29. National Pediatric Surgery Congress and 27. National Congress of The Egyptian Pediatric Surgical Association

Objective: We present a primitive method  which is used for the treatment of inguinal hernia in a spesific region of Turkey, despite all the techniqual advances and the increasing number of physicians.

 Patients: In Mardin Maternitiy and Children Hospital, Pediatric Surgery Clinic between 2009 and 2010, 43 patients who have inguinal hernia unilaterally or bilaterally , revealed scarred tissue on the swelling inguinal region due to burning.Mean age of patients was 2.5 years(1-12 years). It was understood this is a belief  that the burning of the swelling inguinal region with a fire heated stone or metal object, would heal the inguinal hernia.

 Conclusion: It is very thought-provoking that despite Turkey has been reached the higher position at the ranking of the world of science during the years of 2000s, there is still such a primitive method for  the treatment of a disease. It is very important that the social-educational    aspects of our professions is as important as the academical aspect, for  the settling the form of scientific thought in society.

Amaç:

Çocuk Cerrahisi’ndeki tüm gelişmelere ve artan hekim sayısına karşın ülkemizin belirli bir yöresinde çocuklarda kasık fıtığı tedavisinde uygulandığı saptanan ilkel bir yöntem hakkındaki bilginin paylaşılmasıdır.

Hastalar:

Ocak 2009-Temmuz 2010 tarihleri arasında S.B. Mardin Kadın-Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Polikliniği’ne getirilen, yaş ortalaması 2,5 (1-12 yaş) olan ve 36’sında tek taraflı, 7’sinde iki taraflı kasık fıtığı bulunan tümü erkek 43 çocukta, şişlik olan bölgelerde değişik şekillerde, dağlanmadan kaynaklandığı öğrenilen yanık nedbeleri ile karşılaşılmıştır.

Yapılan araştırmada yöntemin yörede ne zaman başladığı bilinemeyecek kadar eskiden beri uygulandığı, ateşte kızdırılmış taş / metal, herhangi bir nesne ile dağlamanın fıtığın iyileşmesini sağladığına inanıldığı belirlenmiştir.

 Sonuç:

Ülkemizin dünya bilim sıralamasında giderek üst sıralara çıktığı 2000’li yıllarda, örneğine ancak Ortaçağ’da rastlanabilecek böyle bir tedavi uygulaması ile karşılaşmak çok düşündürücüdür. Bu olay toplumda bilimsel düşünce biçiminin yerleşebilmesi için mesleğimizin akademik yönüne ek olarak sosyal-eğitsel yönünde de hepimize büyük görevler düştüğünün bir göstergesidir.