ASR uygulandı. 5 olguya(4 karşıtaraf reflü, 1 üreterovezikal darlık)iki taraflı UNC yapıldı. 3 olguda operasyon sonrası düşük dereceli VUR saptandı, izleme alındı.Postoperatif dönemde beş olguda 1 kez, üç olguda 3 kez, beş olguda ise tekrarlayan İYE saptandı.Morbid obezitesi olan 1 olgu hariç hiçbir olguda tansiyon yüksekliği saptanmadı. Proteinüri, inkontinans hiçbir olguda görülmedi.
Sonuç: ÇTS üreterosel olgularında ASR sonuçları yüz güldürücüdür ve izlem sonuçlarımız bu hastalarda nonfonksiyone sistemin çıkartılmasının gerekli olmadığını düşündürmektedir.