PEDURO 2025 15. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation - 52

ROLE OF CONCURRENT SERIAL ULTRASONOGRAPHY AND DYNAMIC RENAL SCINTIGRAPHY IN DIAGNOSING URINARY OBSTRUCTION IN CHILDREN

Zeynep Merve Gökbuget 1, Vefa Salt 2, Ayşe Kalyoncu Uçar 3, Nur Canpolat 4, Haluk Burçak Sayman 5, Mehmet Eliçevik 6, Yunus Söylet 6, Haluk Emir 6
1 Istanbul University-Cerrahpasa, Cerrahpasa Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery
2 İstanbul University-Cerrahpasa, Cerrahpaşa Faculty of Medicine, Department of Radiology
3 İstanbul University-Cerrahpasa, Cerrahpaşa Faculty of Medicine, Department of Radiology, Division of Pediatric Radiology
4 Istanbul University-Cerrahpasa, Cerrahpasa Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Division of Pediatric Nephrology
5 Istanbul University-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Faculty of Medicine, Department of Nuclear Medicine
6 Istanbul University-Cerrahpasa, Cerrahpasa Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology

Aim:
This study evaluates the diagnostic accuracy of serial ultrasonography (dynamic ultrasonography, DUSG) when performed concurrently with dynamic renal scintigraphy (DRS) in detecting obstructive hydronephrosis (HN) in children undergoing DRS for suspected urinary obstruction.

Patients and Method:
Thirty-five patients with unilateral HN requiring DRS between June 2022 and August 2024 were included. Standardized DUSG measurements were obtained at predefined time points: 30 minutes before DRS (USG1), at DRS initiation (USG2), at DRS completion (USG3), and one hour after furosemide administration (USG4). Prospective data from both modalities were analyzed and compared.

Results:
DRS showed radiotracer clearance half-life (t½) <10 minutes in 19 patients, 10–20 minutes in 6 patients, and >20 minutes with no response in 10 patients.

DUSG revealed persistent HN in 17 patients at USG4, while APD returned to baseline or decreased further in 18 patients. Although DRS and DUSG demonstrated consistent graphical patterns, their timing varied. The regression of t½ and APD occurred at different time points.

When comparing APD values between USG3 and USG4, the average reduction rate (emptying percentage) was found to be 20%. In the non-responsive group, the emptying percentage was 4.63%, indicating a significant difference compared to the remaining patients.

Conclusion:
Integrating DRS and DUSG improves diagnostic accuracy for ureteropelvic junction obstruction. While nuclear clearance and anatomical regression are correlated, they occur at different time points. The APD emptying percentage on DUSG serves as a predictor of obstruction on DRS. Further large-scale, multicenter studies are needed to validate these findings.

ÇOCUKLARDA DİNAMİK BÖBREK SİNTİGRAFİSİ İLE EŞ ZAMANLI YAPILAN SERİ ULTRASONOGRAFİNİN ÜRİNER OBSTRÜKSİYON TANISINA KATKISI

Zeynep Merve Gökbuget 1, Vefa Salt 2, Ayşe Kalyoncu Uçar 3, Nur Canpolat 4, Haluk Burçak Sayman 5, Mehmet Eliçevik 6, Yunus Söylet 6, Haluk Emir 6
1 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
2 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı
3 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı
4 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Nefroloji Bilim Dalı
5 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nükleer Tıp Anabilim Dalı
6 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

Amaç:
Bu çalışmanın amacı, üriner obstrüksiyon şüphesiyle dinamik böbrek sintigrafisi (DBS) yapılan çocuklarda, DBS ile aynı anda uygulanan seri ultrasonografinin (dinamik ultrasonografi, DUSG) obstrüktif hidronefroz (HN) tanısındaki doğruluğunu değerlendirmektir.

Hastalar ve Yöntem:
Haziran 2022 ile Ağustos 2024 tarihleri arasında, tek taraflı HN nedeniyle DBS gereken 35 hasta çalışmaya dâhil edildi. Standartlaştırılmış DUSG ölçümleri, belirlenen dört zaman noktasında alındı: DBS’den 30 dakika önce (USG1), DBS başlangıcında (USG2), DBS tamamlandığında (USG3) ve furosemid uygulamasından bir saat sonra (USG4). DBS ve DUSG işlemlerinden elde edilen prospektif veriler analiz edilerek karşılaştırıldı.

Bulgular:
DBS sonuçlarına göre, 19 hastada radyofarmasötik madde klirens yarı ömrü (t½) <10 dakika, 6 hastada 10–20 dakika arasında ve 10 hastada ise >20 dakika olarak saptandı ve yanıtsız olarak değerlendirildi.
DUSG sonuçlarında, 17 hastada USG4 zamanında persistan HN izlenirken, 18 hastada anteroposterior çap (APÇ) ya başlangıç düzeyine döndü ya da daha da azaldı.
DBS ve DUSG grafiksel olarak benzer eğriler gösterse de, bu eğrilerin zamanlamasında farklılık vardı. t½ ile APÇ'deki gerileme farklı zaman dilimlerinde gerçekleşti.
USG3 ile USG4 arasındaki APÇ değerleri karşılaştırıldığında, ortalama azalma oranı (boşalma yüzdesi) %20 olarak hesaplandı. Yanıtsız grupta bu oran %4,63 olup, diğer hastalarla anlamlı fark gösterdi.

Sonuç:
DBS ve DUSG’nin birlikte değerlendirilmesi, üreteropelvik bileşke obstrüksiyonu tanısında tanısal doğruluğu artırmaktadır. Nükleer klirens ile anatomik regresyon birbiriyle ilişkili olmakla birlikte, farklı zamanlarda gerçekleşmektedir. DUSG’de APÇ boşalma yüzdesi, DBS'de obstrüksiyonun öngörücüsü olarak kullanılabilir. Bu bulguların doğrulanması için daha geniş kapsamlı, çok merkezli çalışmalara ihtiyaç vardır.

Close