29. National Pediatric Surgery Congress and 27. National Congress of The Egyptian Pediatric Surgical Association

Introduction: Although mesenchymal hamartomas are the second most common benign tumor of the liver in the pediatric age group up to date only 200 cases reported in the literature. They are predominantly cystic, solitary or multifocal developmental anomaly.  Approximately 85% of affected children are presenting before the age of 3 years.

Case: The patient was an asymptomatic 17-month-old male infant, in whom a large intra-abdominal mass was incidentally detected on physical examination at the time of accidental blunt injury. On palpation, the liver was firm, painless and hard which was extending down to the pelvis. Routine laboratory tests and alpha fetoprotein (AFP) levels were normal. Abdominal magnetic resonance scanning demonstrated a large solid and cystic mass with 14 cm diameter was located in 2, 5, 6, 7 and 8 segment of the liver.

Result:  After clinical diagnosis, due to huge cystic mass which was compressing all vital vascular tree initially treated with percutaneous catheterization under ultrasonographic guidance 500 cc yellowish liquid was aspirated. The catheter was left in place for one week 50 ml of serous non biliary liquid discharged daily. Laparatomy with total mass excision was performed. The mass was well-circumscribed from the surrounding liver tissue but not encapsulated. On the cut surface, the central region of the mass was predominantly occupied by yellow-whitish, translucent liquid but the wall was very thick. The cystic mass was totally excised from liver with bovie. Ligasure, argon laser were not useful at the dissection due to very thin liver tissue around the cyst. The pathological result was mesenchymal hamartoma.

Conclusion:  Preoperative percutaneous drainage may reduce the size of the mass and provide more exact borders so facilitate the total excision more easily. 

Giriş: Pediatrik yaş grubunda Mezenşimal Hamartomlar, karaciğerin en sık görülen ikinci benign tümörüdür ve primer karaciğer tümörlerinin %5’ini oluşturur. Genelde kistik, soliter veya multifokal gelişim anomalisidir. Etkilenen çocukların %85’i 3 yaşın altındadır. 

Olgu: Düşme sonrası yapılan incelemelerde 17 aylık erkekte karında kitle tespit edilmiştir. Yapılan muayenede karaciğerin pelvise kadar uzandığı ve üzerinde ağrısız sert bir kitle ele geldiği görülmüştür. Rutin laboratuar, karaciğer testleri ve alfa fetoprotein seviyesi normal saptanmıştır. Abdominal manyetik rezonans tetkikinde karaciğer 2, 5, 6, 7 ve 8. segmentlerinde yer alan yaklaşık 14 cm çapında kitle rapor edilmiştir. Kitle içine US eşliğinde perkutan kateter yerleştirilerek toplam 500 cc seröz içerikli sıvı aspire edilmiştir. Bir hafta günlük 50 ml safrasız seröz mayi geldiği görülmüştür. Yapılan laparotomide kitle çevre dokudan iyi bir sınır veriyordu fakat kapsülünün olmadığı görülmüştür. Kitleye yapılan insizyonda, içinde sarı beyaz renkte sıvı geldiği ve duvarının oldukça kalın olduğu görülmüştür. Kitle bipolar koter yardımıyla künt ve keskin diseksiyonlar ile total olarak karaciğerden eksize edilmiştir. Ligasure ve Argon lazer kist etrafındaki karaciğer dokusunun çok ince olması nedeni ile diseksiyonda faydalı olmamıştır. Patoloji sonucunda mezenşimal hamartom olarak rapor edilmiştir.

Tartışma: Operasyon öncesi perkutan drenaj ile kitlenin küçülebileceği, operasyon sınırlarının belirlenebileceği ve kitlenin total eksizyonunun daha kolay olacağını düşünmekteyiz.