8. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Poster - 11

CLINICAL AND PATHOLOGIC OUTCOME IN BOYS WITH IDIOPATHIC URETHRITIS

H Deliağa*, H Tosun*, B Karabulut**, B Özçift**, T Tiryaki**
*Ankara Child Disease Hematology and Oncology Education and Research Hospital
**Ankara Child Health and Diseases, Hematology Oncology Training and Research Hospital Department of Pediatric Urology

Idiopathic urethritis (IU) affecting boys with symptoms of urethrorrhagia, dysuria and hematuria doesn't have a clear etiology and treatments vary. We had 9 IU male patients admitted with dysuria and hematuria complaints.

Nine male patients, age ranging from 7 to 15 years are investigated. Their major complaint was chronic dysuria. Second major complaint was hematuria. One patient had urethral meatal stenosis as an associated anomaly. In remaining cases there were no specific reason. No urine culture was positive. First arrival uroflowmetry in five cases had obstructive patterns. Circumferential white plaque-like lesions in bulbar urethra in all cases were detected during cystoscopic evaluation and cold cup biopsies were taken from these lesions which were reported to be squamous metaplasia in seven cases. Intralesional triamcinolone injection was performed in two patients whose complaints continued for two years. Other patients are followed up conservatively.

The complaints of the patients decreased gradually during 12 to 24 months follow up. The obstructive micturition pattern improved in all patients. There was significant clinical progress in triamcinolone injected patients. We didn't perform any control uretroscopy due to significant clinical recovery.

IU mostly effects adolescent and preadolescent boys probably because of hormonal changes. Squamous metaplastic changes in urethral epithelium is the most important pathologic finding. There is spontaneous regression of symptoms in majority of cases and in ongoing cases intralesional steroid injection is an effective treatment option.

 

İDİOPATİK ÜRETRİT TANILI ERKEK ÇOCUKLARDA KLİNİK VE PATOLOJİK BULGULAR

H Deliağa*, H Tosun*, B Karabulut**, B Özçift**, T Tiryaki**
*Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi
**Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Üroloji Kliniği

Üretroraji, disüri ve hematüri semptomlarına sebep olan ve tanımlanabilmiş bir etyopatogenezi olmayan İdiopatik üretrit erkek çocukları etkiler. İdiopatik üretrit tanısı konulan dokuz hastanın klinik ve patolojik özellikleri bildirilmiştir.

Çocuk ürolojisi polikliniğine başvuran 9 erkek hasta incelendi. Yaşları 7-15 arasında değişen hastaların en belirgin şikayeti uzun süreli disüri olarak saptandı. İkinci sıklıkla saptanan şikayet hematüriydi. Bir hastada meatal stenoz eşlik eden bulgu olarak saptanırken diğer vakalarda belirgin bir etyoloji saptanmadı. Hastaların idrar kültürlerinde üreme görülmedi. Yapılan üroflow incelemesinde beş hastada obstrüktif işeme paterni vardı. Yapılan sistoskopik incelemede tüm hastalarda bulbar üretra seviyesinde sirkumferensiyel beyaz plak görülerek lezyonlardan punch biopsi alındı. Yedi hastada yapılan patolojik inceleme sonucunda skuamöz metaplazi saptandı. Şikayetleri uzun süredir var olan iki hastada intralezyoner triamsinolon enjeksiyonu yapıldı. Diğer hastalar konservatif olarak takip edildi.

Hastaların takip süresi 12-24 aydı. Hastaların şikayetleri takip süresince aşamalı olarak azaldı. Kontrol uroflow incelemelerinde obstrüktif paternin tüm hastalarda gerilediği görüldü. Triamsinolon enjeksiyonu yapılan iki hastada da anlamlı klinik düzelme görüldü. Hastalara kontrol üretroskopi yapılmasına gerek klinik semptomlardaki düzelme gerekse işeme paternlerindeki obstrüktif bulguların gerilemesi nedeniyle gerek görülmedi.

İdiopatik üretrite, sıklıkla adölesan ve preadölesanları etkilediğinden dolayı, hormonal değişikliklerin yol açtığı düşünülmektedir. Skuamöz metaplazi saptanan en önemli patolojik bulgudur. Hastaların büyük çoğunluğunda semptomlarda spontan gerileme görülürken uzun süreli semptomları olan hastalarda intralezyoner steroid enjeksiyonu efektik bir tedavi yöntemi olarak uygulanmalıdır.

Close