Oral Presentation - 43
Posterior Urethral Valve: Associated Anomalies and Progression to Chronic Kidney Disease
Dilşad Dereli, Baran Tokar
Eskisehir Osmangazi University, School of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology, Eskisehir, Turkey
Introduction: Posterior urethral valve (PUV) is a congenital obstructive uropathy with high long-term morbidity and mortality, requiring close follow-up. This study aimed to evaluate the associated anomalies and progression to chronic kidney disease (CKD) in patients diagnosed with PUV in our clinic.
Methods: We retrospectively analyzed the records of 103 patients diagnosed and treated for PUV at Pediatric Urology Clinic between 2014 and 2024. Data collected included age at diagnosis, presence of antenatal diagnosis, presenting symptoms, surgical interventions, associated urological/systemic anomalies, renal function over time, and urodynamic findings.
Results: Antenatal hydronephrosis was found in 40% of 103 patients aged between 5 days and 15 years. 20% were diagnosed with recurrent urinary tract infection, 14% with intermittent voiding and 37% with vesicoureteral reflux (VUR). Associated anomalies were spina bifida (n=5), Duchenne muscular dystrophy (n=1), Trisomy 21 (n=1), unilateral ureterovesical junction stenosis (n=2), bilateral ureterovesical junction stenosis (n=1), hypospadias (n=7), non palpable testicle (n=2), Unilateral ureteropelvic stricture (n=7), anorectal malformation (n=4), atrophic kidney (n=5), urethral polyp (n=1), oesophageal atresia (n=1), cross ectopy and ectopic ureteral opening (n=1), double collecting system (n=1) were found. Of the 9 patients who underwent Mitrofanoff-Monti procedure, 3 progressed to renal failure.
CKD developed in 8 patients (7.7%). Patients who developed CRF frequently had advanced VUR, nonfunctioning kidney and systemic anomalies.
Conclusion: In children with PUV, coexisting anomalies significantly affect long-term prognosis and renal outcomes. Early diagnosis, appropriate surgical intervention, and continuous multidisciplinary follow-up are essential to prevent or delay progression to CKD.
Posterior Üretral Valv: Ek Anomaliler ve Kronik Böbrek Yetmezliğine Gidiş Seyri
Dilşad Dereli, Baran Tokar
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi AD, Çocuk Ürolojisi BD, Eskişehir
Giriş: Posterior üretral valv (PUV), doğumsal bir obstrüktif üropati olup uzun dönem morbidite ve mortalitesi yüksek, dikkatli takip gerektiren bir durumdur. Bu çalışmada kliniğimizde takip edilen PUV’li hastalarda eşlik eden ek anomaliler ve kronik böbrek yetmezliğine (KBY) gidiş süreçleri incelenmiştir.
Yöntem: 2014–2024 yılları arasında Çocuk Ürolojisi Kliniği’nde PUV tanısı almış ve tedavi edilmiş 103 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların tanı yaşı, antenatal tanı durumu, başvuru semptomu, cerrahi müdahaleler, eşlik eden ürolojik ve sistemik anomaliler ile uzun dönem böbrek fonksiyonları ve ürodinamik bulguları analiz edildi.
Bulgular: Yaşları 5 gün ile 15 yıl arasında değişen 103 hastanın %40’ında antenatal hidronefroz saptandı. %20’sinde tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, %14’ünde kesik işeme şikayetiyle tanı kondu. %37’sinde vezikoüreteral reflü (VUR) saptandı. Eşlik eden anomaliler spina bifida (n=5), Duchenne musküler distrofi (n=1) ,Trizomi 21 (n=1), tek taraflı üreterovezikal bileşke darlığı (n=2), iki taraflı üreterovezikoüretral darlık (n=1), hipospadias (n=7), ele gelmeyen testis (n=2), tek taraflı üreteropelvik darlık (n=7), anorektal malformasyon (n=4), atrofik böbrek (n=5), üretral polip (n=1), özofagus atrezisi (n=1), çapraz ektopi ve ektopik üreter açıklığı (n=1), çift toplayıcı sistem (n=1) saptandı. Mitrofanoff-Monti prosedürü uygulanan 9 hastanın 3’ü böbrek yetmezliğine ilerledi.
Hastaların 8’inde (%7.7) KBY gelişti. KBY gelişen hastalarda sıklıkla ileri derecede VUR, nonfonksiyone böbrek ve sistemik ek anomaliler mevcuttu.
Sonuç: PUV tanısı alan çocuklarda eşlik eden anomaliler, uzun dönem prognoz ve böbrek fonksiyonları açısından belirleyici öneme sahiptir. Erken tanı, uygun cerrahi yaklaşım ve düzenli multidisipliner takip, KBY gelişimini önlemek ya da geciktirmek açısından kritik öneme sahiptir.