PEDURO 2025 15. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation - 41

A retrospective evaluation of the endoscopic subureteral injection technique performed in patients with vesicoureteral reflux

Müge Şencan, Oktay Ulusoy, Oğuz Ateş, Gülce Hakgüder, Mustafa Olguner, Feza Miraç Akgür
Dept. of Pediatric Surgery, Dokuz Eylül University, Medical School, Izmir, Turkey

Aim: Vesicoureteral reflux (VUR) is defined as the retrograde flow of urine from the bladder into the ureters and/or kidneys, and it affects approximately 1% of the pediatric population. Endoscopic injection therapy (EIT) has recently become one of the popular treatment options. There are numerous parameters that may influence the success of treatment. In our study, we aimed to evaluate the parameters affecting surgical success and to identify guiding approaches that may enhance treatment outcomes.

Materials and Methods: This study included patients diagnosed with VUR based on clinical and radiological findings who underwent endoscopic subureteral injection between December 2015 and October 2024 and had accessible surgical video recordings. These videos were independently and blindly reviewed by faculty members and senior residents (with more than three years of training) without access to clinical data. Each procedure was scored using a 5-point Likert scale. The ratings were then correlated with postoperative voiding cystourethrography outcomes. Demographic data, clinical parameters, imaging findings, intraoperative details, and postoperative complications were collected and analyzed.

Results: Of the 32 patients included, 24 (75.0%) were female and 8 (25.0%) male. Bilateral reflux correction was performed in 12 (37.5%) patients. In cases of unilateral intervention, the right ureter was treated in 7 (21.9%) and the left in 13 (40.6%) patients. The ability to predict surgical success based solely on video assessments didn’t reach statistical significance. However, unexpectedly, lower surgical experience was significantly associated with a higher accuracy in predicting procedural outcomes.

Conclusion: Various factors can impact the outcome of endoscopic subureteral injection therapy. Unlike previous studies providing evaluators with clinical data, this study employed a blinded video-based assessment to minimize bias. Although intraoperative visual impression is often considered a key marker of success, it appears inadequate as a standalone predictor. Furthermore, evaluative accuracy may not correlate positively with surgical experience.

Vezikoüreteral reflü gelişen hastalarda uygulanan endoskopik subüreteral madde enjeksiyonu tekniğinin retrospektif olarak değerlendirilmesi

Müge Şencan, Oktay Ulusoy, Oğuz Ateş, Gülce Hakgüder, Mustafa Olguner, Feza Miraç Akgür
Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Amaç: Vezikoüreteral reflü (VUR), idrarın mesaneden üreterlere ve/veya böbreklere geri kaçması olarak tanımlanırken çocukluk yaş grubunun yaklaşık %1’ini etkiler. Endoskopik enjeksiyon tedavisi (EET) günümüzde popüler tedavi seçeneklerden biri haline gelmiştir. Tedavi başarısını etkileyen pek çok parametre mevcuttur. Çalışmamızda, ameliyat başarısı üzerine etkili parametrelerin değerlendirilmesi ve başarıyı artıracak yol gösterici yaklaşımları belirlemek amaçlanmıştır.

Yöntem: Çalışmamıza klinik ve radyolojik değerlendirmelerle VUR tanısı konulan, tedavi amacıyla Aralık 2015 ile Ekim 2024 arasında endoskopik subüreteral madde enjeksiyonu uygulanan ve ameliyat video görüntülerine erişilebilen hastalar dahil edildi. Ameliyat video görüntüleri, Anabilim Dalımızda görev yapan öğretim üyeleri ile üç yılı aşkın süredir eğitimine devam eden tıpta uzmanlık öğrencileri tarafından hasta bilgilerine sahip olmadan kör olarak incelendi. Ameliyat video görüntüleri 5’li Likert ölçeği ile değerlendirildi. İnceleme sonuçları, ameliyat sonrası yapılan Voiding Sistoüretrografi sonuçları ile korele edildi. Hastaların demografik verileri, klinik özellikleri, radyolojik bulguları, ameliyat bulguları, takip süresince gelişen komplikasyonları kaydedildi.

Bulgular: Endoskopik subüreterik enjeksiyon yöntemi ile tedavi edilen 32 hastanın 24’ü (%75,0) kız, 8’i (%25,0) erkekti. Hastaların 12’sinde bilateral VUR’a müdahale edilmiştir. Unilateral EET uygulanan 7 (%21,9) hastada sağ, 13 (%40,6) hastada sol üretere işlem yapılmıştır. İşlemin başarısı, katılımcılar tarafından sadece video görüntülerine bakılarak istatistiksel olarak anlamlı düzeyde doğru tahmin edilemedi. Bununla birlikte, öngörülenin aksine, cerrahi deneyimin azalmasıyla işlemin başarısını doğru tahmin etme oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı.

Sonuçlar: Endoskopik subüreteral madde enjeksiyonu prosedürünün başarısını etkileyebilecek hastaya, hastalığa ve ameliyata ait faktörler vardır. Daha önce yapılan benzer çalışmalarda ameliyat dışı faktörler katılımcılara verilmiştir. Bizim çalışmamızda sadece video görüntülerine bakılarak yapılan kör değerlendirme ile değerlendiricilerin ameliyat ile ilgi ön yargıları en aza indirilmeye çalışılmıştır. Her ne kadar ameliyat sırasındaki görsel başarı, ameliyat başarısını değerlendirmede en önemli kriterlerden biri olarak kabul edilse de sadece bu kriter ile ameliyat başarısını tahmin etmek yetersiz kalmaktadır. Ayrıca bu çalışmada ameliyatın görsel başarısını değerlendirmenin tecrübe ile de ilişkili olmayabileceği görülmüştür.

Close