PEDURO 2025 15. National Pediatric Urology Congress

Sümeyye Sözduyar ¹, Hilmican Ulman ¹, Figen Aydın ², Sibel Tiryaki ¹, Ali Tekin ¹, İbrahim Ulman ¹

¹ Ege University, Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology
² İzmir City Hospital Department of Undersea And Hyperbaric Medicine

Background:
Circumcision is one of the most commonly performed surgical procedures in male children. Although generally safe, rare but severe complications such as penile skin loss, glans amputation, and necrosis can occur, necessitating complex reconstructive surgeries. Hyperbaric oxygen therapy (HBOT) has been proposed to enhance wound healing and graft survival in challenging reconstructive cases. We aimed to present our early experience with perioperative HBOT in children undergoing reconstructive surgery due to major complications following circumcision.

Materials and Methods:
Five patients with severe circumcision-related complications were treated with HBOT at our institution between March 2024 and May 2025. HBOT was administered at 2.4 ATA for 120 minutes per session, either pre- and/or postoperatively. The surgical procedures included various flap and graft reconstructions. Clinical outcomes and graft viability were assessed.

Results:

One patient underwent emergency surgery for glans ampuatation, the others had planned surgery following inadequate healing. All five patients completed median of 10 sessions (9 -27). Surgical interventions included Byars flap, scrotal and inguinal skin grafts, retroauricular grafts, and buccal mucosa-based glans reconstruction. All grafts survived. No major wound complications were observed. One patient had donor site dehiscence, which healed secondarily. One patient (glans reimplantation) experienced volume loss without functional deficit. Detailes are shown in table 1. No major HBOT-related complications were observed. One patient experienced secondary healing at the donor site dehiscence. All grafts survived; no cases of graft necrosis or total urethral breakdown were observed. There was no adverse effects related to HBOT.

Conclusion:
HBOT appears to be a valuable adjunct in the surgical management of complex circumcision complications contributing to graft survival and wound healing. Further controlled studies are warranted to define standardized protocols and assess long-term outcomes.

Sümeyye Sözduyar ¹, Hilmican Ulman ¹, Figen Aydın ², Sibel Tiryaki ¹, Ali Tekin ¹, İbrahim Ulman ¹

¹ Ege Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı
² İzmir Şehir Hastanesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp AD

Giriş:
Sünnet, erkek çocuklarda en sık uygulanan cerrahi girişimlerden biridir. Genellikle güvenli bir işlem olsa da, nadiren ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Penil deri kaybı, glans amputasyonu ve nekroz gibi tablolar, kompleks rekonstrüktif cerrahiler gerektirir. Hiperbarik oksijen tedavisi(HBOT), doku oksijenasyonunu artırarak yara iyileşmesini ve greft canlılığını destekleyen bir yöntemdir. Bu çalışmada, ciddi sünnet komplikasyonları nedeniyle rekonstrüktif cerrahi uygulanan çocuklarda, perioperatif dönemde uygulanan HBOT’un klinik sonuçlarının sunulması amaçlanmıştır.

Yöntem:
Mart 2024-Mayıs2025 tarihleri arasında, ciddi sünnet komplikasyonları nedeniyle cerrahi onarım uygulanan 5 çocuk hastada perioperatif HBOT uygulandı. HBOT, 2,4 ATA basınçta, 120 dakika süren seanslar halinde preoperatif ve/veya postoperatif olarak planlandı. Uygulanan cerrahi işlemler ve yara iyileşmesi değerlendirildi.

Bulgular:
Beş hastaya median 10seans HBOT uygulandı (9-27). Byars flebi, skrotal ve inguinal deri greftleri, retroauriküler greft ile onarım ve bukkal mukoza ile glans rekonstrüksiyonu uygulandı. Hiçbir hastada greft kaybı ve majör yara komplikasyonu gözlenmedi. Bir olguda donör alanda açılma gözlendi, sekonder iyileşmeyle düzeldi. Glans reimplantasyonu yapılan bir olguda hacim kaybı dışında işeme problemi gelişmedi. HBOT’ye bağlı herhangi bir yan etki bildirilmedi.

Sonuç:
HBOT, ciddi sünnet komplikasyonları sonrası uygulanan rekonstrüktif cerrahilerde yara iyileşmesini ve greftin canlılığını destekleyen etkili bir tamamlayıcı tedavi seçeneğidir. Geniş seriler ve kontrollü çalışmalarla etkinliği daha net olarak ortaya konmalıdır.