IV. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Poster With Presentation - 22

INCOMPLETE POSTERIOR VALVE IN ETIOLOGY OF DAYTIME INCONTINANCE IN BOYS

Posterior urethral valve  (PUV) causing obstruction in urethra is a congenital anomaly seen in boys.  It is usually diagnosed by prenatal ultrsonography. Some cases are diagnosed in late childhood.

Urodynamic evaluation is performed in 22 boys with daytime incontinance. Cystoscopy was performed to 12 cases, who has a voiding curve as a plateu in urodynamic investigation. Eight  cases diagnosed  PUV  and ablation is performed. After surgery urotheraphy is performed to all cases and later control voiding cystourethrography  is performed.

Congenital obstructive posterior urethral anomaly is diagnosed in 8 cases by cystoscopy. According to Young classification; one of the posterior  urethral anomaly is Type III valve  7 cases were Type Ia posterior urethral valve. On the second systoscopy, residual valve was found in 5 cases and ablation was repeated.

According to Young Classification PUVs were classified as Type I(abc), Type II and  Type III (ab).  But Type II is seen in early reports.  Similarly Type Ic and Type IIIb valves are polemical.  Incomplete mini or moderate valve cases causing voiding dysfunction and producing late symptoms were described in literatüre.  Only one of our cases were Type IIIa and  7 cases can be described as incomplete Type Ia.

In conclusion,incomplete  valves should be investigated in daytime incontinance. Eventhough voiding cystourethrography is reported as normal this does not  exclude the possibility of congenital urethral obstruction.  Cystoscopy is the gold standrat in PUV diagosis.  In many cases invasive diagnostic tests such as cystoscopy and urodynamic evaluation  diagnosis is necessary besides clinical experience

ERKEK ÇOCUKLARDA GÜNDÜZ İNKONTİNANSINA NEDEN OLAN TAM OLMAYAN POSTERİOR ÜRETRAL VALVLER

Posterior üretral valv(PUV) üretrada obstrüksiyona neden olan, erkek çocuklarda görülen doğmalık bir anomalidir.Tanı genellikle prenatal ultrasonografi ile konulur. Geç çocukluk döneminde dönemde tanı konulan olgular da mevcuttur.

Çalışmamızda gündüz inkontinansı nedeniyle  tam ürodinamik inceleme yapılan ve ürodinaminin boşaltma fazında, plato şeklinde  işeme eğrisi saptanan 12 olguya genel anestezi altında sistoskopi yapılmıştır. Bu olgulardan 8 olguda PUV  saptananarak rezektoskop  ile ablasyon uygulanmıştır. Cerrahi sonrası tüm olgulara üroterapi uygulanmış ve işeme sistouretrografisi  çekilmiştir.

Sistoskopide  8  olguda  konjenital obstrüktif posterior uretral anomalisi  saptanmıştır. Bu posterior üretra  anomalilerden birisi Young sınıflamasına göre Tip III valve, 7 olgu ise  tam olmayan Tip Ia posterior üretral valv(mini valv) olarak değerlendirilmiştir.Tekrarlayan üroflowlarda  işeme eğrisinde düzelme saptanmayan 5 olguda yapılan 2.ci sistoskopide reziduel valv saptanarak tekrar ablasyon yapılmıştır.

Young sınıflamasına göre PUV  Tip I(abc), Tip II ve Tip III(ab) olarak sınıflandırılmıştır.  Ancak Tip II erken raporlarda vardır. Aynı şekilde  Tip Ic ve Tip IIIb olarak  tanımlanan valvlerin varlığı tartışmalıdır. En sık görülen valvler Tip Ia, Tip Ib ve  Tip IIIa dır.  Literatürde işeme disfonksiyonuna neden olan ve geç bulgu veren tam olmayan (mini veya moderate valv) olarak tanımlanan olgular mevcuttur. Olgularımızdan sadece birisi Young sınıflamasına göre Tip IIIa olarak değerlendirilmiştir. 7 olgumuz tam olmayan Tip Ia valv  olarak sınıflanabilir.

Sonuç olarak gündüz inkontinansı olan erkek çocuklarda geç bulgu veren ve tam olmayan (mini) valvler araştırılmalıdır.  İşeme sistoüretrografisi normal olarak raporlansa da  bu konjenital üretral obstrüksiyon olasılığını ekarte ettirmez. Birçok olguda tanı için klinik deneyim yanında sistoskopi ve ürodinamik inceleme gibi invaziv tanı araçlarına ihtiyaç vardır.

 

Close