PEDURO 2025 15. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation - 7

Assessment of Urinary Dysfunction Using Symptom Scoring Systems in Patients with Hirschsprung Disease

Merve Dede 1, Fatih Çelik 2, Tuğçe Merve Orbay 1, Ayşegül Akbulut 1, Mehmet Uğur Yılmaz 1, İrfan Kırıştıoğlu 2, Nizamettin Kılıç 1, Mehmet Emin Balkan 1
1 Bursa Uludag University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology
2 Bursa Uludag University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery

Aim
Although Hirschsprung disease is primarily a gastrointestinal pathology, its shared embryological origin and anatomical proximity between the rectum and bladder may predispose patients to congenital or acquired urinary dysfunction.
This study aimed to assess the prevalence of voiding dysfunction in patients under 18 years with Hirschsprung disease and to analyze surgical and clinical factors influencing symptom severity.

Methods
Eighty-two patients who underwent primary surgery for Hirschsprung disease at our institution between 2007 and 2024 were retrospectively screened. Patients who were unreachable, under five years of age, or had syndromic conditions were excluded. A total of 44 patients were assessed using two Turkish-validated questionnaires: DVISS (Dysfunctional Voiding and Incontinence Symptom Score) and CBBDQ (Childhood Bladder and Bowel Dysfunction Questionnaire). Results were analyzed in relation to demographic and clinical variables.

Results
Three-quarters of the patients were male. The most frequently performed surgical technique was TERPT (72.7%). DVISS total scores had a significant negative correlation with age (r = –0.427, p = 0.005), suggesting symptom severity declined with increasing age. Male patients had significantly higher DVISS scores than females (p = 0.046). DVISS scores also varied by surgical technique (p = 0.004), with the highest scores in the TERPT group and the lowest in the myectomy group.

CBBDQ scores, in contrast, showed no significant relationship with demographic or surgical variables. However, CBBDQ and DVISS scores were strongly correlated (r = 0.626, p < 0.001). Other clinical factors—such as preoperative biopsy, reoperation, bowel resection length, toilet training age, parental age and education, and number of siblings—were not significantly associated with either questionnaire.

The discrepancy in findings between DVISS and CBBDQ may reflect the latter’s inclusion of bowel dysfunction, which is multifactorial and influenced by behavioral and environmental factors.

Conclusion
Male gender, younger age, and undergoing TERPT surgery may represent risk factors for urinary dysfunction in Hirschsprung disease. While CBBDQ provides a broader evaluation including bowel issues, DVISS focuses on urinary symptoms. Larger prospective studies are needed to better define long-term urological outcomes in this population.

Hirschsprung Hastalarında Semptom Skorlama Sistemleri ile Üriner Disfonksiyon Değerlendirmesi

Merve Dede 1, Fatih Çelik 2, Tuğçe Merve Orbay 1, Ayşegül Akbulut 1, Mehmet Uğur Yılmaz 1, İrfan Kırıştıoğlu 2, Nizamettin Kılıç 1, Mehmet Emin Balkan 1
1 Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı
2 Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Amaç

Hirschsprung hastalığı, esasen gastrointestinal bir patoloji olmakla birlikte; rektum ve mesane arasındaki ortak embriyolojik köken ve anatomik yakınlık nedeniyle, konjenital veya edinsel üriner sistem disfonksiyonlarına da yol açabilmektedir.

Bu çalışmanın amacı, 18 yaşından küçük Hirschsprung hastalarında işeme bozukluklarının sıklığını değerlendirmek, semptom şiddetini etkileyen cerrahi ve klinik faktörleri analiz etmektir.

Yöntem

Çalışmaya, 2007–2024 yılları arasında kliniğimizde primer cerrahi uygulanmış 82 Hirschsprung hastası taranarak başlanmıştır. Kendisine ulaşılamayan, yaşı 5’ten küçük olan veya sendromik hastalar dışlanmıştır. Kalan 44 hastaya Türkçe valide DVISS (Dysfunctional Voiding and Incontinence Symptom Score) ve CBBDQ (Childhood Bladder and Bowel Dysfunction Questionnaire) anketleri uygulanmıştır. Edinilen anket verileri, hastaların demografik-klinik parametreleriyle kıyaslanmıştır.

Bulgular

Hastaların %75’i erkekti. En sık uygulanan cerrahi TERPT’ti (%72.7). DVISS toplam skorları hasta yaşı ile negatif korelasyon gösterdi (r=–0.427, p=0.005); yaş arttıkça semptom şiddeti azalmaktaydı. Erkeklerde DVISS skorları, kızlara kıyasla anlamlı olarak yüksekti (p=0.046). Uygulanan primer cerrahi tekniğe göre DVISS skorlarında anlamlı fark vardı (p=0.004). En yüksek mesane disfonksiyonu (en yüksek DVISS skoru) TERPT grubunda, en düşük Myektomi grubundaydı.

Buna karşın CBBDQ toplam skorları, hiçbir demografik-cerrahi değişkenle anlamlı ilişki göstermedi. Ancak, CBBDQ ve DVISS skorları arasında güçlü pozitif korelasyon saptandı (r=0.626, p<0.001).

Preoperatif rektal biyopsi alınması, tekrar cerrahi geçirme, intestinal rezeksiyon uzunluğu, tuvalet eğitimi yaşı, ebeveyn yaş ve eğitim düzeyi, ailedeki toplam çocuk sayısı gibi diğer klinik değişkenler anket skorları ile istatistiksel olarak ilişkisiz bulundu.

DVISS skoru ile klinik veriler arasında anlamlı ilişkiler bulunmuşken, CBBDQ için anlamlılık gözlenmemesi CBBDQ'nun yalnızca mesane semptomlarını değil birçok faktörden etkilenen bağırsak disfonksiyonlarını da içermesiyle açıklanabilir.

Sonuç

Hirschsprung hastalarında özellikle erkek cinsiyet, genç yaş ve TERPT cerrahisi üriner disfonksiyon açısından risk faktörleridir. CBBDQ, daha kompleks bir değerlendirme sunarken; DVISS, ürolojik semptomlara odaklanmaktadır. Geniş hasta serilerinde yapılacak prospektif çalışmalar, uzun dönem ürolojik sonuçları daha iyi ortaya koyacaktır.

Close