9. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation Short - 4

Our experience related to two-stage repair in cases of hypospadias

A Bıyıklı, G Karagüzel, M Melikoğlu
Akdeniz University School of Medicine Department of Pediatric Surgery, Antalya

Background/Objective: Two-stage hypospadias repair is a current treatment approach that is preferred for patients with proximal hypospadias. In this study, we aimed to discuss our cases of hypospadias undergone two-stage repair in our clinic.

Material and Method: We retrospectively evaluated 15 cases of hypospadias who underwent a two-stage operation in our department between 2014-2017. Of patients; age, duration of follow-up, physical examination findings of the penoscrotal area, surgical techniques/modifications applied in the first and second stages, complications and accompanying anomalies were investigated.

Results: The mean age at the first and second stage repair was 32±25 (12-117) and 43±26 (17-130) months, respectively. The mean follow-up of 14 patients after the second stage repair was 9,8±11,2 months. Meatal localization was in the penoscrotal junction in 8 (%53), remaining 7 (%47) had scrotal hypospadias. All patients had at least a 30° chordee. Partial penoscrotal transposition was detected in nine patients. During the first stage repair, scrotal reconstruction (n=6), ventral corporotomy (n=5), proximal urethroplasty (n=4), dorsal plication (n=2), bilateral orchiopexy (n=2) and inguinal hernia repair (n=2) were performed. Prior to the second stage of repair, topical testosterone was used in 5 patients (4 with disorder of sex development, DSD). During the second stage repair, 3 patients underwent scrotal reconstruction, 2 patients orchiopexy and 1 patient bilateral inguinal hernia repair. One patient underwent bilateral orchiopexy at another time. While 12 patients were repaired two /three layers, 3 patients were used additional layers (tunica vaginalis or Dartos flaps). Eight of our patients diagnosed as DSD. Additional renal anomalies were detected in 4 cases. A total of 6 complications in which all related to second stage repair occurred in 5 patients (three urethrocutaneous fistulas, two catheter/drainage problems, and one total wound dehiscence)

Discussion: Especially in cases of DSD, both topical steroid use and modifications in the surgical technique during the first/second stage repairs may be necessary. In our series, there was no complication after the first stage of repair and 20% of our patients complicated following the second stage repair.

İki aşamalı onarım yapılan hipospadias olguları ile ilgili deneyimimiz

A Bıyıklı, G Karagüzel, M Melikoğlu
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Antalya

Önbilgi/Amaç: İki aşamalı hipospadias onarımı proksimal hipospadiaslı olgularda tercih edilen güncel bir tedavi yaklaşımıdır. Bu çalışmada, kliniğimizde iki aşamalı onarım uygulanan hipospadias olgularımızın tartışılması amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Anabilim dalımızda 2014-2017 yıllarında iki aşamalı olarak ameliyat edilmiş olan 15 hipospadiaslı olgu retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların; yaşları, izlem süreleri, penoskrotal bölgenin fizik inceleme bulguları, birinci ve ikinci aşamada uygulanan cerrahi teknik (modifikasyonlar), komplikasyonlar ve eşlik eden anomaliler araştırıldı.

Bulgular: Hastalarımızın birinci ve ikinci aşama onarımı sırasındaki ortalama yaşları sırasıyla 32±25 ve 43±26 aydır. İkinci aşama onarımdan sonraki ortalama izlem süresi 9,8±11,2 aydır. Eksternal üretral mea lokalizasyonu hastalarımızın 8 (%53)’inde penoskrotal bileşkede, 7 (%47)’sinde skrotumdaydı. Tüm hastalarda en az 30° kordi vardı. Dokuz hastada parsiyel penoskrotal transpozisyon saptandı. Birinci aşama onarım sırasında 6 hastaya skrotal rekonstrüksiyon, 5 hastaya ventral korporotomi, 4 hastaya proksimal üretroplasti , 2 hastaya dorsal plikasyon, 2 hastaya bilateral orşiopeksi, 2 hastaya inguinal herni onarımı yapıldı. İkinci aşama onarımın öncesinde 5 hastada (4’ü cinsiyet gelişim bozukluğu, CGB) topikal testosteron kullanılmıştır. İkinci aşama onarım sırasında 3 hastaya skrotal rekonstrüksiyon, 2 hastaya orşiopeksi, bir hastaya bilateral inguinal herni onarımı yapıldı. Bir hastaya ayrı bir seansta bilateral orşiopeksi uygulandı. On iki hastada iki/üç tabaka onarım yapılırken üç hastada ilave destekler (tunika vajinalis veya dartos flebi) kullanıldı. Hastalarımızın 8’inde eşlik eden bir CGB vardı. Olgularımızın 4’ünde ilave renal anomali saptandı. Beş hastada toplam 6 komplikasyon (üç üretrokutanöz fistül, iki sonda/drenaj sorunu ve bir total ayrılma) gelişmiş olup bunların tümü ikinci aşama onarımına ilişkindir.

Sonuç: Özellikle CGB’nun eşlik ettiği olgularda, topikal steroid kullanımı ve ilk/ikinci aşama onarımlar sırasında cerrahi teknik ile ilgili modifikasyonlar gerekebilmektedir. Serimizde ilk aşama onarımdan sonra komplikasyon görülmemiş olup ikinci aşama onarımdan sonraki komplikasyon gelişen hasta oranımız %20 olarak bulunmuştur.

Close